Haber Kaynağı: Manşet Gazetesi
Söyleşi: Tuğba Koçal
Harb-İş Şube Başkanı Şenol Yılmaz ile sendikacılığa dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Yılmaz, sendikacı olarak işinin siyaset yapmak değil sendikacılık yapmak olduğunu söyleyerek tek amacının üyelerinin sosyal ve ekonomik haklarını sağlamak olduğunu belirtti.
Sendikacılığa ne zaman ve nasıl başladınız?
Çalışma hayatına, 1988 yılının eEkim ayında 1. Hava İkmal Bakım Merkezi’nde motor teknisyeni olarak işbaşı yaptım. 27 yıllık çalışma hayatımın 20 yılı Harb- İş içinde sendikal mücadele içinde geçti. 20 yıldır, her 4 yılda bir gerçekleştirilen her seçiminde belli kurul ve kadrolarda görev yaparak şube başkanlığı görevine geldim. 14 Mart 2015 tarihinde ana tüzüğümüze göre icra ettiğimiz 15. Olağan Genel Kurul’da şube başkanlığına, daha sonra Harb- İş Merkez Denetleme Kurulu’na seçildim. Şu anda Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanlığını sürdürüyorum. Babam da Yol- İş Sendika Başkanıydı. Sendikacılık babamdan geliyor.
 “İŞİM SİYASET DEĞİL, SENDİKACILIK”
Göreve geldiğinizden itibaren ne gibi çalışmalar yaptınız?
Biz göreve geldiğimizde kamu toplu iş sözleşmeleri takvimiydi. Göreve geldiğim günden itibaren son imzaların atıldığı Ağustos ayına kadar bir ayağım Ankara’da bir ayağım Eskişehir’deydi. Kamu toplu iş sözleşmelerimizi takip ettik. Toplu iş sözleşmelerini iki kategoride değerlendiriyoruz. Biri ekonomik, diğeri sosyal kazanımlar. Her iki anlamda da üyelerimizin maksimum seviyede kazanç sağladığı bir toplu iş sözleşmesini imzaladığımızı düşünüyorum.
Üyeye hizmet anlamında tabi ki sosyal aktiviteler, sportif faaliyetler çok önemlidir. Ama benim muhalefet dönemindeyken eleştirdiğim bir konuydu. Sosyal anlamda faal 3 kurumumuz var. Ana gövde Türk Harb- İş Sendikasıdır. Türk Harb- İş Spor Kulübü 5 branşta faaliyet gösteriyor. Bir de HASYA Hizmet Sandığımız var. Sosyal ve sportif anlamda bu iki kurumumuz varken, benim işim üyemin alın terinin, emeğinin son damlasına kadar korunması ve ülke gerçeklerine göre iyileştirilmesi anlamında sendikacılık yapmak. Benim konser, tiyatro bileti satmak, maça otobüs kaldırmak değil. Bunları yapan kurumumuz zaten var. Ben bu yüzden işin sadece sendikal boyutundayım.
Peki, bundan sonrası için hedefiniz nedir?
Toplam 7 ilde 2 bin 350 üyemin menfaati doğrultusunda işletmek, kullanmak ve korumakla yükümlüyüm. Benim işim siyaset değil, sendikacılık. Vaadim sadece ekonomik ve sosyal anlamda iş güvencesi, iş huzuru ve iş barışı içerisinde üyelerimin mesailerini sağlıklı şekilde yapmalarıdır. Benim asli görevim bu. Bunun dışında hiçbir faaliyet içinde beni kimse göremez.
Eskişehir’in bu sektörde avantajları sizce neler?
Muharip Hava Kuvvetler Komutanlığı, Hava Füze Savunma Komutanlığı Eskişehir’e nakil edildi. Askeri hiyerarşi anlamında buranın Muharip Birlik Komutanı, geleceğin Hava Kuvvetleri Komutanı’dır. Abidin Ünal paşamız, Akın Paşa, Halil İbrahim Fırtına, Mehmet Şanver buradan gitmiştir. Eskişehir devamlı hava kuvvetleri komutanlığını besliyor. Eskişehir hava kuvvetleri anlamında Türkiye’nin kalbi. Hem lojistik hem personel istihdamı anlamında çok önem taşıyor. Bu sektör Eskişehir ekonomisine katma değer sağlıyor, istihdam sağlıyor. Eskişehir için tarihi bir şans bu sektör. Hava İkmal Bakım Merkezi Eskişehir için mükemmel bir katma değer. Sektörümüzü çok önemsiyoruz. İşimiz çok hassas ve kritik. Bu sorumluluğun farkındayız.
“MİLLİ UÇAĞIMIZI YAPMALIYIZ”
Savunma sanayi sektörü ile ilgili sizin ne gibi hedef ve hayalleriniz var?
Bu sektör geliştirilmeli, millileştirilmeli. Yeni projelere kanat açmalı. İlk milli gemimiz indirildi, ilk görevini tamamladı. Tamamen Türk mühendislerin projesi ile bugün denizlerimizde güvenliğimizi sağlıyor. Biz istiyoruz ki bu teknoloji ile bu yetişmiş personel ile hava savunmamızı da milli uçaklarımızla yapalım. Milli uçağımızı üretecek potansiyel var. Teknik anlamda da yetişmiş personel anlamında da bu potansiyel var. Hava İkmal Bakım Merkezi motorundan tutun gövdesine kadar her türlü uçağın millileşmiş proje halinde üretimini yapabilecek teknik donanımdadır. Bunun için AR- Ge gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte milli uçağımızı yapabileceğimizi düşünüyorum.
Artık savunma sanayi sivilleşiyor. Artık bu işyerlerinin askeri anlayışla yürütülemeyeceği ve sivilleştirilmesi gerektiği düşüncesi var. Sivil müdür atamalarını bekliyoruz. İş sivil yönetime döndüğünde bürokratik engelleri pratik ve kolaya çevireceğiz. Sivilleştiğinde de bence millileşme projeleri ivme kazanacak.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Görev süremiz 4 yıl. 2019’da genel kurul sürecimiz olacak. Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için yaşamak gerek denir ya. Biz de sanki seçim görmeyecekmiş gibi görevimizin başındayız. Ama yarın seçim olacakmış gibi de çalışmalarımızı yaparak sendikal mesaimizi sürdürüyoruz.
 
 

 
Editör: TE Bilişim