KESK’e bağlı Sağlık, Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi, Bornova Yunus Emre 29 No lu Aile Sağlığı Merkezi’nde bir doktor ve sağlık çalışanına yönelik saldıra tepki gösterdi.

SES olarak uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemlerin konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet ettiklerini hatırlatan SES Şube Başkanı Dr. Birtürk Özkavak, tüm çabalarına rağmen, bir çok hekimin öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile siyasal iktidarın sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek gördüklerini söyledi.

Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüştüğünü kaydeden SES Şube Başkanı Özkavak şunları söyledi:

“ Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet olayı yaşanmaktadır. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir! Sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Kuşkusuz kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak karşılanamamasının, yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Angaryaların yüklendiği gereksiz raporlar, önü alınamayan usulsüz istekler ASM’leri huzurlu çalışılan, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürüldüğü yerler olmaktan çıkartmaktadır. Kapıdan giren her kişinin bir tehlike olabileceği duygusu hekimlerde ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarında tarifsiz gerginlik yaratmaktadır. Hekimler bilime ve yasalara göre davranmaları durumunda idare, toplum ve medya tarafından yalnız bırakılacağı hatta suçlanabileceği kaygısı taşımaktadır. Her gün yaşanan yıpratıcı ve tüketici bu süreç şiddetin de eklenmesiyle yok edici olmaya başlamıştır.

Ancak, açık olarak görülen bir başka gerçek, kamu otoritesinin sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri almadığı, caydırıcı cezaları yürürlüğe sokmayarak, müşteri memnuniyeti esasıyla sağlıkta iyiliği değerlendirdiğidir. Bu yanlış tutum daha bir çok hekimin ve sağlık çalışanın şiddete uğramasına ve can kayıplarıyla karşılaşmalarına neden olacaktır.

Siyasal iktidarın bu kanayan yarayı artık görmesi ve sağlık çalışanların temsilcileriyle sorunun çözümüne yönelik işbirliğine gitmesi zorunludur.

Yürekleri parçalayan kulakları sağır eden bu sese kayıtsız kalanlar, yaşanan şiddet ve can kayıplardan sorumlu olduklarını akıllarından çıkarmamalı ve acil çözüm için gerekenleri yapmalıdır.”

Editör: TE Bilişim