Kurban Bayramında sağlıklı beslenmenin önemine değinen Beslenme ve Diyet Uzmanı Öznur Selek, ara öğünlerde etlerle birlikte mutlaka sebze ve meyve tüketilmesi önerisinde bulundu.

Kurban Bayramı deyince akla zengin sofralar, etler, kavurmalar, mangallar, tatlılar geliyor. Ancak uzmanlar vatandaşları doğru ve sağlıklı beslenme konusunda uyarıyor. Bu süreçte et tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Öznur Selek, diyete mola verilebileceğini fakat sağlıklı beslenmeye her koşulda devam edilmesi gerektiğini vurguladı. Eskişehir’de çalışmalarını yürüten Selek, "Kurbanda öncelikle dikkat edeceğimiz nokta, kurban etlerinin saklanması ve pişirilmesi. Yumuşak bir et yemek istiyorsak etlerin ölüm katılığının geçmesi için 4 derecede 24 saat buzdolabında bekletmeliyiz. Bu sürede lezzet öğeleri gelişmekte ve eti yemeye hazır hale getirmekteyiz. Etler çabuk bozulan bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla etlerin depolanmasına dikkat edilmelidir. Kurban etleri, hayvan kesildikten hemen sonra soğutucuya konmamalıdır. Ölüm sonrası katılığı sırasında etler, önce güneş görmeyen serin bir ortamda 3-4 saatlik bir süre bekletilmelidir. Etin ölüm sonrasındaki olgunlaşması için soğutucularda 4 derecede 24 saat yeterlidir. Kıyma olarak tüketilecek etler kullanılana kadar soğutucularda 4 derecede bekletilmelidir. Kuşbaşı olarak tüketilecek etler buzdolabında 4 derecede en çok 1 gün bekleyebilir" dedi.

Etleri mangalda pişirirken dikkat

Pişirme yöntemlerinin etin lezzetini etkileyen en önemli faktörlerden olduğunu aktaran Öznur Selek, "Lezzetli bir et yemeği yemek için bağ dokusunun fazlalılığına göre pişirme yöntemi seçilmelidir. Kuşbaşı ve parça etler gibi bağ dokusu fazla olan etlerde, ağır ateşte veya sıvıda pişirme yöntemleri yani haşlama veya kaynatma kullanılmalıdır. Kebap, biftek, pirzola gibi bağ dokusu içeriği düşük olan etlerde ise kuru pişirme yöntemleri yani fırında, kavurma ve kızartma kullanılmalıdır. Mangal yapılırken etin yüzey kısımlarına gelen ateş çok yüksek olmamalıdır. Izgara et ile ateş arasında 10-15 santimetre aralık olmalıdır. Yüksek ateş yüzeydeki proteinlerin birden bire katılaşarak, ısının etin iç kısmına ulaşmasını engeller. Çok yüksek ısı dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin kaybını arttırır. Yanmış etlerde oluşan kömürleşme mide ve bağırsak sisteminde kanserleşmeye neden olmaktadır. Aynı zamanda pişerken çıkan duman bile kanseri tetikleyen unsurlardandır. Dolayısıyla etin yağının ateşe damlamasına izin vermemek en doğru şey olacaktır. Köfte ve parça etler ızgara yapılırken bir taraf iyice piştikten sonra diğer tarafa çevrilmelidir. Eti sık sık çevirmek fazla su kaybına neden olur ve et sertleşir" ifadelerini kullandı.

Fazla kırmızı et tüketimi kalp hastalıklarına neden oluyor

Kırmızı etlerin protein bakımından zengin kaynaklar olduğuna değinen Beslenme ve Diyet Uzmanı Öznur selek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yağ miktarı ne kadar yüksek ise etin protein miktarı azalır. Etteki yağlar trigliseritler (TG) ve fosfolipitlerden oluşmaktadır. Etin yağ içeriği arttıkça TG miktarı ve doymuş yağ içeriği artmaktadır. Doymuş yağ asitleri kalp- damar hastalıklarının gelişmesinde rol oynar. Dolayısıyla görünür yağı ne kadar az et tüketirsek sağlığımız açısından o kadar faydalı olur. Özellikle şişmanlık, kalp-damar hastalığı, diyabet ve hipertansiyonu olan bireyler kırmızı et tüketimine dikkat etmelidir. Yağlı etlerin kolesterol içeriği de yüksek olacağı için bu bireyler mümkün olduğunca yağsız eti kısıtlı miktarda tüketmelidir."

Sebzelerle birlikte tüketildiğinde daha faydalı oluyor

Kırmızı etin sindirimi zor besinler olduğunu kaydeden Öznur Selek, sebze ve meyve tüketmenin bu noktada önemli olduğunu belirtti. Selek, "Kırmızı etler sindirimi zor olan besinlerdir. Kırmızı eti tüketirken, etin bağ dokusuna uygun pişirilmesi sindirime uygun hale getirmede temel unsurdur. Bununla birlikte sebzelerle birlikte pişirildiğinde besin çeşitliliği sağlanır ve sebzelerde bulunan C vitamini etlerde bulunan demir, çinko ve magnezyumun emilimini ve vücutta kullanılmasını arttırmaktadır. Birlikte pişirilmese bile yanında bol limonlu bir salata, meyve suyu ya da limonata gibi C vitamini yüksek besinler tüketilmesi faydalı olacaktır. Et yemeğini ister sebzeli pişirirken ister tek başına pişirirken fazladan yağ eklemeye gerek yoktur" şeklinde belirtti.

Kurban Bayramında beslenme düzenine dikkat

Bayram süresinde beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini bildiren Selek, "Güne yumurta, peynir, domates, salatalık gibi rutin bir kahvaltı ile başlanmalıdır. Bir öğün yüksek miktarda et tüketimi varsa diğer öğün mutlaka sebze yemeği ya da kuru baklagil yemekleri tüketilmelidir. Karaciğer, yüksek miktarda A vitamini ve demir içerir. Ancak yine de abartılmadan tüketilmelidir. Ara öğünlerde mutlaka meyve tüketilmeli buna bağlı olarak posa tüketimi arttırılmalıdır. Kurban Bayramında et tüketimi ile birlikte tatlı tüketimi de artmaktadır. Bu durumda şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların tüketilmesi daha az kalorili ve zararlı olacaktır" dedi.

Editör: TE Bilişim