“Anayasalara bağlılık, anayasa yapım yöntemi ve süreciyle doğrudan ilişkilidir.Anayasa metninin içeriği kadar, metnin hazırlanışina katılım da önemlidir.Darbe sonrası yazılmış bir metnin toplum sözleşmesi niteliği kazanması beklenemez. Mevcut anayasadaki hakların uygulanması da toplumun talepkar olması ve anayasayı sahiplenmesiyle doğrudan ilişkilidir.Bu nedenle Cumhuriyet'in 100. yılında yeni, sivil, eşitlikçi, özgürlükçü bir Anayasa hazırlanması toplumsal barış açısından son derece belirleyicidir.
Bu konuda partilerin elbette farklı eğilim ve öncelikleri olabilir.Aslolan toplumun önceliği olan ekonomik sosyal haklar başta olmak üzere yeni bakış açılarını yansıtan bir uzlaşmanın sağlanmasıdır. Partiler arası rekabet bu ihtiyacın görmezlikten gelinmesine sebep olmamalı tüm siyasi taraflar küçük seçim hesapları ile değil ülkenin ihtiyacı üzerinden yapıcı tavır ortaya koymalıdır.Kamuoyu önünde taleplere odaklı açık tartışmalar ortak aklın inşasını kolaylaştıracaktır.
Bu güne kadar çoktan hak ettiğimiz bir sivil anayasanın yapılamamış olmasının tarihsel sorumluluğu ve ağır vebali partilerin üzerindedir.”