Ses Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu adına  Dr. Birtürk Özkavak açıklamlarda bulundu. Özkavak'ın açıklaması şöyle; "Tüm toplumda şiddet olayları artmaktadır. Nefret söylemlerinin en üst mercilerden dillendiriliyor oluşu, bireysel silahlanmanın teşviki, suçluların yargı süreçlerinde ceza indirimleri alıyor olması toplumda suçluların cezalandırılmayacağına, mağdurların korunmayacağına yönelik bir kabullenme hali yaratmaktadır.

Sağlık emekçileri de her geçen gün artan dozda şiddete maruz kalmaktadır. Tüm sağlık emekçileri için sağlık kurumları artık huzurlu bir çalışma ortamı olmaktan çıkmış, yoğun iş yükü, performans baskısı altında ezildiğimiz, her an şiddete maruz kaldığımı, can güvenliğimizin olmadığı yerler haline gelmiştir.

Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin boyutları ortadadır. Resmi rakamlara göre her gün en az 31 sağlık emekçisi şiddete uğramaktadır. Şiddeti önlemekle ve suçluları cezalandırmakla yükümlü kamu erki ise sağlıkta şiddetin önlenmesi için herhangi bir adım atmadığı gibi sağlık emekçilerinin örgütlerinin taleplerini, defalarca meclis gündemine getirilen yasa tasarılarını hiçe saymakta, herhangi bir yaptırım getirmeyen yasayı şiddetle mücadele yasası olarak ilan etmekte, bu tutumuyla sağlıkta şiddeti meşrulaştırmaktadır.

Sağlık sistemindeki tüm sorunların sorumlusu olarak sağlık emekçilerinin gösterilmesi, şiddet uygulamanın hak arama yönetimine dönüştürülmesi bir taraftan, sırtını iktidara yaslamış liyakatsiz yöneticilerin uyguladıkları mobing diğer taraftan; tükeniyoruz! Sağlık emekçileri olarak yoğun ve tüketici iş hayatının yanında maruz kaldığımız şiddet nedeniyle de mesleğe yabancılaşmakta, kendimizi çaresiz hissetmekteyiz. Yetkili sendika; söz konusu emekçilerin haklarını savunmak olunca ortalarda görünmemekte, her zaman olduğu gibi üyeleri ve sağlık emekçilerinden yana değil yöneticilerden yana tavır almaktadır. Ancak sağlık emekçileri yalnız değildir. Bu gün burada olduğu gibi haklarımızı bir arada yan yana savunmaktayız. Şiddetin de sağlık alanında yaşadığımız tüm diğer sorunların da çözümü tüm sağlık emekçilerinin bu yan yana duruşundan geçmektedir

Sağlıkta dönüşüm programının son bulması için mücadele etmek şiddetle mücadelenin birincil ve en önemli ayağıdır. Günde 100 ve üzeri sayılarda hasta muayene etmek zorunda kalmak, randevu sisteminin işletilmemesi nedeniyle hastaların poliklinikleri önünde yığılması kabul edilemez.

Kimi zaman yılgınlık, şikayetin sonucunda suçlunun ceza almayacağı yargısı şikayetten geri durmamıza neden olmaktadır. Yine iş yükünden kaynaklı şiddete uğradıktan sonra bile çalışmaya devam etmek zorunda hissetme ve şikayetin zaman kaybı yaratacağı endişesi şikayeti önleyici olabilmektedir. Bununla birlikte şiddetin kanıksanması ve sözel şiddetin tehdit, aşağılama, hakaret ve tacizin şiddet olarak bile görüşmeyip şikayete konu edilmemesi ise ayrı bir sorundur. Oysa sağlıkta şiddetle mücadele etmek için şiddeti kanıksamamak, şikayet etmek, idarecileri gerekli tedbirleri almaları konusunda uyarmak ve şiddetin son bulması için tüm sağlık emekçileriyle ortak mücadele etmek gerekmektedir.

Sağlıkta dönüşüm sona ermesi, şiddetin son bulması, suçluların cezalandırılması, sağlık alanında kar değil, insan odaklı politika üretilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz."

Editör: TE Bilişim