Şiddet bitmek bilmiyor
Türk Sağlık Sen şube başkanı Hüseyin Kararman Eskişehirde sağlık çalışanlarına yapılan saldırıyı kınadı. Açıklama şöyle;

1) Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakıalarının ardı arkası kesilmiyor. Malum salgın
sebebiyle ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz ve sağlık çalışanlarına olan özenimizin kat be kat artması
gerektiği bu dönemde; özellikle sağlık çalışanlarına şiddet olaylarında suçluların en ağır şekilde
cezalandırılması, sağlıkta şiddet yasalarının acilen uygulamaya konulması zaruridir. Günümüzde sağlık
çalışanları, maruz kaldıkları her türlü şiddet nedeniyle görevlerini yapamaz hale gelmişlerdir.
2) Eskişehir Kırmızıtoprak Aile Sağlığı Merkezi’nde görevlerini büyük özveri ile yerine getiren
iki saygıdeğer doktorumuza; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde görev yapan D.K. isimli bir
akademisyen(?) tarafından sinkaflı hakaretlerle fiziki ve sözlü şiddet uygulanmıştır. Üstelik söz konusu
D.K. isimli akademisyen(?) şahıs; aynı zamanda Eğitim Bir-Sen’in üniversite temsilciliğini yapmış,
Dekan yardımcılığı görevleri yürütmüş, sözde kamu personelinin maruz kaldığı hakaret ve şiddete karşı
duran sözde bir sendikacıdır.
3) Bu hususta sözde sendikanın il temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen’in şube başkanı Muammer
KARAMAN hemen yaptığı açıklamada “Bilgisi olmadığı konuda, fikrinin ve zikrinin ne denli bol
olduğunu” içler acısı şekilde ispatlamıştır.
Zira doktorlarımızın darp edilmesine varan olayda konu, D.K. isimli akademisyenin(?) kızının
avukatlık stajına başlamak için gerekli raporu Aile Sağlığı Merkezinden alamaması üzerine hakarete,
şiddete başvurmasıdır.
Kamuoyumuzu bilgilendirmek adına;
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlığa Kabulde Engeller” başlıklı 5/1-h maddesi:
“Avukatlığı sürekli olarak gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul olmak” durumunu
avukatlığa engel saymıştır.
Yine, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Staj Yönetmeliği’nin “Başvuru” başlıklı 4/2-g
maddesinde de “Avukatlığı sürekli olarak gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul
olmadığına dair resmi bir hastanenin uzman hekimliğince düzenlenmiş sağlık raporu.” Başvurunun
kabul edilmesi için zaruri evraklar içerisinde sayılmaktadır.
Yasal dayanağına değindiğim üzere yönetmelik, “resmi hastanenin uzman hekimliğince
düzenlenmiş sağlık raporunu” avukatlık stajına başvuru evrakları için şart koşmaktadır. Aile Sağlığı
Merkezindeki, pratisyen hekimlerimiz bu raporu nasıl verecektir?
Saygıdeğer doktorlarımızın bu konuda uzmanlık gerektiren bir muayene yapılması gerektiği,
kendisinin bu raporu veremeyeceği yönünde bir kanaat belirtmesinde yasal hiçbir engel yoktur. Hatta
ve hatta bu hususta Türkiye Barolar Birliği, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında istenen görüş
yazıları ve cevapları da mevcuttur. Burada da Bakanlıklarca “Durum Bildirir Tek Hekim Sağlık
Raporlarında akli melekelere ilişkin kutucuğun işaretlenmemesi gibi aksi durumlarda kararın ilgili
kurumlarca verilmesi gerekmektedir.” ifadeleriyle doktorlarımıza bu konuda bir inisiyatif tanınmıştır.
Görüldüğü üzere doktorlarımız, kendilerine yasaların tanıdığı yetkiyle ve mevzuata saygı
duyarak, kendilerine tanınan yetki çerçevesinde gereğini yapmışlar ancak görevlerini gereği gibi
yaparken galiz hakaretler ve şiddete maruz kalmışlardır.
Burada “Rapor verilmesi gerekirdi, istenen rapor yasal” şeklinde vakit kaybetmeden
açıklamada bulunan Muammer KARAMAN’a sormak gerekir: “bu rapor hangi mevzuata göre
yasaldır?”. Yasa tanımaz, şiddet yanlısı Muammer KARAMAN’ın mevzuattan bihaber bu açıklamayı
yaptığı ortadadır. Daha önce öğretmenini döven okul müdürünü savunduğuyla da medyada gündeme
gelen sözde sendika başkanının bu tavrı bizleri şaşırtmamıştır.
Bellidir ki Muammer KARAMAN, eski sendika yöneticisi ahbabını korumak adına, yasaları
hiçe saymaktadır. Bunu yaparken de kutsalımız olan başörtüsünü hadsizce malzeme edinmektedir.
4) Hatırlatılmalıdır ki, Aile Hekimlerimizin bu olayda da nükseden rapor çilesine dair sorunlar
halen çözülmemektedir.
Aile Hekimlerinin bir iş gününün %15-20’si vatandaşın istediği mevzuata aykırı raporların
neden verilemeyeceğini anlatmakla yahut angarya raporları hazırlamakla geçmektedir. Halen Aile
hekimlerinden 400’ü aşkın çeşitte rapor istenebilmektedir. Sağlık raporları, önem arz eden konularda bu
işle görevlendirilmiş özel kurumlarca düzenlenmelidir. Aile Hekimlerimizin bu çilesi halen çözüme
kavuşturulmamıştır. Bu durum, gerçekten ihtiyacı olan vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine hızlı
ulaşmasını engellemektedir.
5) Tıp Fakültesi, hastanesi ve bu alanda binlerce mezunu/personeli olan üniversitemizin de
doktorlarımıza şiddet uygulayan bu akademisyen(?) hakkında ne gibi bir işlem yapacağı merak
konusudur.
6) Toplumca ayıplanası hakaretler ve şiddete maruz kalan saygıdeğer doktorlarımız Dr. Ezgi
ÇALIKUŞU ve Dr. Aytekin AYKIN tarafından gerekli şikayetlerde bulunulmuştur. Sağlık çalışanlarına
şiddet hallerinde kanunla getirilen ağırlaştırıcı tüm haller derhal en ağır şekilde uygulamaya
konulmalıdır. Yasanın getirdiği ağırlaştırıcı hallerin yetersiz kaldığı, caydırıcı olmadığı da bu olayla
ispatlanmıştır. Sağlık çalışanlarımızın görevlerini gereği gibi yerine getirebilmesi için daha ağır
yaptırımlar içeren yasalar derhal yapılmalıdır.
Doktorlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletmekle birlikte, ihtiyaçları halinde her türlü
desteğin Türk Sağlık-Sen tarafından verileceğini gerek doktorlarımıza gerekse kamuoyuna saygıyla bildiririz.

Editör: TE Bilişim