Eskişehir-Bilecik Tabip Odası yönetim kurulu, kamusal hizmetlerin daralması, sağlık hizmetlerinde piyasalaşma ve özelleştirmeler, toplumu alternatif arayışlara yönelttiğini ancak  ‘Tıbbın alternatifi olmayacağı vurguladı.

EBTO Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Yöynetim Kurulu üyesi Dr. Nesrin Ekici,

Sağlık sistemimizdeki değişiklikler, hekimin hastaya ayırdığı zamanın giderek kısaltılması, televizyon ve sosyal medya üzerinden yapılan yanlış bilgilendirmeler, kronik hastalıkların hastalar üzerinde yarattığı çaresizlik, hastaların güvencesizlik nedeniyle tedaviye ulaşamaması ve ‘doğal olan zararsızdır’ söylemi ülkemizde de modern tıp dışı yöntemlere olan ilgiyi artırmıştır.

Son dönemlerde ülkemizde birçok hastalık için bitkisel tedaviler popüler hale gelmiştir. Bitkisel ürünlerin doğal olmaları dolayısıyla zararsız oldukları yönünde bir inanış vardır. Oysa bitkisel tedaviler yanlış kullanımları veya klasik ilaçların yerine kullanılmaları durumunda potansiyel olarak zehirli olabilirler” dedi.

Kalp hastalıkları, akciğer, karaciğer, böbrek hastalıkları gibi kronik hastalıklar ve kanser hastalarında bitkisel tedavilerin zarar verici olma özelliklerinin yüksek olduğunu ifade eden Dr. Nesrin Ekici şunları söyledi:

“Ülkemizde çıkan yönetmeliklerle 15 MODERN TIP DIŞI yöntem yasallaştırılmıştır. Ancak bu yöntemlerin çoğu için tedaviye yönelik bilimsel kanıtlar yetersizdir.

Ülkemizde birçok kamu ve özel hastanede tamamlayıcı tedavi merkezleri açılmıştır. Ancak bu merkezlerde çalışan kişilerin nasıl bir eğitimden geçtiği kafa karıştırıcıdır. Bu yöntemlerin sanki bilimsel alt yapısı varmış gibi sunulması, hastaların uyarılmaması, toplum tarafından kesin tedavilermiş gibi algılanma riskini taşımaktadır.

Günümüzde; uzmanlık alanı olmamasına rağmen modern tıp dışı yöntemleri basın yayın organları yoluyla öven, tavsiye eden, kişilerin mevcut hastalıklarına uygun olmayan beslenme önerilerinde bulunan, toplumu yanlış sağlık yönlenmesine sevk edebilecek bu uygulamaları kendi tanınmışlığını ön plana çıkaracak bir şekilde uygulayan tıbbın şarlatanları diyebileceğimiz bazı kişiler var olmaya başlamıştır. Bu kişilerin bazı ortak özellikleri vardır.

Bunlar:

1.Bu kişiler modern tıbbı yerden yere vursa da aldıkları modern tıp eğitiminin ‘doktor’ ünvanını kullanırlar.

2.Her açıklamalarında bilimsel gerçeklerle yalanları harmanlayarak sunarlar.

3.İleri sürdükleri iddiaların bilimsel kanıtı yoktur.

4.Ortaya attıkları iddialar çürütülünce utanmasızca hemen yeni konu, iddia bulurlar.

5.Yaşam düsturları ‘bir gün herkes-15 dakikalığına- ünlü olacak, taktikleri ’reklamın iyisi kötüsü olmaz!’ dır.

6.Kendilerine yöneltilen her soruya uzmanlık alanları olup olmadığına bakmaksızın verilecek bir cevapları vardır.

7.Birçok doktorun ve tabip odasının aşırı teknoloji ve aşırı ilaç kullanımına eleştiriler yönelttiğini bilmezden/görmezden gelirlerken tamamlayıcı tıp uygulamalarının devasa bir pazar haline gelip dünya ilaç pazarının % 15-20’ sini oluşturduğunu göz ardı etmektedirler.

8.Zihinleri ‘komplo teorileri’yle doludur. Mesela kanserin tedavisi bulunmuş ama ilaç firmaları gizliyordur gibi komploları sadece onlar farkeder(!).

9.Açıklamalarında soyut bir ‘tıbbi endüstri’, ’sistem’ eleştirisi varsa da hiç bir zaman mevcut sağlık politikalarını ve o politikaların sahibi siyasi iktidarı eleştirmezler.

10.Bütün faaliyetlerini toplum yararına ‘uhrevi’ amaçlarla hiç bir karşılık beklemeden yaptıklarını söyleselerde çabalarının meyvelerini ‘dünyevi’ nimetler olarak toplamaktan kaçınmazlar.

Bu nedenle basın yayın kuruluşlarından rica ediyoruz:

Lütfen bu menfaatperest şarlatanların bilim dışı bilgilerle toplumu yanlış yönlendirmesine ve insanların sağlığını tehlikeye atmasına aracı olmayınız.

Ve de bütün toplumu bu şarlatanlara karşı uyarıyoruz:

‘ Sakın Kanmayın, Sağlığınızdan Olmayın’”

Editör: TE Bilişim