14 Şubat...

Bugün sizin gününüz sevgililer, sevenlerin günü, sevmekten korkmayanların, sevgisini doya doya yaşayanların günü... Sevgililere adanmış olsa da hemen hemen herkesi derinden etkileyen manevi kavramlar içeren bir gün bugün. O zaman yazımıza Müslüm Baba'nın şu dizeleriyle başlayalım mı?

***

Hangimiz düşmedik kara sevdaya
Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi
Hangimiz bir kuytu köşe başında
Bir vefasız için yol gözlemedik

Herkesten bir anı saklar bu yollar
Herkesin acısı sevgisi kadar
Güzelmiş çirkinmiş ne farkeder ki
Deli gibi sevmek ruhumuzda var
***

Sevmek ciddi bir iştir, tıpkı yaşamak gibi. ''Sevgileri yarınlara bıraktınız'' der Behçet Necatigil bir şiirinde. Sevgi denilince akan sular durur. Bakıyorum da artık yarınlara bırakmaktan ziyadeson zamanlarda sevgiyi, sevmesini unutmuş bir toplum olduk.  Herkesin sevgiye dair ciddi bir özlemi var. Güzel sözler, güzel şiirler, güzel yazılarla da olsa...

Hadi şimdi şöyle bir kendinizi yoklayın bakalım. Hanginiz çılgınlar gibi sevmedinizki ?Hanginiz vefasız birini, gözünüz yollarda aylarca, hatta yıllarca beklemedinizki ?Müslüm Baba ne güzel anlatmış, peki ya! Nedir sevmek?Sevmek, mücadele etmektir. Yoğu var etmek,  sonuna kadar gitmeyi göze almak, sevdiğini yarı yolda bırakmamaktır.Sevmenin bir çok tanımı var. Sevmek beklemektir. Uzaklarda olan birini, bazen de hiç gelmeyecek olan birini beklemek, umut etmek,umutsuzluğun dibine vurmaktır. 

Sevmek acı çekmektir. ''Herkesin acısı sevgisi kadar'' dır.Çektiğiniz acı ölçülebilir bir şey olmasa daöyle anlar gelir ki, acınızın yoğunluğusevginizin ölçüsü oluverir.

Sevmek aynı anda hem mutlu, hem de mutsuz olmak demektir.  Mutluluktan havalarda uçarken bir anda küçücük bir olumsuzlukla yerlerde sürünmektir. Sevdiğiniz yanınızda değilken bile onunla olabilmektir. Olur olmaz anlarda kendinizi onu düşünürken bulmak,dalıp dalıp uzaklara gitmektir.Sevmek karşılık beklemeden pervasızca vermek demektir.

Sevmek önceliktir. Çok sevilen her şeyden önce gelir. Sevmek, sevdiğini tereddütsüz mutlu etmek, mutlu görmek istemektir. Başkalarını mutlu etmek de mutluluktur.

Ha!  Bir de; Sevmek mutsuz olmaktır. Mutsuzluk olmasa, insan mutluluğu bilebilir miydi?

Mutlu mutsuz  kısaca, hayatın anlamıdır sevmek...

Yazımızı bitirirken bir dip not ekleyelimmi ? Acaba bu sevgililer günü geleneği nereden gelmiş ?Aslında bu gelenek, Hıristiyanlık öncesi çok tanrılı Roma'nın Bahar Festivali'nden geliyor.Antik Roma'da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus'un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı.Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat'ta ise genç erkeklerle  genç kızların isimleri yazılıp kura çekilerek  bayram boyunca 'çift' olmaları sağlanırdı. Daha sonrabu birliktelikler bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.

İkinci bir hikaye ise...

İmparator 2. Claudius'un en büyük sıkıntısı, ordusunda savaşacak asker bulamayışıydı. Bu sebeple evlilikleri yasaklar. AzizValentine, Claudius zamanında Roma’da yaşayan bir papazdır.Claudius’un yasağına rağmen, çiftleri gizlice evlendirmeye devam eder.İmparator bu durumu öğrenir ve Aziz Valentine tutuklanır.Cezası ise sopa ile dövülerek öldürülmek olur.MS 270’in 14 Şubat günü, Hıristiyan şehitliğine gömülür. Bu olaydan 226 yıl sonra, 496’da Papa Gelasius, Aziz Valentine’i onurlandırmak için 14 Şubat'ı Aziz Valentine Günü olarak belirler. Yıllar geçtikçe yavaş yavaş 14 Şubat sevgililerin, âşıkların birbirlerine aşk mesajları yolladığı, hediyeler aldığı bir gün haline gelir. AzizValentine de bütün sevenlerin koruyucu azizi haline gelip böyle  anılmaya başlar. Batı dünyası çağlar boyu kutluyor bu günü, artık bizde bu güzel günü bütün dünya ile birlikte kutluyoruz.

Sadece bir gün değil her gün sevelim, sevilelim...Sevmekten vazgeçmeyelim efendim...
Aziz Valentine'nin ruhu şad olsun...