söyleşi: Şenay Yıldırım

EMO Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tuna, Uluslararası Elektrikli Raylı Ulaşım Sistemleri Sempozyumu’nda neler konuşulacağı sorusunu yanıtladı. Tuna, bunun yanı sıra kentin raylı sistemler merkezi olması iddiasını, demiryollarının sorunlarını, gelişimi için yapılması gerekenleri ve üyelerin sorunlarını da paylaştı. Hakan Tuna, TÜLOMSAŞ’ın önemi üzerinde durarak, şunları söyledi: “Demiryolu dendiğinde her Eskişehirlinin aklına TÜLOMSAŞ gelir. Hedefleri çok büyük ama özellikle 1980 sonrasında küçülen bir TÜLOMSAŞ var. Yerli Yüksek Hızlı Tren üretme hedefini hem hükümetlere hem de halka birçok kez sunan TÜLOMSAŞ çalışanları ve yönetimi, uzun yıllar sonra ilk kez Ar - Ge konusunda bu yıl yatırım onayı aldı. Kamu kurumları arasında ilk Ar-Ge Merkezi olma başarısını yakaladı. Yeni Ar-Ge Mühendisleri TÜLOMSAŞ’a alınacak. Bu mühendislerin büyük bir çoğunluğu Elektrik-Elektronik Mühendisi olacak. Türkiye’nin ağır sanayi gelişiminin kilometre taşlarından birisi olan TÜLOMSAŞ’taki bu değişim bizi mutlu etti. Ancak Ar-Ge yatırımının çok uzun seneler önce olması gerekiyordu. Belki elli yıllık bir gecikmeden söz ediyoruz.”

Siz de Elektrik-Elektronik Mühendisisiniz, mesleğe nerede başladınız? Oda ile nasıl buluştunuz?

1989’da TÜLOMSAŞ’ta çalışma hayatına başladım, 1997 yılında memur sendikalarının kurulması ve memurların bu sendikalara üyeliği konusunda yasal olanakların sağlanması sonrası Türkiye’nin ilk kurulan memur sendikalarından biri olan Demiryolları Memurları Sendikası DEMSEN’in şube kurucu üyeleri arasında yer aldım. Siyaset ve değişen hükümetlerle bölünen sendikal yapılar ve hedefler nedeniyle sendikalar çalışanı koruyan anlayıştan uzaklaştırıldı. Sendikanın yanında Demiryolu Memurları Derneği, Demiryolu Meslek Okulu Mezunları Derneği, Demir Emek Tüketim Kooperatifi, Eskişehir Demirspor Kulübü gibi dernek ve kooperatif üyeliklerim var. Bu kurumların birçoğunda da yönetim kurulu görevlerim oldu. EMO ile mezun olduğumuz yıllarda tanıştık. 2008 yılında temsilcilikten şubeye dönüşen odayı; Kurucu EMO Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Levent Egüz’den bize kalan çizgi ve kuruluş amaçlarına uygun bir şekilde daha geliştirerek, daha güçlü ve katılımcı bir şekilde yönetmeye çalışıyoruz.

Odaya kimler üye olabiliyor?

Üyelerimiz arasında Elektrik Elektronik mühendisleri dışında Kontrol, Haberleşme, Telekomünikasyon, Biyomedikal ve Mikroelektronik mühendisleri var, kapsamı geniş bir odayız.

Bu iyi bir şey mi?

Evet kapsamınızın geniş olması bizi güçlendiriyor. Bu dalları farklı mesleki oda yapılarına böldüğümüzde üye sayısı az, güçsüz odalar oluşuyor, bu nedenle birlikte olmak en güzeli. Ama tabi mühendis kapsamını dağıtarak kişilerin uzmanlaşma yeteneğini ortadan kaldırıyorsunuz. Elektrik ve Elektronik Mühendisliğine baktığınızda bunlar birbirinden çok ayrı dallar, bu ikisini birleştirmek her iki alanda da uzman olunmasını engellemektedir diye düşünüyorum.

SES GETİRMEK DEĞİL, YARARLI OLMAK AMACIMIZ

Türkiye’de raylı sistemler alanında Eskişehir’in özel bir yeri var, bu anlamda düzenleyeceğiniz Uluslararası Elektrikli Raylı Ulaşım Sistemleri Sempozyumu çok önemli, bize bundan söz eder misiniz?

Uluslararası Elektrikli Raylı Ulaşım Sistemleri Sempozyumu’nu (ERUSİS) 27 ve 28 Ekim tarihlerinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirileceğiz. İlk kez uluslararası olarak düzenleyeceğimiz Sempozyumu ESOGÜ ile birlikte organize ediyoruz. ERUSİS Türkiye’de raylı sistemler alanında neler yapıldığını ya da yapılamadığını, hedeflerin doğru tezlerle tespit edilip edilmediğini, bugün ve yarın nasıl bir yapılanma ile raylı sistemlerin ülkemizde gelişeceğini ortaya koymayı hedefleyen bu amaçla tarihe not düşmeyi amaçlayan önemli bir kaynaktır. 2011, 13 ve 15’te 3 kez yapıldı. Ama bu sene ilk kez uluslararası düzeyde olacak. Bu da sempozyumumuzda, uluslararası bilim adamları ve uzmanların da görüş ve bildirilerini sunabileceği, daha güçlü sonuçların ortaya çıkacağı anlamına geliyor. Refahının gelişmesini demiryolları ile sağlayacağını düşünen her paydaş bu sempozyuma katılarak, görüşlerini açıklamak zorundadır diye düşünüyorum, bu anlamda gelip özel panel düzenleyebilirler, bu platform çok önemli.

YHT’nin TÜLOMSAŞ’ta üretilmesi…

Türkiye’nin geleceğini demiryollarında gören bir Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı var. Eğer gerçekten bu tezin arkasındaysa geçmişteki yıllarda olduğu gibi buraya katılımı tüm birimleriyle yüksek tutacaktır. Ses getirmek değil, yararlı olmak gibi bir hedefimiz var. TÜLOMSAŞ gibi Siemens de sempozyumumuza katılıyor. Raylı Sistemler Kümesi destek kurumlarımız arasında. SAVRONİK geçen sene olduğu gibi bu senede ana sponsorumuz. Türkiye’deki demiryolları ile ilgili hedefleri tanımlayan birkaç cümle mutlaka çıkacaktır buradan. Bu sene YHT’yi de ele alacağız. Bakanlığın daha önce deklare ettiği gibi YHT’yi TÜLOMSAŞ’ta üretileceği açıklaması üzerine yüz elli yıllık tecrübesi ile TÜLOMSAŞ’ın bu konuda nasıl bir çözüm planı olabileceğini tartışacağız. Şehir içi ulaşımı, ulusal ve uluslararası işletilebilirlik regülasyonlarını, Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün (DDGM) üstlendiği demiryolu otoritesi yetkisini ve demiryolu emniyet sistemlerini, Türkiye’de bu konuda nasıl bir yapılanma olduğunu, Ulusal Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi’nin (URAYSİM) önemini konuşacağız.

Sempozyumda neler konuşulacak, konu başlıkları ne olacak?

Sempozyum konu başlıkları şunlar: “Raylı Sistem Teknolojileri, Raylı Sistem Alt Yapıları, Sinyalizasyon, İnsan Kaynakları, Test ve Sertifikasyon, Akıllı Ulaşım Sistemleri, Bakım ve Otomasyon, Simulasyon, Emniyet Yönetim Sistemleri, Enerji Modelleme ve Yönetimi…” Tabi sınırlama yok, sempozyum süresince gelecek yeni konu başlıklarına da açık olacağız.

HEDEFLERİ ÇOK BÜYÜK AMA KÜÇÜLTÜLEN BİR TÜLOMSAŞ

Raylı sitemlerin geleceğini konuşurken TÜLOMSAŞ’tan konuşmadan olmaz, 26 yıllık çalışma hayatınız burada geçti, TÜLOMSAŞ neden beklenen çıkışı uzun yıllardır yapamıyor?

TÜLOMSAŞ, Eskişehir’in hem geçmişi hem de geleceği demek aslında, Türkiye’deki tüm lokomotiflerin imalatı ve bakımı burada yapılıyor, ama sürekli gelişen teknolojiyi takip edebilmeniz ancak Ar - Ge’yi geliştirmeniz ile çözülebilir. Buna sadece TÜLOMSAŞ yöneticilerinin değil, hükümetlerin de destek vermesi gerekiyor. Hızlı tren üretimini TÜLOMSAŞ’ın yapacağıı söylenmişti, ancak aradan 3 yıl geçmesine karşın bugüne kadar bir yatırım yapılmadı. Böyle bir hedef konmuşsa bugüne kadar gerekli yatırımların gerçekleşmesini ve TÜLOMSAŞ’ın bu amaçla yapılanmasını beklerdik. Türkiye’de demiryolu merkezi olarak Eskişehir kabul ediliyor. TÜLOMSAŞ bu anlamda çok şeyler getirdi bu kente. Eskişehir’i bugüne taşıyan 3 kurum var; Şeker Fabrikası, TÜLOMSAŞ, Hava İkmal Fabrikası… Bütün yollar buraya geliyor, buradan dağılıyor. Hedefleri çok büyük ama uzun yıllardır küçülen bir TÜLOMSAŞ var. TÜLOMSAŞ çok daha büyümeli. Hedefleri olan bir TÜLOMSAŞ yönetimi ve çalışanı var. Eskişehir günümüzde demiryolunun merkezi konumundaysa bunu TÜLOMSAŞ’a ve çalışanlarına borçluyuz. TÜLOMSAŞ tüm Türkiye için siyasetin ve güncel politikaların dışında bir kurum olmalıdır. TÜLOMSAŞ için hedefi ne kadar yüksek tutup planlamayı ve yatırımları buna göre organize ederseniz, TÜLOMSAŞ da o oranda büyür. Ancak Milli YHT TÜLOMSAŞ’ta üretilecek deklarasyonu sonrası bu konuda hiçbir şey yapılmazsa; hem çalışanlar, hem Eskişehir hem de Türkiye demiryolları için sonuç hüsran olur.

Neden bir şeyler yapılmıyor, bu beklemenin nedeni ne peki?

TÜLOMSAŞ çok güçlü olabilir ve bu konuda önemli çalışmaları var. Yüksek hızlı trenin burada üretilmesi ve bu amaçla yapılanacak olan TÜLOMSAŞ hem Eskişehir’i hem de Türkiye’yi büyütecektir. ERUSİS’in, geleneksel hale getirilmesinde genel merkez yönetiminin, özellikle Bursa Şube Yönetimi’nin ve diğer şube yönetimlerimizin büyük emekleri vardır. Bunun yanında TCDD ve TÜLOMSAŞ’ın ESOGÜ’nün ve sürekli ana sponsorluğumuzu üstlenen SAVRONİK’in destekleri vardır. Biz kamu adına görevleri olan ve bu amaçla halkın çıkarları adına gerektiğinde muhalif bir odayız, başarıları ve başarısızlıkları dile getiriyoruz. TCDD ve bağlı ortaklıklarının genel müdürleri, daire başkanları ve değerli demiryolcular bu sempozyuma katılır ve büyük destek verirler, eleştirilerimizi ve övgülerimizi dikkate alırlar. Demiryolları şu anda teknolojiyi yenilemeyi hedefleyen ancak hala büyük kısmı 1970’li yıllarda yapılmış lokomotifler ve daha da öncelerde inşa edilmiş demiryolları ile hizmet veren bir şirkettir. TCDD serbestleştirme kanunu ile yeniden yapılanmış ve bağlı ortaklıklarına Taşımacılık A.Ş.’i de eklemiştir. Yapılanmanın içinde TÜLOMSAŞ, TUVASAŞ ve TÜDEMSAŞ vardır. Serbestleşme yasasının doğruluğu bundan önceki sempozyumlarımızda tartışıldı. Serbestleşme, kamuya ait taşımacılık yetkisinin özel sektöre de açılması şeklinde gerçekleşti. Eğer hem teknolojik hem de sermaye olarak güçlü şirketlerimiz yoksa bu özelleşme boşluğunu yabancı şirketler dolduracaktır. 18 bin yük vagonunun 90 bine çıkması öngörülüyor. Kim üretecek bu vagonları, kim işletecek? Düşünün 1894 yılında kurulan TÜLOMSAŞ, Ar - Ge yatırımını ancak bu yıl gerçekleştirebiliyor. Bunun çok daha önce olması gerekiyordu. Belki elli yıllık bir gecikmeden söz ediyoruz. Bu nedenle ERUSİS’in önemi çok büyük. Burada bilim adamları, konunun uzmanları hazırladıkları bildirilerle önemli bilgileri kamuoyu ve sektörle paylaşıyor. ERUSİS 2017’i Osmangazi Üniversitesi ile birlikte düzenliyoruz. Sempozyum, 27-28 Ekim tarihlerinde ESOGÜ Kongre Merkezi’nde olacak. Buradan çıkan bildiriler ve sunumlarla ülke demiryollarının çok daha iyi yerlere gelmesi temel hedeflerimiz arasında. Aslında tek hedefimiz var, ulusumuz için güçlü demiryolu sektörü, donanımlı Ar-Ge personeline sahip kurumlar ve katma değerli yerli teknolojik ürün kapsamıyla, Türkiye’nin güçlü demiryolu sektörü yapılanması.

TAŞIMACILIK YÜZDE 1’LERE DÜŞTÜ

Daha önceki sempozyumlardan nasıl sonuçlar çıktı, uygulanabilen öneriler oldu mu?

Oldu tabi, Türkiye’nin ilk demiryolu araçları test merkezi oluşumunu sağlayacak URAYSİM aslında 2009 yılında alt yapısı konuşulmaya başlanmış olmasına rağmen 2011 yılının en önemli ERUSİS konu başlığıydı. Bugün kampüs inşaatları bitmek üzere. Demiryollarının serbestleşme süreçleri ve alt yapı kullanımının özel şirketlere açılması ERUSİS 2013 ve 2015 sunumlarının içeriğiydi. 2016’da serbestleşme kanunu yürürlükteydi. Eskişehir Tramvayı 2015 yılında çok tartışıldı. Özellikle geçen dönemde kullanılan çok temel bir kavram vardı “YHT Türkiye için ne kadar gerekliydi” yük taşımacılığı mı, yolcu taşımacılığı mı diye bir tartışma konumuz vardı…

Gerekli miydi peki YHT?

Türkiye’de demiryolları ile yapılan yük taşımacılığı şu anda yüzde 4’lerde Avrupa’ya baktığınızda bu oran yüzde 15-20’lerde, Amerika ‘da daha yüksek. Bunun anlamı şudur: Siz demiryolu taşımacılığını ne kadar çok yaparsanız o kadar hızlı taşırsınız, o kadar güvenli taşırsınız ve o kadar az doğaya zarar verirsiniz. Bunun yanında maliyetleri düşürürsünüz. Bütün bunlar demiryolları taşımacılığını diğerlerinin önüne geçiriyor. Ancak biz 1960’lardan itibaren karayolu taşımacılığı yapıyoruz. Denizyolları ve hava taşımacılığı yeni yeni gelişiyor. Tüm yatırımlar karayollarına yapılıyor; hem pahalı hem çevreyi kirleten, hem de sürekli bakım yapmanız gereken bir asfalt yatırımına dönüşmüş çalışmalar bunlar. Bu hükümet demiryolu yük taşımacığını yüzde 5’ten 15’e çıkaracağı hedefini 2011 ve 2013 yıllarında düzenlediği ulaştırma şurâlarında söyledi. Hedef koydu. Biz bunu 2011 yılındaki ERUSİS’te aldık ve överek anlattık. Ancak aradan geçen 6 yılda bu hedef, YTH ile bir şekilde başarı hikayesine dönüştürüldü. Yolcu taşımacılığında YHT demiryollarının göz bebeği durumunda. Ancak bunu yük taşımacılığına da yansıtmak çok önemli. Bu amaçla şu anda ciddi yatırımlar yapılıyor, revizyonlar, yeni yapılan yollar var. Ancak Türkiye demiryollarının her bölgesinde 10 senedir süren bir inşaat çalışması var. Demiryollarının büyük bir kısmı bu inşaatlar ve yenileme çalışmaları nedeniyle kapalı. Tabi bu nedenle yüzde 4’lerde olan taşımacılık, yüzde 1-2’lere düştü. Tabi ki yeni yapılan yollarla ve Asya-Avrupa Demiryolu bağlantısında köprü olacak ülkemiz demiryollarının tamamlanması ile bu oran artacaktır. Bunları ERUSİS’te tartışacağız.

Yolcu taşımacılığında daha mı iyi durumdayız?

Özellikle Ankara İstanbul arasında yapılan Yüksek Hızlı Tren hattı, full gidiyor. TCDD halkın demiryolu taşımacılığına ilgisini YHT ile çekmeyi başardı. Ama demiryolu taşımacılığının diğer önemli ayağı yük taşımacılığıdır.

Bu sorunu çözmek için ne yapılıyor?

Şu anda yeni yol ya da yol bakım çalışmaları sürüyor. Demiryollarının yapımı zordur ancak dayanıklıdır bakımı karayoluna göre kolaydır. Türkiye’nin birçok bölgesinde bu çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin Avrupa ve Asya’yı bağlayan bir demiryolu köprüsü olması çalışmaları bunlar. Bu amaçla yürütülen Kars- Bakü – Tiflis hattı bitmek üzere, önümüzdeki günlerde açılacak

Şehir içindeki tramvaylar doğru yapıldı mı? Ulaşımı rahatlattı mı, yeterli oldu mu?

Tabi Eskişehir için olması gereken bir yatırımdı, geçtiğimiz sempozyum konularından biri de buydu, “Bu iş doğru yapıldı mı” diye tartıştık. Cadde tramvaylarının, trafiği durdurması zaman zaman sorun yaratabiliyor. Eskişehir büyüyen bir şehir, sürekli nüfusu artan bir şehir. Bu konu üzerinde mutlaka çalışmalar yapılıyordur. Hattın daha da genişletilmesi konusunda da yeni projeler var. Şimdi yapılan hatların dolu olduğunu görüyorum. Halk tramvayları çok tercih ediyor. Yeni yatırımlar ve yeni bölgeler önemli olacak ESTRAM’da. Büyükşehir Belediyesi’nin hedefleri çok iyi. Şu anda temel sorunlar olabilir ama doğru bir planlama ile düzelecektir. Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda ortaya koyacağı gelişme hedeflerini desteklemek gerektiğini düşünüyorum

Yenilenebilir enerji kaynakları konusuna gelirsek, Türkiye’de yeni teknoloji kullanımı Eskişehir’de neler yapılıyor bu alanda?

Aslında çevremizde hem güneş hem de rüzgar enerjisinin elde edilmesine yönelik çalışmaları görebiliyoruz. Kütahya yolu üzerinde güneş enerji tarlalarını, Bözüyük yakınlarında ise rüzgar enerji santrallerine ait yatırımlar izlenebilir. Ancak hedefe uygun çözümler ancak doğru bir planlama ve bu kapsamdaki uygulamalar ile gerçekleşir. Türkiye Enerji bakanlığının yenilenebilir enerji kaynakları konusunda iki büyük ihalesi gerçekleşti. Doğru yöntemlerle mi uygulandı bunları EMO Antalya Şubemiz tarafından 3-5 Kasım’da yapılacak YEKSEM kongresinde tartışacağız. Bunun yanında özellikle gelişen dünya ve Endüstri 4.0 yüksek teknolojinin artık üretimde olduğu bir dönemdeyiz. Akıllı fabrikaları, robot teknolojileri, nesnelerininternetini, artık günümüzde konuşuyoruz. EMO Eskişehir Şubesi olarak Ekim 2016’da bir Endüstri 4.0 Sempozyumu düzenledik. Türkiye’nin yeni teknolojileri yakalamak için daha çok çalışması gerekiyor. Türkiye’de hedefler gelişmek büyümek, gayri safi milli hasılâdan insanlara düşen payı arttırmak olmasına rağmen neler yapılıyor buna bakmak lazım. Bunun için önce teknolojinizi geliştirmeniz gerekiyor başkasının teknolojisini kullandığınız sürece iyi yaşayan, mutlu ülkeler arasında olamayacaksınız. Bu ülkelere bakınca 3 önemli şey var; teknoloji ve bilime dayalı eğitim, herkesin güvendiği bir hukuk sistemi ve 3’üncüsü bilginin özgür olarak dağılımının sağlanması. Bilginin elde edilmesini bir şekilde kısıtlarsanız, her şey eksik olur ve gelişmezsiniz bu çok nettir. Biz bu yapıyı bir şekilde kurmak ve geliştirmek zorundayız. Bu konuda meslek odalarının tümüne önemli görevler düşüyor.

GENÇ ÜYE SAYISI EN YÜKSEK ODA

Üyelerinize gelirsek, en önemli sorununuz nedir?

Her yıl yaklaşık yüz bin mühendis mezun oluyor, bunların iyi eğitim alması ve mühendislik onuruna yakışır kaliteli ortamlarda ve işlerde çalışması için Ar-Ge öncelikli çalışan, sürekli büyümeyi hedefleyen kritik teknolojilerde ve yüksek katma değerli ürün üreten, yurt içi ve yurt dışı piyasaya hakim, sanayi şirketlerine gereksinimimiz var. Raylı Sistemlerde bu konuda önemli bir sektör durumunda. Her yıl yüz bin mühendisin iş bulması için gelişme oranımızın yüzde 5’lerin üzerine çıkması gerekiyor. Biz ne yapabiliriz diye düşündük, Eskişehir şubenin 1100 üyesi var ama şimdi, 1000 tane de EMO genç üyemiz var. Ülke genelinde üye sayısına göre genç üye ortalaması en yüksek şubeyiz.

Bunu nasıl sağladınız?

Üniversiteler ile ilişkilerimizi sürekli pozitif tutuyoruz, her zaman iletişim halinde olduk. Seminer maratonları düzenleyerek, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte 50-60 kişilik gruplara uzmanlık alanlarımızla ilgili eğitimler verdik. Bilgi ağacı semineri düzenledik. 200 mühendis adayımız eğitimlerimize katıldı. Böylece mezun olmaya yaklaşan arkadaşlarımız iş hayatına daha iyi hazırlamak istedik. Mutlaka mezuniyet törenlerine katılırız, bize mutluluk veren geleneğimizi hiçbir zaman bozmadık. Genç üyelerimizi telefonla arayarak şubemize davet eder çalışmalarımızı anlatır ve destekleriz, onlar bizimle sorunlarını paylaştığında çözmek için elimizden geleni yaparız. Staj konusunda iyi niyetli kurum ve kuruluşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Ama tabi o kadar çok öğrenci var ki, daha fazla kurum ve kuruluşun hem staj hem de istihdam sağlaması gerekiyor, daha çok destek olunması gerekiyor. Eskişehir firmaları Osmangazi ve Anadolu üniversitesi mezunları ile daha çok çalışıyor, örneğin Savronik’te ESOGÜ ve Anadolu mezunlarının oranı yüzdesi çok fazladır. Organize sanayi bölgesi çok destek veriyor, mühendislerimizin daha iyi yerlerde olması için elimizden geldiğince bilgilerimizi onlara aktarıyoruz.

Eskişehir’de en yakın zamanlı ERUSİS var, bunun dışında neler yapıyorsunuz, çalışmalarınız neler?

Aslında bizim çalışmalarımız hiç bitmiyor, meslek içi eğitimlerimiz var, bu konuda ESO ve organize sanayi bölgesi bize seminerlerde destek verdi, iş sağlığı ve güvenliği seminerleri düzenledik. Doğalgaz topraklaması, topraklama tesisat deneti gibi konularda seminerler ve eğitimler düzenliyoruz. Kamu adına burada görev alıyoruz. OEDAŞ ile aslında uzun yıllar birlikte etkinlikler yaptık şimdi onlar bir yapılanma süreci geçiriyor, ilerde yine onlarla da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Özel üyelerimiz adına yaptığımız bir şey vardı -TMMOB, tarafından SGK ile imzalanan asgari mühendis ücreti için sözleşmemiz vardı. Bu sözleşme 2012 yılından bu yana devam ediyordu, ancak bir anda SGK bu protokolü iptal etti. Bu protokol özel sektörde çalışan ve özellikle yeni işe başlayan mühendis arkadaşlarımızın, mühendislik onuruna yakışır bir ücreti almasını sağlamaktaydı. Neden iptal edildiği konusunda basit gerekçeler gösterildi. Çıkmamış yönetmelikler mühendislerin iş bulma konusunda zorlukları gerekçe gösterildi. İtiraz ettik tabi, şu anda değişen bir şey yok ama protokolün devam etmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Son olarak neler söylemek istersiniz…

Çok teşekkür ediyorum, daha iyi koşullarda, daha çok üreten ve tabi ileri teknoloji hedefleyen, liyakat, bilgi ve tecrübeye önem veren, onurluçalışacağımız ortamlar olur umarım. Yeni başlayan mühendisler düşük maaşlar alıyor. OECD’nin bir açıklaması var; Gana’ya eğitim sitemini düzeltmeleri konusunda yetkiler verilse Gana gelişimini yüzde 37 arttırabilir deniyor. Türkiye ise; eğer eğitim sitemini düzeltirse, doğru stratejilerle Türkiye’nin gelişimi yüze 400 artacak. Bu nedenle tekrar tekrar aynı şeyi söylüyoruz gelişebilmemiz için doğru stratejiler ile eğitim çok önemli.

Hakan Tuna

Demiryolları Meslek Lisesi’nde burslu okudu, 1988 yılında mezun oldu, mezun olduktan hemen sonra 1989’da TÜLOMSAŞ’ta çalışma hayatına başladı, 26 yıl burada pek çok kadroda görev aldı 21 yıl Ar - Ge bölümünde çalıştı, mühendislikle başlayan kariyerini Fabrika Müdürü olarak sürdürdü. Emekli olduktan sonra Savronik’te çalışmaya başladı, 3 yıldır burada çalışmalarını sürdürüyor.

https://ssl.gstatic.com/ui/v1/icons/mail/images/cleardot.gif

Editör: TE Bilişim