SENDİKA SEN…

Abone Ol

Sendikalarla ilgili bir haber ya da söylem olduğunda, geçmiş ilgi ve bugünün takibiyle biraz daha dikkat ve hassasiyetle okur, izlerim.

İçinde bulunduğumuz hafta içinde, eğitim işkolunda bir sendika başkanı, yanında ekibiyle birlikte, muhtemelen eline açıklama yaptıkları öğretmenevi yöneticilerince verilen makbuz, dekont ya da tebligatlarla ateşli bir açıklama yaptı.

2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 11. maddesine dayanılarak hazırlanan, atıksu ve evsel katı atık bertaraf tesisleri tarifelerinin belirlenmesinde uyulacak usul ve esaslara ilişkin yönetmeliğin 8. maddesine göre çıkarılan evsel katı atık tarifelerinin belirlenmesine yönelik kılavuzda belirtilen ilke ve yöntemlerden faydalanılarak, evsel katı atık tarifelerinin oluşturulması ve uygulamaya geçilmesiyle ilgili yönetmelik ve üzerine yapılan algıya yönelik geçen hafta yazımı yazmıştım.

Eskişehirli hemşehrilerimizin bir aldatma ve kandırmayla karşı karşıya olduklarını,
Kanunu çıkaranların uygulamada boşluk bıraktıklarını,
Devamında uzun süre uygulanmamasını seyrettiklerini…

En sonunda Sayıştay denetimleri sonucunda, belediyelerin bunu uygulamamasının kamu zararına yol açtığı beyanı ile zorlandıklarını,
Belediye meclislerinde siyasi iktidar partisinin üyelerinin de kabul oyu vermesi neticesinde tahsilat ve tebligat işlemlerine başlandığını belirtmiştik.

Hemen akabinde, yazımıza bahse konu açıklamayı yapan sendika başkanı, sendika binasında bu konuyu eleştiren bir açıklama yapmıştı.
Devamında bir dernek başkanı ve iktidar partisinin milletvekili de geniş bir açıklama yaparak hemşehrilerimizin savunucusu olduklarını yüksek sesle beyan etmişlerdi.

Şimdi burada gerçekten kafam karıştı.

2010 yılında mevcut siyasi iktidar tarafından hazırlanan ve çoğunluk oylarıyla TBMM’den geçen, sonrasında uygulaması defalarca ertelenen, 2018 yılında yine mevcut siyasi iktidarın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulama yönetmeliği ve fiyatlandırma cetveli hazırlanan yasanın; ilerleyen süreçte açıkları, boşlukları ve yoruma dayalı emirleri neticesinde tüm Türkiye’de uygulayıcısı olan büyükşehir ve il belediyelerinin Sayıştay tarafından uyarılması üzerine, yasayı uygulamamanın yani tarifeleri belirlenen katı atık bedellerinin tahsil edilmemesinin kamu zararı yarattığı görüşü ve emri doğrultusunda;

2023 yılı baz alınarak büyükşehir ve il belediye meclislerinde oylanıp kabul edilmesi,
Eskişehir özelinde, Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 17.02.2025 tarih ve 108 sayılı toplantısında AKP Grubu’nun tamamının kabul oyu vermesi ve yetkinin alt belediyelere devredilmesi,
Devamında yetki devredilen Odunpazarı Belediye Meclisi'nin 07.03.2025 tarih ve 6/65 sayılı meclis oylamasında yine AKP-MHP grubunun tamamının kabul oyu vermesi neticesinde,
Belirlenen fiyat tarife cetveli ve tahsilat sürecinin başlaması sonucunda;

Her ne olduysa birdenbire itirazlar, belediyelere yönelik ithamlar ve “Deli Dumrul vergisi”, “hemşehrilerimizin hakkını savunuruz” nidaları,
Giyilen eylem önlükleri ve özellikle Eskişehir Öğretmenevi tebligatlarının elden ele gezdirilerek yapılan sendikal ve esnafsal söylemlere tanık olduk.

"Ya Rabbim, aklıma mukayyet ol" diyorum.

Kanunu çıkaran siyasal iktidarın,
Belediye meclislerindeki üyelerinin tamamının kabul oyu verdiği
Bir resmiyetin uygulamasına
Aynı siyasal iktidarın milletvekili ve sendika başkanları üst perdeden, açık ve iddialı tepki veriyor.

Ya Eskişehirlileri kandırıyorlar
Ya da kendilerini.
Yorum sizin.

Bu noktada açmak istediğim sayfa: Niye özellikle Eskişehir Öğretmenevi?
Gösterilen tebligatlar öğretmenevine ait.
Merak ettim, önemi nedir, niye?
Eğitimciler, esnaf temsilcileri ellerinde Eskişehir Öğretmenevi’ne giden evsel katı atık evraklarını sallaya sallaya belediyelere ahkâm kesip, delikanlılık yapıyorlar. İlginç geldi.

Odunpazarı Belediyesi, ilgili açıklama üzerine geniş bir cevap vermiş.
Önce onu okudum: Yasa emri ve belediye meclis kararının uygulamasında, belirlenen cetvele hiçbir artış yapmadan çıkan rakamın Eskişehir Öğretmenevi yerleşkesi içinde 3 ayrı işyerini kapsadığı ve konunun yasal bir tahsilat olduğu belirtilmiş.
Ayrıca, açıklama sahiplerinin samimi olmadığı ve hedef saptırdıkları ifade edilmiş.

Şimdi ben de buradan konunun irdelenemeyen, gözden kaçırılan tarafını size ileteyim.

Eskişehir Öğretmenevi’nin kendi resmi sayfalarından aldığım rakamlarla:
2, 3 ve 4 kişilik konaklamaya uygun 64 standart, 6 VIP, 5 suit olmak üzere toplam 75 oda ve 168 yatak kapasitesi bulunuyor.
Restoranında 400 kişinin kahvaltı ve yemek yiyebildiği,
150 kişilik oyun salonu olan,
500 kişilik çok amaçlı salonu bulunan,
Ayrıca 150 kişilik bahçe kafeteryası olan,
Her türlü toplantı ve etkinliğe müsait bir yer.
En son Ramazan ayında toplam 4000 kişiye iftar hizmeti verilmiş.

Konaklamanın en ucuz geceliği 1500 TL,
Bir bardak çay 20 TL,
Bir iftar menüsünün en ucuzu 350 TL.

Yani toplamında turistik bir otel durumunda, geniş bir alanda içinde ayrı işletmelerin olduğu bu ticari işletmenin ürettiği katı atıkların alınma bedelinin, hükümetçe belirlenen tarifeyle yıllık 1.400.000 TL olması ve bunun yasal emirle tahsil edilmesine kim, niye karşı çıkar?
Bana biri anlatsın.

Doğalgaz zamlarına, elektrik zamlarına efendilerin gıkı çıkmaz.
Memur maaşı TÜİK eliyle makaslanır, efendilerin sesi çıkmaz.
Emekli inim inim inler, efendilerin sesi çıkmaz.
Esnaf kan ağlar, efendilerin sesi çıkmaz.
İflaslar, konkordatolar patlamış gider, efendilerin sesi çıkmaz.
Köylü sezonu yine zararla kapatır, hayvanlarını kesime gönderir, efendilerin sesi çıkmaz.
Varsa yoksa belediyeler!

Ucuz kahramanlık ve insanları kandırmak için takiyye yapmaktan başka yapılan bir şey değil, diyorum.

Bu arada bu efendilere bir hatırlatmada bulunayım:
Çok eylem ve hak seviyorlarsa,
Faal ve emekli öğretmenlere hizmet için kurulan öğretmeneviyle ilgili yorumları bir okusunlar.

Kapatılan hizmet alanları,
Ticari işletmeye çevrilen sosyal alanlar,
Hizmet kalitesindeki eksiklikler,
Her aranmada “doluyuz” cevabıyla insanları çaresiz bırakmanın neticelerini incelesinler.

Sonrasında, belki sorumluluk alanları olduğu için o özel eylem önlüğünü giyerler
Ve belki sendikacılığın esası olan hak aramayı, hesap sormayı yapar, sorunu seslendirir Muhteremler…

Saygı, sevgi ve muhabbet ile kalın, Cumhuriyet ve Atatürk kenti Eskişehir’in aydın ve güzel insanları, kıymetli hemşehrilerim.