KLİMİK Derneği Ebola ve Mers-Cov virüslerinden korunma yolları için “Gündemdeki Salgınlar” adlı konferans gerçekleştirdi. Virüsler hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Önder Ergönül, Mers-Cov ve Ebola virüslerinden korunmak için sık sık ellerin yıkanması gerektiğini belirtti.
Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetler Araştırma Merkezi’nde (ANA-MED) Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) tarafından Mers-Cov ve Ebola virüslerinden korunma yollarının anlatıldığı “Gündemdeki Salgınlar” adlı konferans gerçekleştirildi. KLİMİK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, Ebola ve Mers-Cov virüsleri hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Prof. Dr. Ergönül, Ebola ve Mers-Cov virüslerinin benzerlik açısından aynı gösterdiğini ama farklı virüsler olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ergönül, “Ebola Afrika kökenlidir. Özellikle Afrika’nın orta kesimlerindeki batı kesiminin kırsal kesimlerinden kaynaklanan ama insandan insana geçiş olan ancak bunun Avrupa ve Amerika ülkelerinde saptanan bir hastalıktır. Ülkemizde saptanmış değildir. Şüpheli vakalar vardır ama her an olabilir. Bunun için hazırlık gerekiyor” dedi.

“ÜLKEMİZ İÇİN RİSK GÖRMÜYORUZ AMA BU AFRİKA İÇİN GEÇERLİ”
Ebolanın kan ve vücut sıvılarıyla bulaştığını vurgulayan Prof. Dr. Ergönül, “Bunun için doğrudan temas gerekiyor. Mers ise Suudi Arabistan kökenli komşuluk için bizim için önem taşıyan ve solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Sağlık çalışanları tarafından riskli olmasıyla birlikte biraz daha yakın çevresini ilgilendiren bir hastalıktır. Komşu olduğumuz için hakikaten önem taşıyor. Her 2’side ağır bir grip şeklinde başlayabilir. Yani yüksek ateş, kas ağrıları ve sindirim sistemi rahatsızlıkları yani ishal gibi, karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi nedenlerle başlayabilir. Ancak Ebola kanamayla seyreden bir hastalık daha sonra bazı kişiler daha çok kanamalarla hastaneye ulaşabilirler. Ülkemiz için risk görmüyoruz ama bu Afrika için geçerlidir. Ola ki bir kişi gelirse, o kişiden bulaşma söz konusu olabilir. Mers de ise bu kez kanamalar yok ama ciddi solunum sıkıntıları var. Zatürree denilen akciğer iltihaplanmasıyla seyreden bir hastalıktır. Mers de yüzde 30 ihtimalinde öldürücüdür. 2012 yılında ilk kez hesaplandı, yaklaşık bine yakın vaka oldu. Bu da yüzde 30 kayıpla sonlandı. Ebola ise bugün 10 bine yakın bir vaka sayısı var. Bunun yaklaşık 5 bin kişisi kaybedildi” ifadelerini kullandı.

“KORUNMA İÇİN KİŞİNİN ELLERİNİ YIKAMASI VE HİJYENİ ÇOK ÖNEMLİ”
Her 2 virüsünde özel bir ilacı ve aşısı olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ergönül, “Burada destek tedavi çok önemlidir. Korunma için kişinin ellerini yıkaması ve kendi hijyenlerine dikkat etmesi çok önemli. Diğer açıdan kişi bir kez hasta olduktan sonra destek tedavisi denilen yani sıvı, elektrolit takibi, oksijen desteği nerede eksiklik varsa bunun giderilmesi yönünde bir tedavi yapılabilir. Şu an Mers söz konusudur, kesin vaka vardır. Ancak Türkiye genelinde duyduğumuz 2-3 vaka var. Artabilir, dikkatli olmalıyız ama çok büyük bir artış bekleyemiyorum. Büyük bir salgın beklemiyoruz. Ebola açısından da büyük bir artış beklemiyoruz ama hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bir tek insan bile bizim için önemlidir. Belirli ülkelere henüz yasak uygulanmıyor. Ama Suudi Arabistan açısından elçilerin açıklamalarını dikkatlice takip etmek gerekir” diye konuştu.
(İHA)
Editör: TE Bilişim