Kanser olgusu her geçen gün daha sık duymaya başladığımız bir kavram. Kanser tanımı; hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi, komşu yapılara ve uzak organlara yayılması ile vücudun iç dengesini (hemeostazis) bozan bir grup hastalığı kapsar. Modern tıptaki gelişmeler ile tanı ve tadavi yöntemlerindeki gelişmeler, ortalama yaşam süresinde uzama, değişen beslenme ve yaşam tarzındaki değişmeler ile toplumda kanser tanısı alanların sayısında son yıllarda belirgin bir artış saptanmıştır. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Mustafa Canhoroz  “Kanser tanısı, kişinin sadece beden sağlığını değil bunun yanında ruhsal ve sosyal durumunu da olumsuz etkiler. Bu olumsuzlukları en aza indirebilmek için hastalıktan korunma ve erken tanı için yapılması gerekli taramaları zamanında yaptırmak gerekmektedir.“ dedi ve kanserden korunmak için yapılması gerekenler hakkında açıklamada bulundu.

 

Kanser oluşumunda genetik mirasımız önemli bir yer tutar, ancak saptanan kanser vakalarının çok bir az kısmında ailesel geçiş saptanmıştır. Genetik yapımızı değiştirmemiz mümkün olmasa da risk altındaki kişilerin saptanması bu kişilerin takip ve erken tanısı açısından önemlidir.

 

Genetik dışında bazı çevresel maruziyetlerin de kanser ile ilişkisi gösterilmiştir. Sigara bu konuda en bilinen etkendir. Sigaranın;  kalp, damar ve kronik akciğer hastalıkları dışında başta akciğer olmak üzere ağız, dil, gırtlak(larinks), mesane kanserleri ile belirgin ilişkisi 20. yüzyılda ortaya konmuştur. Toplumumuzun sigara kullanma konusunda bilinçlenmesi ve Sağlık Bakanlığı‘nın bu konudaki aktif tutumu ile son 10 yıl içinde önemli bir mesafe kaydedilmiştir, ancak bu konuda rehavete kapılmadan aynı tutumun devamı önemlidir.

 

Sigara dışında alkol kullanımı ve kimyasallara maruziyet kanser gelişimine yol açar. Bilinçsiz ve aşırı alkol kullanılması ağız, larenks ve karaciğer kanserine yakalanma oranını arttırmaktadır. Toplumdaki bilinçlenme sonucu kurşun, civa gibi ağır metaller ile benzen türevi kimyasallara gündelik hayatta maruziyet azalmıştır, ancak endüstriyel kullanımlarındaki mesleki maruziyet riski gerekli korunma yöntemlerine gereken önemin verilmemesi nedeni ile birçok kanser türü açısından riski arttırmaktadır.

 

Bazı kronik enfeksiyon ajanlarına maruziyette belirli kanser türleri için risk oluşturmaktadır. En bilinenleri karaciğer kanserleri için Hepatit B ve C kronik enfeksiyonu, kadınlarda rahim ağzı (serviks) kanseri için HPV (human papilloma virus) enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon ajanlarından korunmak için toplumun hijyen alışkanlıklarının değişiminin yanında, özellikle Hepatit B ve HPV için etkin aşılar da bulunmaktadır. Enfeksiyonlarla etkili mücadele için kişinin bakımı için kullandığı malzemeleri paylaşmamaları (diş fırçası, jilet vb.), sağlık kurumlarında kan ile temes eden malzemelerin tek kullanımlık olması, diş hekimliğinde uygun sterilizasyon şartlarının sağlanmış olması, berber ve kuaför gibi kişsel bakım uygulanan yerlerde yeterli hijyenin sağlanmış olması gerekmektedir.

 

Iyonize radyasyon ve güneş ışığına korunmadan fazla maruz kalmak yine başta cilt kanserleri olmak üzere kanser riskini arttırmaktadır. Iyonize radyasyona özellikle mesleki nedenlerle veya tıpta görüntüleme ve tedavi amaçları ile maruz kalınmaktadır. Korunmak için gereksiz görüntülemelerden kaçınmak ve iş yerlerinde radyasyon güvenlik kurallarına riayet gereklidir. Güneş ışınları özellikle öğlen saatlerinde etkisi yüksek olmaktadır, bu saatlerde uzun süre direkt güneş ışığına maruz kalan bölgedeki ciltte kanser riskini yükseltir. Özellikle yaz aylarında 11:00-15:00 saatleri arasında gölgede kalmak, güneşe çıkılacaksa uygun kıyafet ve şapka ile güneş ışınlarından kaçınma, açıkta kalan bölgelerede  UV (ultraviyole) koruma faktörlü kremler kullanılması önerilir.

 

Son olarak da korunma için dengeli ve egzersiz yapılması gereklidir. Çağımızda endüstrileşme ile hareketsizlik artmakta ve rafine gıdalar ile daha fazla kalori alınmakta sonuçta toplumda obezite artmaktadır. Obez kişilerin vücutlarında biriken  fazla kalori ve yağ dokusu, kişinin metabolizmasında önemli değişikliklere neden olurken kişinin kansere yakalanma riskini de arttırmaktadır. Obezitenin meme, rahim (endometriyum), kalın barsak (kolon), prostat kanseri riskin arttırdığı uzun zamandır bilinmektedir. Obez kişilerde gelişen insülin direnciyle dolaşımda artan insülin seviyesinin kanseri kolaylaştırıcı bir faktör olduğu düşünülmektedir. Enerji metabolizması için önemli bir anabolizan (yapım arttırıcı) hormon olan insülinin oluşan kanser hücrelerinin daha kolay ve hızlı büyümesine neden olduğu düşünülmektedir. Bunun dışında rafine, düşük posalı beslenme barsak hareketlerini yavaşlatarak kolon kanseri riskini arttırmaktadır.

 

Düzenli egzersiz hem kalori harcanmasını sağlayarak kişiyi obeziteden korumakta, hem de kan dolaşımını düzenleyerek vücuttaki tüm hücrelere yeterli besin ve oksijenin iletilmesini kolaylaştırır ayrıca dokuda biriken toksinler dolaşım ile taşınarak vücüttan uzaklaştırılmasını hızlandırmaktadır. Bunlar vücudun iç dengesini korumasını ve kansere yakalanma riskini düşürmesini sağlar.

 

Vücuttaki toksinlerin uzaklaştırılması ve vücuda zararsız hale getirilmesi için ayrıca antioksidan maddelerin de (selenyum, vitamin A, C ve E vb.) diyetle yeterince alınması gerekmektedir. Normal diyet dışında antioksidan maddelerin fazla alınmasının kanserden korunmada yeri olmasa da eksik alınmaları kanser riskini arttırır. Antioksidan maddeler genelde taze sebze ve meyvelerde olduğu için günlük diyette taze sebze meyvelere mutlaka yer verilmelidir.

 

Özetle kanserden korunmak için:

1- Ailemizde kanser geçmişinin varlığının araştırması, var ise genetik danışmanlık alması,

2- Erken tanı için rutin sağlık kontrollerinin yapılması,

3- Sigara ve alkolden uzak durması,

4-İş yerlerinde kimyasal ve radyasyon maruziyetine engel olmak için yeterli güvenlik önlemlerinin alınması,

5- Direkt güneş ışınlarından korunulması,

6- Düzenli egzersiz yapılması,

7- Yeterli posa ve antioksidan içeren, rafine gıdalardan uzak normal kilomuzu koruyacak şekilde sağlıklı ve dengeli bir diyet yapılması önerilir.

 

 

Editör: TE Bilişim