Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Eskişehir Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Naile Karakehya, koronavirüsün ortaya çıkma nedenlerini değerlendirirken, doğa tahribatının önlenmemesi durumunda pandemiye benzer pekçok hastalığın yeniden türeyebileceği uyarısında bulundu.

Tüketim konusunda aklın ve bilimin yanlış yönde kullandığını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Karakehya, yapay kültürün sonuçlarının yaşandığını belirterek, “Tüketim gereksinimden, haz aracına dönüştürüldü. Toplumun önde gelen kesimleri tüketimi teşvik etti. ‘Çalışmak zahmetlidir, tüketmek zevklidir, fazlası iyidir’ anlayışı geliştirildi. Bireylerin toplum içindeki yerini giydiği ayakkabı, kullandığı parfüm ve akıllı telefon markası belirlemeye başladı. Alışveriş yapmak insanlar için bir hobi, birlikte zaman geçirilecek bir aktivite, kendini ifade etme yöntemi ve yaşamın anlamı haline gelmeye başladı. Descartes’in ünlü ‘düşünüyorum, öyleyse varım’ özdeyişi, ‘tüketiyorum, öyleyse varım’a dönüştü” dedi.

Tükettikçe çevreyi ve kendimizi tüketiyoruz

Silahlanma yarışı, sanayi üretimi ve aşırı tüketimin dünyayı tehlikeli boyutlarda kirlettiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Karakehya “En ucuza daha dayanaklısını imal etmek için doğayla barışık olmayan malzemelerin kullanılması, tek kullanımlık eşyaların üretilmesi, ‘modası geçti’ diye eskimeyen eşyaların atılması gezegenimizi her geçen gün daha yaşanılmaz hale getirmektedir. Doğa bu malzemeleri yok edememektedir. Artık tüketmenin ne anlama geldiğini sorgulamalıyız. Tüketmeden yaşamak mutsuzluk nedeni değildir.” açıklamasında bulundu.

Çevreye verdiğimiz zararlar yeni hastalıkları tetikleyebilir

Dr. Öğr. Üyesi Karakehya kuş gribi, deli dana, domuz gribi ve kuduz gibi hastalıkların daha önce de hayvandan insana bulaştığını hatırlatarak “Doğa üzerinde meydana gelen tahribatlar, sıtma ve çeşitli zoonotik parazitik hastalıkların daha fazla ortaya çıkmasına ve çoğalmasına neden olabilir. İnsan müdahalesi sonucu çevre üzerinde meydana gelen hemen her değişim, ekolojik dengeyi bozar. Buna bağlı olarak, hastalık konaklarının veya vektörlerinin ve parazitlerin, hastalığa üreme ortamı sağlama ve bulaştırma şekilleri değişebilir. Bazı vektörler, çevre koşullarının değişmesine bağlı olarak öncelikli zoofilikten (hayvanları enfekte eden) öncelikli antropofilik (insanları, nadiren de hayvanları enfekte eden) yönlenme şeklinde dönüşüm sergileyebilirler.” dedi.

Covid-19’lu günler güzel günlerimiz mi?

Zoonistik hastalıkların çıkma nedenlerini sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Karakehya “Ormanların tarım arazilerine ve hayvan çiftliklerine dönüştürülmesi, yol inşaatları ve su kontrol sistemleri, yaban hayatının merkezi olan yağmur ormanlarının kakao ağaçlarından oluşan tarım arazilerine dönüştürülmesi çevreye zarar vermektedir. Bunun yanında, fabrikadan uçağa, klimadan otomobile, makro ve mikro ölçekte aşırı enerji kullanımımız ise küresel iklim değişikliğine neden olmaktadır. ‘Daha çok tüketelim, yaşadığımızı fark edelim; daha çok tüketelim ekonomiye can verelim’ kültürüyle yaşamaya devam edersek, içinde bulunduğumuz Covid-19’lu günleri arar hale gelebiliriz. Maalesef ki bu düzen böyle devam ederse, tünelin sonu karanlıktır” uyarısında bulundu.

Editör: TE Bilişim