Eskişehir Tabip Odası Başkanı Dr. Hamit Güçlüer, Sağlık Bakanlığı’nı aşılama konusunda göreve davet etti. Toplumda giderek artan aşı karşıtı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın sessiz kaldığını aktaran Güçlüer, “Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011’de 183 iken 2017 ise 23 bine çıktı. Ne yazık ki günümüzde sadece aşı yaptırmayan değil aşısı olan çocukların da risk altında olduğu bir durum söz konusudur. Kızamık vakalarının arttığı gözlenirken bunlar arasında aşılı çocukların da olduğu görülmektedir. Sağlık Bakanlığı suskun. Aşı konusunda Sağlık Bakanlığı kendisini kenara çekmiş görünüyor. Toplumda giderek artan aşı karşıtlığı ve bu konuda yürütülen tartışmalar karşısında Sağlık Bakanlığı ne yazık ki suskunluğunu sürdürüyor. Aşı ve bağışıklama hizmetleri, artık Bakanlığın faaliyet raporlarında dahi yer almayan tali bir konu haline geldi” dedi.

AŞILAR GÜVENLİ VE ETKİN ÜRÜNLERDİR

Güçlüler iddia edildiği gibi aşıların içinde bulunan maddelerin güvenilir olmadığını aktararak, “Aşıya karşı çıkanların iddialarından biri, aşıların içinde bulunan maddeler nedeniyle güvenilir olmadığıdır. Oysa aşıların geliştirilme süreci, diğer ürünlere göre çok daha titiz bir çalışma ile yürütülmektedir Bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki, aşılar gönül rahatlığıyla kullanılabilecek güvenilir ürünlerdir” şeklinde konuştu.

AŞI KARŞITLARINA SESLENDİ

Aşı karşıtlarına seslenen Güçlüler şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya üzerinde insan sağlığına en çok katkısı olan iki uygulamadan biri aşılar diğeri suyun dezenfeksiyonudur. Türkiye’de aşılama oranlarının bugünkü düzeyine erişmesi birinci basamakta emek veren sağlık çalışanları sayesinde gerçekleşmiştir. Aşılama hizmetinin yaygınlaşmadığı yıllarda Türkiye’de doğan her bin bebekten 150-200’ü bir yaşını görmeden ölüyordu. Aşıyla korunabilir hastalıklar çoğunlukla yaşamı tehdit eden yani ölüm ya da sakatlıkla sonuçlanan hastalıklardır. Çocuklarınızı aşılatmadığınızda onların yaşamını riske atarsınız. Yüksek aşılama oranları toplum bağışıklığı denen bir olguyu ortaya çıkarır ki, Bu nedenle aşılama gerçekte bireysel değil toplumsal bir hizmettir. Aşı sadece uygulandığı kişiyi korumaz; hastalık etkeninin toplumdaki dolaşımını engelleyerek toplumdaki riskli kişileri de korur. Aşılama oranının düşük düzeyde kalması, kanser tedavisi gören ya da doğuştan bağışıklık sistemi hastalığı olan çocukları risk altında bırakmaktadır. Bu nedenle aşı olmasına engel durumu olmayan çocukların aşılanması, aşı olma konusunda engelleri olan çocukları da dolaylı olarak korumaktadır.”

Editör: TE Bilişim