Kaynak: Manşet Gazetesi

Söyleşi: Tuğba KOÇAL

Bakkal ve Bayiler Odası’nda 27 yıllık başkanı devirerek, göreve gelen 33 yaşındaki İsmail Hakkı Ördek ile görüştük. Genç ve idealist başkan, esnafın sorunlarını ve çözüm yollarını anlattı.

Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. Bize kendinizi tanıtır mısınız? Bu mesleğe ne zaman ve nasıl başladınız?

Ben bakkal çocuğuyum. Babam 36 senelik bakkal. Aslında doğduğumdan beri bu işin içerisindeyim. Çocukluğum babamın bakkal dükkânında geçti. Okul dışındaki zamanlarımda dükkân bekliyordum. Askere gidip geldikten sonra 5-6 yıl pilasiyerlik yaptım. Bakkallara bisküvi sattım. Sonrasında baba mesleğine dönerek yaklaşık 4 yıl önce kendi bakkal dükkânımı açtım.

Peki, başkan olmaya nasıl karar verdiniz?

Bu işin uzun yıllardır içinde olduğumuz için eksiklikleri de hep görüyorduk. Sorunlarımız hiçbir şekilde dile gelmiyordu, çözülmüyordu. Ben de gencim, bu işlere meraklıyım, heyecanlıyım. Bu yola böylece çıktım ve aday oldum. Mevcut başkanın karşısında seçime girdiğinizde 2-0 geriden başlıyorsunuz aslında. Mevcut yönetim bize üye listelerini vermediği için kendi çabalarımızla kapı kapı gezdik. Bu sebeple biz hem kendi üyemiz hem de Eskişehir Ticaret Odası’na kayıtlı bakkalları gezmiş olduk. Kendi üyemiz olan 1000 bakkalı ziyaret ettiysek, ETO’ya kayıtlı da 1000 bakkalı ziyaret etmişizdir. Esnaf dostlarımız da bize destek verdi. Gece 2’lere kadar esnaf ziyareti yaptık. Ve ben 33 yaşımda genç bir esnaf olarak 27 yıllık bir başkanı devirdim, üyelerimizin teveccühü ile başkan oldum.

BİRLİK OLURSAK MÜCADELE EDERİZ

Bakkal esnafının sorunlar neler? Siz ne gibi sorunlar gördünüz de başkan olmak istediniz?

Bizim en büyük sorunumuz büyük marketler ile rekabet edememek. Adı üstünde bakkal, küçük esnaftır. Biz büyük marketler gibi iskontolu mallar bulamıyoruz. Biz aldığımız bir ürünü 1-2 koli alıyoruz, onlar kamyon kamyon alıyor. Bu sebeple de firmalar bu kişilere raf bedeli veriyor, bedelsiz mal veriyor. Örneğin benim toptancıdan 10 liraya aldığım bir ürünü, markette 9 liraya bile satabiliyorlar. Bu şartlarda küçük esnaf bu marketlerle nasıl mücadele edecek?

Evet, bu mücadele nasıl olabilir? Nedir çözümü?

Bunun tek çözümü birlik beraberlik içinde olmak. Birlikten kuvvet doğar. Tek bir bakkal, kamyon dolusu mal alan büyük market ile rekabet edemez. Ama biz bütün bakkallar bir olursak bu rekabeti sağlarız. Bakkal arkadaşlarımızla bir araya gelip tek çatı altında mal alabilirsek işte o zaman bunu sağlarız.

Bunun yanında giderlerimizi düşürmemiz lazım. Bankalarla görüşmelerimiz sürüyor. Pos cihazlarında bize özel bir indirim istiyoruz. Pos cihazından geçirip ertesi gün para hesabımıza geçtiğinde bizden çok yüksek meblağlar kesiliyor. Bankalar bunu 7 bin şubesi olan büyük marketlerden kesmiyor. Bizim amacımız bankalarla yine tüm bakkallar olarak toplu anlaşma yaparak, yine birlikte hareket ederek bu avantajdan yararlanabilmek. Bunun dışında elektrik giderimiz çok fazla. Bununla ilgili çalışmamız var.

Bakkallarda kullanılan poşetler bizim önemli bir giderimiz. Bu noktada oda olarak bir şeyler yapmak istiyoruz. Şu anda odanın maddi durumu çok iyi değil. Çünkü biz bir enkaz devraldık ve onunla uğraşıyoruz. Ama maddi olarak düze çıktığımızda bir poşet firması ile tüm bakkal esnafı adına bir anlaşma yapıp, uygun fiyata toptan poşet alacağız. Poşetlere de odamızın logosunu bastıracağız. Kilosu 10 lira olan bir poşeti, ben 7 liraya esnafa aldırabilirsem bu başarıdır. Ben esnafın cebine ayda 100 lira bile fazla para girmesini sağlarsam bu benim için kârdır.

Sizce üyeleriniz sizden ne bekliyor?

Aslında bizim esnafımız çok da bir şey istemiyor. Samimiyet çok önemli. Gidip hâl hatır sorulmasını, kendileri ile ilgilenilmesini istiyor. Hiçbir şey yapamasan bile, bir derdin sıkıntın var mı, yapabileceğimiz bir şey var mı diye sorulmasını bekliyor. Çözebileceğimiz her konuyu da zaten çözüyoruz, çözeceğiz. Bu noktada ilgili kurumlarla iletişim de çok önemli. Önceki başkanın arası iyi olmadığı için, esnaf birçok şeyden faydalanamıyordu. Örneğin Esnaf Odaları Birliğimizin cenaze aracı, ambulansı ve 14 kişilik servis aracı var. Ama bugüne kadar biz bunları kullanamadık. Bizim herkesle aramız iyi. Üyelerimiz tüm bu hizmetlerden yararlanacak.

MAHALLENİN BAKKALI, AİLENİN BİR FERDİDİR

“Bakkal amca, süper markete karşı” diye bir söylem var. Sizce bakkal kültürü biter mi?

Bakkal kültürü bitmez. Çünkü bizim milletimizde bakkal kültürü farklıdır. Cenazeniz olur bakkal gelir, hastanız olur bakkal koşar. Bir bakkal mahallede emanetçilik yapar. Mahalleli evinin anahtarını teslim edip ‘abi annem senden alacak’ der. ‘Kargom gelecek sen alıver’ derler. Ya da müşteri arar, ‘Ben çarşıdayım yetişemeyeceğim. Benim çocuğu okul servisi senin dükkana bıraksın’ derler. Arada bir güven var. Bir büyük markete evinin anahtarını, çocuğunu emanet edebilir mi? Ya da bir bakkalın müşterisine ismi ile hitap etmesi, ‘Mehmet abi hoş geldin, Ahmet amca nasılsın’ demesi kadar sıcak bir ilişki olabilir mi? Biz artık abi- kardeş oluyoruz, baba-oğul oluyoruz. Bir mahallenin bakkalı, ailenin bir ferdidir. İşte bu sebepten bakkal kültürü bitmez. Bizim insanımız bakkalına da bakkalcısına da sahip çıkar.

https://ssl.gstatic.com/ui/v1/icons/mail/images/cleardot.gif

Editör: TE Bilişim