Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanı Ümit Güney ile kentteri otopark ve trafik konularını enine boyuna masaya yatırarak bir ayna tuttuk.

Güven’e göre Eskişehir’de trafik ve otopark sorunu yok. Ve bu konu siyasi malzeme aracı olarak kullanılıyor. Asıl mesele otopark kullanma kültürünün olmaması.

 

YETERİNCE OTOPARKIMIZ VAR

Kentteki otoparkların durumu nedir? Ne derece kullanılıyor? İhtiyacı karşılıyor mu?

Otoparkları kapalı ve açık diye ikiye ayırıyoruz. Şehir genelinde 14 kapalı otoparkımız var. 4 ana güzergahta da cadde üzeri açık paralı otoparkımız mevcut. Katlı otoparklar kullanılmayıp, taşıtlar sokaklara park edildiğinde şehir trafiği zorlanıyor. Bunu önlemek için de belediyemiz 14 katlı otopark yaptı. Ancak gelin görünki kapalı otoparklarımızın neredeyse tamamının ikinci kattan sonrasının boş olduğunu görüyoruz. Buna rağmen bazı gazetelerde otoparklar dolu, otoparklarda yer yok,denilerek haberler yapıyorlar. Bu doğru değil. Katlı kapalı otoparkların neden kullanılmadığına gelince. İnsanlar sokaklarda ücretsiz park varken para verip de katlı otoparkları kullanmak istemiyorlar. Ancak bazı fiziksel düzenlemeler yapıyoruz. Bu düzenlemeler de arttıkça insanların kapalı katlı otoparkları kullanım oranı da artacaktır. Caddelerdeki otoparklarımızın düşük fiyatla paralı hale getirilmesinin nedeni ise şu: Birçok kişi, şehir merkezine özellikle de çarşıya özel aracı ile gelip, aracını bir caddeye park edip akşam tekrar aracına binene kadar kaldırmıyor. Herkes bunu yapmaya kalksa, diğer insanlar mağdur olacaklar. Paralı yaptık ki, kısa süreliğine çarşıda ya da merkezde işi olup kısa, bir süreliğine aracını bırakıp dönecek olan kişiler park yeri bulabilsinler diye. Bir kişinin bir araçlık park alanını bir ay boyunca tek başına işgal etmesi mi daha doğru yoksa günde yarımşar ya da birersaat ile onlarca aracın o alandan faydalanması mı? Bir farklı konu da şu: Çarşıya ve şehir merkezine gelmek için o kadar çok ulaşım imkânı var ki. Otobüsle, minibüsle, tramvayla, bisikletle veya yaya olarak gelmek mümkünken en son tercih edilmesi gereken özel araç kullanımı olmalıdır.Öyle bir anlayış varki herkes ben aracımla geleyim diğerleri gelmesin istiyor. Bu anlayıştan vazgeçilmesi gerekiyor. Sözlerimi tekrar toparlayayım: Ben Eskişehir’de otopark sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bu tanım yerine otopark kullanım sorunumuz olduğunu söylemeliyiz. İkisi farklı şeyler. Otoparklarımız var insanlar bunları kullanmamak için direniyor.

İKİ CADDEDE ÜCRETLİ PARK YOLDA

Eskişehir’de kayıtlı araç sayısı sürekli artıyor. Tüm otoparklar dolsa da bu talebi karşılayacak durumda değil. Bunun önüne nasıl geçilecek. Bazı ana caddelerde keyfi otopark olarak kullanılıyor. Bunlar neden ücretlendirilmiyorlar? Örneğin Cengiz Topal Caddesi, Sakarya Caddesi?

Önceki yıllardaSakarya ve Cengiz Topel Caddeleri için UKOME tarafından paralı otopark uygulaması kararı alındı. Bu karar var. Belediye şirketleri tarafından gerektiği takdirde hemen uygulamaya başlanabilir. Bu mümkün. Ben bu caddelerde de paralı otoparkların gerekli olduğunu ve artık başlanılması gerektiği düşünüyorum. Araç sayıları hızlar artarken otoparklar yetmezse ne olursorusuna gelirsek: otomobillerin 60’lı yıllardan sonraşehir hayatınagirdiğini, toplu ulaşım alternatiflerinin İstanbul, Ankara gibi illerde yeterince geliştirilmediği için trafiğin sorun haline dönüştüğünü söyleyebilirim. İki tercihten birini yapacağız, ya şehirlerde binaları düzleyeceğiz, hiç bina bırakmayacağız ve otomobillerle gezeceğiz,yahut şehrin mimari güzelliğini koruyacak, insanlarla uyumlu yaşamı sağlayacağız ki Eskişehir’de uygulanan bu. İki Eylül Caddesi, Doktorlar Caddesi ve Porsuk Bulvarının taşıt trafiğine açık olduğu eski hallerini düşünün. Ne çok trafik sıkışıklığı ve egzoz dumanı kirliliği vardı, araçlar sanki şehri istila etmiş gibiydi. Şehir merkezine her gün 100 bin insan geliyor. Biz herkesi merkeze araba ile getirmek zorunda mıyız? Değiliz. Getirirsek ne olur? İşte bu sorunun cevabını kimse veremez.

TOPLU TAŞIMA TERCİH EDİLMELİ

Mesele sadece araçlarla şehrin merkezine gelmek değil ki? Diyelim benim aracım var. Ben bunu nerede muhafaza edeceğim? Eğer mahallemde ve yaşadığım alanda bir otopark ya da garajım yoksa, sokağa park edeceğim. Sokaklar şuan araçlardan geçilmiyor.

Yeni imar planımızda bilindiği üzere yeni yapılan tüm binalara garaj zorunluluğu getirildi. Adamın garajı boş sokağa çekiyor. Bu ne olacak? Doğal yaşamın gerekliliklerini unutmamalıyız. Mesela yağmur yağıyor. Peki, yağmur yağmasın diye mücadele edebilir miyiz? Hayır, yağmur yağıyor ve bu değiştiremeyeceğimiz bir gerçek. Şehri hayatında yaşamakta buna benzer, uyumlaşmayı gerektirir.  Eskişehir gün geçtikçe ülkemizin gözbebeği olma yolunda ilerliyor, hatta oldu bile.Uyumlaşma becerilerimiz arttıkça şehrimizin kalitesi de artacaktır.Şimdi Yunus Emre Caddesini komple yıkmamız mümkün mü? Değil. O zaman ne yapacağız? Atatürk ve Cengiz Topel Caddeleri ile uyumlaştırmamız lazım. Avrupa’da 500 yıllık şehirler var. Bu şehirlerde ulaşım ve otopark algısı oturmuş şekilde. Şehir merkezleri, meydanlar yayalara ait. Sokaklarda sıra halinde park etmiş araçlar bulamazsınız.Ulaşım aracı olarak insanlar toplu taşım araçlarını ve bisikletleri tercih ediyorlar.

 

BİSİKLET YOLLARI OLUŞTURULMALI

İnsanlar araçları ile gelmesin merkeze konusunda hem fikirim. Bisikletlerini kullansınlar bu da tamam. Ancak, ben bisikletimle gelemiyorum çünkü canımı tehlikeye atıyorum. Bisikleti kullanın demek için o bisikleti kullanabilecek imkan sunulması gerekmiyor mu? Eskişehir’de kaç bisiklet yolu var?

Evet haklısınız. Bu konuda özellikle de şehir merkezinde çalışmalarımız bisiklet odaklı olmalı. Dediğim gibi bazı fiziksel iyileştirmelerimiz yaygınlaştıkça hem merkeze araç yığılmasını, hem merkezdeki katlı otoparkların tercih edilmemesini önlemiş olacağız. Bunlar birbiri ile bağlantılı olan durumlar. Çözüldükçe sorunlar ve eksikler de azalacak. Bir diğer sorunumuz da yayalaştırılmış bölgelerin özellikle de motosikletli ve elektrikli bisikletli sürücüler tarafından sıklıkla kullanılması. Siz bir basketbol sporunda topa ayakla vuramazsınız. Onu futbolda yapacaksınız. Tüm bu konuştuklarımızın altında toplumsal kurallara uyma kültürü var. Medeniyet dediğiniz biraz da kültür işi. Bir alan yetkililerce yaya bölgesi olarak belirlenmişse, buraya taşıtla ya da motosikletle girmeyeceksin. Görevliler ceza yazınca da herkesin kendince bir nedeni var. Genel gerekçe zamanında gideceği yere yetişmeklakin taşıt yolundan3 dakikada gidebileceği yere 30 saniyede yaya yolundan gitmek de doğru değil.Yaya güvenliği ve huzuru için buna izin veremeyiz.

GEÇİCİ SÜRELİ PARKA EVET

Peki, şehrin en işlek alanlarının başında gelen Köprübaşı’nda özellikle de tur şirketlerinin otobüsleri ile saatlerce işgal edilmesi orada ciddi bir trafik sorunu oluşturması konusunda ki görüşleriniz nedir? Neden bu araçlar için başka bekleme noktaları belirlenmiyor?

Burası taşıt trafiği olduğu için zaten park edilmesi yanlış ve denetimi Emniyet Müdürlüğü yetkililerinde.UKOME tarafından konu istenirse tekrar değerlendirilir.  Balmumu Müzesi önüne turist otobüsleri için park yeri bırakıldı. Bence burada da böyle bir uygulama yapılmalı. Turizm şehir olmak, turizm trafiğini geliştirmekten de geçer. Turizm otobüsleri indi bindilerini yaptıktan sonra şehir dışına alınmalı ve belirli bir süre sonra tekrar yolcu alım yerine dönmeli. Aksi takdirde 3 otobüslük yere 20 otobüsü nasıl sığdıracaksınız?Şehir halkı turizmden para kazansın,  esnaf kazanç sağlasın diyorsak bu döngü için trafik konusunda da parametreleri gözden geçirmeliyiz. Tur otobüsü 5 saat aynı yerde park edemez. Bırakır. Ona bir yer gösterirsiniz. 5 saat sonra gelir turisti alır ve kalkar.

TRAFİK SORUNU YOK

Sizce Eskişehir’de trafik sorunu var mı?

Bir kentte trafik sorunu olup olmadığını anlamak için diğer kentlerdeki duruma bakmak lazım.Mesela kırmızı ışık konusunu ele alalım. Bir taşıt yol boyuncaA noktasından B noktasına gidene kadar kaç kırmızı ışıkta bekler, ilk yeşilde geçer mi ve o ışıklarda ne kadar süre zaman harcar?Hangi şehirde durum nasıldır? Mesela bir kavşakta 5 kere kırmızı-yeşil döngüsü yaşıyor ve siz ancak 5’inci yeşilde geçiyorsanız evet orada ciddi bir sorun var demektir.Ankara, İstanbul gibi illerde bu böyledir. Ancak  Eskişehir’de her kavşakta ilk yeşilde geçersiniz. Sadece Gar kavşağından Kızılcıklıya gelindiğinde bu en fazla ikidir ve bu tren geliş saatlerinde yaşanır.  Bu döngüyü bilmeyen trafik uzmanları!sizeEskişehir’de trafik sorunu var diyebilirler. Fazla ciddiye almamak lazım. Dünyanın bir çok kentinde  cumartesi-pazar günleri özellikle de öğlenden itibaren kent merkezlerinde araç yoğunluğu yaşanır. Çünkü insanlar hafta tatilinde aileleriyle şehir merkezine araçlarıyla gelmek, alışveriş yapmak isterler. Haftada bir cumartesi günühaliyle yoğunlaşan trafikte sıkışan bir sürücü Eskişehir’de trafik sorunu var diyebilir mi?Anlık veriden genel çıkarma yapılması rasyonel değildir. Bir haftada kaç saat var? 168 saat. Bunun 5 saati yoğun siz, diyeceksiniz ki ben bu 5 saate göre değerlendireceğim. Tansiyon hastaları 1 hafta boyunca her gün ölçülür. Her gün yüksek çıkıyorsa o zaman ilaca ve tedaviye başlanır. Bir iki kere yüksek çıkması normaldir. Trafik de böyle. Eskişehir’de illa trafik sorunu var diye diretilmesinin nedeni bunun siyasi bir malzeme olarak kullanılmasıdır. Eskişehir’de siz hiç sabah saatlerinde trafik sıkışıklığı gördünüz mü, göremezsiniz, çünkü yok? Trafik sorunu olan bir kentte günün her en az 10 saati ve her gün ulaşım problemlidir.

Eskişehir’de ulaşım planlamasını çağın çok ilerisinde yapan Prof.Yılmaz Büyükerşen hocamız, hem ekonomik maliyeti, hem de şehir hayatına kattığı görsel zenginlikle Estram’ı kurarak zaten trafik sorununu yıllar önce çözmüştür. Bizim tek yapmamız gereken onu büyütmek ve ilerletmektir. Bu sistemin önemi ülkemizin diğer şehirleri trafikle savaşırken bizim keyifle yaşayacağımız bir şehir olarak kendini gösterecek ve zamanla değeri anlaşılacaktır.  

 

 

 

Editör: TE Bilişim