Kaynak: Manşet Gazetesi

Söyleşi: Gökhan KOÇAL

Türk Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Haydar Urfalı, Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de de öğretmenlere sistematik olarak sendikal baskının yapıldığını ifade ederek, “Çeşitli tehdit, şantaj, mobbing, vaatlerle, sözleşmen uzamaz, adaylığın kalkmaz gibi baskılar söz konusu. Öğretmenler ekmeğiyle imtihan ediliyor” dedi.

Türk Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Haydar Urfalı, eğitimde yaşanan sorunlar hakkında konuştu. Eğitim-öğretim alanının en problemli bir alan haline geldiğini aktaran Urfalı; güvenlik, yönetici atamaları, uygulanmayan veya şekli olarak uygulanan yargı kararları, öğretmen atamaları, öğretmen-öğrenci-veli ilişkileri, rotasyon, performans değerlendirme, ALO 147 gibi moral ve motivasyonu olumsuz etkileyen pek çok sorunun çözüm beklediğini aktardı. Sendikal baskıdan söz eden Urfalı, FETÖ darbe girişimini Türkiye’ye yaşatan süreçten ders alınması gerektiğini, 15 Temmuz sürecinden sonra eğitim alanında FETÖ’nün yerini başka yapıların almaya ve devletin içerisinde yapılanmaya çalıştığını söyledi ve bunu önlemek için de ehliyet, liyakat ve devletine ve milletine sadakat ve bağlılıkla, hukuk ve adaletten ödün verilmemesi gerektiğini kaydetti.

SENDİKAL BASKI VAR

Eğitimdeki sorunlar nelerdir?

Eğitim-öğretim alanı çok ve sık problem yaşanan bir alan haline geldi. Saatlerce, günlerce konuşsak eğitimdeki sorunların tamamını belki gündeme getirebiliriz. Sağlıklı, kaliteli ve nitelikli bir eğitim-öğretim süreci için sorunlardan arındırılmış bir ortamda öğretmen ile öğrenciyi buluşturulmalıdır. Maalesef bunu sağlamada büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Eğitim-öğretim sürecinin en önemli unsurları öğretmen, öğrenci, öğretim programı ve materyaldir. Tam da burada temel sıkıntılar yaşanmaktadır. Öğretmenlerin seçilmesi, yetiştirilmesi, atanması, meslek içerisinde geliştirmesi ve tecrübeli, donanımlı ve bilgili öğretmenlerin yurt sathında dağıtılmasında yaşanan sıkıntılar söz konusu. Son 2 yıldır öğretmen atamaları mülakatlı hale getirildi. KPSS’den sonra ataması yapılacak öğretmen adaylarının bir kısmı mülakata alınıyor. Mülakatta aldığı puana göre tercihte bulunuyorlar. Buraya kadar kısmı bile başlı başına bir problem. Atanmakla da sorun bitmiyor. Aksine sözleşmeli atama sorunun ortaya çıktığını görüyoruz. En başından beri biz Türk Eğitim Sen olarak şunu önerdik; KPSS sonuçları dikkate alınsın, çok ciddi bir güvenlik soruşturması yapılsın. Bu güvenlik soruşturmasını geçen kişiler kadrolu öğretmen olarak atansın.

Eğitim-öğretimin temel taşı gözbebeğimiz öğrencilerimiz sürekli değiştirilen öğretim programları, haftalık ders çizelgeleri, okul türleri ve sınav sistemleriyle şaşkına döndürülmüş durumda. Öğretim programları sürekli olarak değiştirilmekte Atatürk ve Cumhuriyetimizin temel değerleri her defasında tartışmaya açılmakta bu durum ülkemizin ve milletimizin birlik ve beraberliğini olumsuz etkilemektedir. Eğitim-öğretimde kullanılacak materyallerin özellikle ölçme-değerlendirme araçlarının ve ders kitaplarının öğrencilerimizi ezberden uzaklaştırarak, onları araştırma ve inceleme yapmaya, gözlem-deney yapmaya yönlendirecek içerikte olmalıdır. Bu dört unsurla birlikte moral ve motivasyon kaliteli ve nitelikli eğitimi sağlamada omurga görevi yapmaktadır. Bunlar sağlanmadan bunlarla ilgili sorunlar çözülmeden eğitim-öğretimde başarı sağlamak ham hayalden öteye gitmeyecektir.

Sendikal baskılar Eskişehir’de de görülüyor mu?

Eskişehir’de de sendikal baskı var. Yeni yaşanan bir örnek, çok haklı gerekçeyle haklı bir talepte bulunan öğretmenin önüne ahlaksızca bulunduğu sendikadan istifa ve üye sayısının fazlalığı bakımından obezlikten yakında patlayacak sendika görünümlü yapıya üyelik formu konulabiliyor. İnsanları ekmeğiyle imtihan ediyorlar. Özellikle genç öğretmenleri… Sözleşmen uzamaz, adaylığın kalkmaz gibi çeşitli tehdit, şantaj, mobbing, vaat... En zor imtihan bu.

FETÖ’NÜN YERİNİ BAŞKA YAPILAR ALMAYA VE DEVLET İÇİNDE YAPILANMAYA ÇALIŞMAKTADIR

FETÖ darbe girişimini Türkiye’ye yaşatan süreçten ders alınması gerekmektedir. 15 Temmuz sürecinden sonra eğitim alanında, FETÖ’nün yerini başka yapılar almaya ve devlet içerisinde yapılanmaya çalışmaktadır. Buna fırsat verilmemelidir. Böyle bir yapıyı önlemek adına ehliyet, liyakat ve devletimize ve milletimize sadakat ve bağlılıkla hukuk ve adaletten ödün verilmemelidir. Devlet organizasyonu içerisinde hiçbir dernek, vakıf, cemaat ve sendika kendi kimliğini koruyarak, kendi bağlantılarıyla yer almamalıdır. Böyle yapılanma tespit edildiğinde gereği yapılmalıdır.

Eskişehir eğitiminde yaşanan sorunlar nelerdir?

Ülke genelinde yaşanan sorunlar yoğun şekilde ilimizde de yaşanmaktadır. Eskişehir’de okulların fiziki anlamdaki yapılaşmasının hızlı karşılandığını görüyoruz. Ancak yenilenmesi gereken okul binalarında birtakım sıkıntılar yaşanmakta. Buradaki sıkıntıyı tek taraflı görmemek lazım. Eskişehir’deki yerel yönetimler bir başka siyasi partide olduğundan bunların okullarla ilişkilerinde bir engellenme söz konusu. Bu engellenme karşısında onlar da okulların yenilenmesi gereken süreçte müdahil oluyorlar. Yapmaları gereken kolaylaştırıcı yönlerini ortaya çıkarmakta geri duruyorlar. Karşılıklı bir engelleme söz konusu. Burada kaybeden Eskişehir oluyor, Eskişehir’imizin güzide evlatları oluyor. Eğitimin tamamen siyasi polemiklerden arındırılması gerekir.

SENDİKAL BASKININ EN YOĞUN YAŞANDIĞI ŞEHİRLERDEN BİRİSİDİR

Eskişehir eğitiminde yaşanan sorunlardan bir tanesi başta da belirttiğim gibi sendikal baskı. Eskişehir, sendikal baskının en yoğun hissedildiği illerden bir tanesi. Sendikal baskıdan dolayı öğretmen ve yöneticiler rahat çalışamıyor. Bunda iktidar partisinin çok etkisi var. Adeta yetkili sendikaya alan yaratıyorlar. Bürokratlar bu konuda ya sessiz kalıyorlar ya da yapılanlara destek veriyorlar. Eskişehir’de pek çok bürokratta gördüğümüz gibi bu sendikamsı yapıyla aynı düşünceleri taşıyorlar ya da öyle görünüyorlar.

Bu baskı üye sayılarına yansıdı mı?

Sendika üye sayılarına baktığımız zaman obez bir sendika görüyoruz. Morbit obez bir sendika… 2002 yılında Türkiye çapında sendikamsı yapının üye sayısı 18 bindi. Eskişehir’de ise 250- 300 civarında bir üyeleri vardı. Türkiye çapında 390 bin civarında üyeleri var. Eskişehir genelinde 4 bin civarında üyeleri var. Aynı dönemde Türkiye genelinde sendikamızın üye sayısı 110 binler civarında iken, şimdi 210 bin civarındadır. İlimizde ise bin civarında olan üye sayımız 2 binlerdedir. Her şeye rağmen, Türk Eğitim Sen’in üye sayısı yıllar bazında artmaktadır. Eğitim Bir Sen’in üye sayısının bu denli artmasında ana etken sendikal baskıyı ve sarı sendikacılığı görebiliriz. Siyasetçi-Bürokrat- Sendikacı üçgeni içinde eğitim sistemimizin hal-i pür mela’li ortadadır. Eğitim-öğretimin motor gücü öğretmenler olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına ahlaksızca yapılan baskı var her türlü vaat var bunlar yetmezse tehdit, şantaj ve mobbing var. Özellikle kurum yöneticileri tarafından… Sendikacılık adına ortaya koydukları bir şey yok. 4 dönemdir toplu sözleşme masasına oturan sendika belli ve alınan elde edilen sosyal ve mali haklar da belli. Hele son dönemki toplu sözleşme tamamen fiyaskodur. Masada %3,5 zamma kuzu kuzu imza atacaksın yemekhanelerde helal gıda ürünleri kullanılmasını kazandık, izni kalmayan memura hac izni kazandık, kamu çalışanlarına Cuma namazına gitme izni kazandık gibi kamu çalışanlarının tümünü ilgilendirmeyen konular üzerinden siyasi ve dini istismar yapacaksın. Türkiye gibi ülkede zaten bunların olması gerekiyor. 30 yıllık devlet memuruyum, izni olmadığından hacca gidemeyen bir kamu çalışanına rastlamadım ve duymadım.

Sizin üye sayınız nedir?

Şu an itibarıyla 2 bin 150. Aşağı yukarı üye sayımız bu bazda. Üyelerimize doğruluk ve samimiyetle hizmet ediyoruz. Eğitim-öğretim sistemimizle ilgili bilimsel gerçekler, etik değerler, milli ve manevi değerlerimiz, meslek etiği, ahlaki değerlerimiz, cumhuriyetimizin kazanım ve değerleri, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda insan onuruna yaraşır ve layık bir anlayışla ilk günkü heyecan ve inançla yolumuza ve mücadelemize devam ediyoruz. Buna inanan ve bu mücadelede yer almak isteyen tüm eğitim çalışanlarını sendikamıza üye olmaya davet ediyoruz. Onların bu onurlu mücadelede yer almalarını istiyoruz. Bunu yaptığınızda eğitim-öğretim alanında yaşanan pek çok sorununun çözümlendiği görülecektir. Güç ve yetki eğitim çalışanlarınındır.

Öğretmenlik mesleği saygınlığını yitirdi mi?

Yapılan anketlerde en saygın mesleklerin başında geliyor ama toplumda yaşananlara bakıldığı zaman öğretmenlik mesleği değer kaybeden, eski statüsünü kaybeden bir meslek haline geldi. Eğitimde atılım yapmadan ve başarı sağlamadan bir ülkenin kalkınması ve toplumsal refaha ulaşması mümkün değildir. Bu itibarla kalkınmanın ana unsuru olan eğitimde öğretmen faktörünü hak ettiği toplumsal statüye ulaştırmadan bir başarı yakalanamaz. Bu itibarla öğretmenleri güçsüz, kaygılı, moralsiz, motivasyonsuz ve umutsuz hale getiren her türlü uygulama sona erdirmelidir. Hele ki; öğretmene her türlü baskı, şantaj, tehdit ve mobbing asla kabul edilemez. Eğitim sistemimizde düzeltilmesi gereken en öncelikli konu ÖĞRETMENLİK’tir.

Editör: TE Bilişim