Eskişehirde gönül defterime yazdığım örnek kişilerden bir taneside Sivrihisar ilçesinin yetiştirdiği bilge insan Naci Şakar ağabeydir.

Bir kaç sene önceydi.Mahmudiye ilçesinin Doğanca (Cönger) Köyü sınırları içerisinde yaşadığı dönemin müderrislerinden (profesör) Seyyid Osman Afif Efendinin türbesine giden yolun yapımı için görüşmüştük kendisiyle.

Zaman içerisinde dost olduk Naci ağabeyle.Sivrihisarlı olduğunu sonradan öğrendiğim bu bilge kişi tam bir cemiyet insanı.Eğitimci bir geçmişi var.

Biraz geriye doğru araştırma yaptığımızda Eskişehirimizin en büyük ilçelerinden olan Sivrihisarın nice bilge insanları bağrından çıkardığına şahit oluyoruz zaten.

Öyleki Sivrihisar, anadolu coğrafyasının her döneminde, önemli bir yerleşim merkezi olmuş, tarih süresince pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış bünyesinde barındırdığı tarih ve kültür değerleriyle toplum nazarında haklı bir övgüye sahip olmuştur.

Bir kaç örnek vermek gerekirse;

Milli Mücadele yıllarının gizli kahramlanlarından olan ancak bir çok kimse tarafından bilinmeyen Mülazım (Teğmen) Ahmet Hamdi Efendi en az bir Hasan Tahsin, bir Maraşlı Sütçü İmam, bir Antepli Şahin kadar simge olmuş vatan evladıdır.

Türk Sanat Musikisine pek çok eserler kazandırmış ünlü bestakar  Hüseyin ERBAY’da Sivrihisarlıdır.

Bir gönül insanı Nasreddin hocamızı dünya tanıyor. Hakk aşığı, gönül dostu Aziz Mahmud Hüdayi yine bu topğrakların evladıdır.

Yazımızın girişinde de bahsettiğimiz gibi Seyyid Şeyh Osman Afif Efendi (1818-1881) yılları arasında yaşamış Eskişehir’in önemli Kültürel değerlerinden birisidir.

Osman Afif Efendi 22 yaşında başladığı Müderrislik (Profesörlük) görevine önce İstanbul’da uzun bir süre devam etmiş ve birçok talebe yetiştirmiştir.

Osman Afif Efendi ‘nin Kabri , Mahmudiye İlçesine bağlı Doğanca (Cönger) Mahallesinde bulunan ve kendi ismi ile anılan Türbe Binası içerisindedir.

İşte Naci Şakar ağabeyle bu türbeye giden yolun yapılması aşamalarında yollarımız kesişti.

“Bir çay içmeye beklerim” davetine geçtiğimiz günlerde ancak gidebildim.

Doğduğu topraklara vefa borcunu ödemek için gece gündüz hiç durmadan çalışan,emek veren ve bu uğurda bir çok projeyi hayata geçirmeyi başaran Naci Şakar ağabeyle çayları yudumlarken başkanlığını yürüttüğü Sivrihisarlılar Eğitim Vakfında ki odasında uzun boylu sohbet ettik.

Sohbet esnasında ziyaretçisinin hiç eksik olmadığına telefonla,mesajla bizzat yanına gelerek yardım isteyen hemşerilerine kol kanat gerdiğine şahit olduk.

İçtiğimiz çaylar kadar içimizi ısıtan bir projeden bahsetti ki Naci ağabey dolabından çıkardığı bir klasör ve içerisinde biriktirdiği evraklarla işine ne kadar titiz olduğunu anladım.

Sivrihisarın arkasını yasladığı yüksek kayalıklar için hayal ettiği projede son aşamaya geldiğinin mutluluk resmi vardı yüz ifadesinde.

Yıllardır yapmış olduğu yazışmalarla Sivrihisar'ın çevresini saran sivri kayaları Unesco’nun da gündemine aldırmayı başardı.

Unesco’nun ilgisini çekmiş olmalı ki, ekip Sivrihisar’a gelerek kayaları yerinde inceledi.

Naci ağabey gelen ekibe, belediye başkanı, kaymakam ve kendisininde bizzat katılarak kapsamlı bilgiler verdiklerinden bahsetti.

Sohbetimiz esnasında şu cümleler dudaklarından dökülürken heyecanı ses tonuna yansıyordu adeta: "Sivrihisar; tarih, kültür ve jeolojik varoluşu nedeni ile örnek değerlere sahip, şirin ilçemizi adeta bir hilal gibi saran sivri kayaları ile ünlü olup, ismini de buradan almıştır. Kayalarımızın jeolojik yapısı 300 kilometrelik alan içerisinde böyle bir tabiat harikasının görülmemesi ilginçtir. Aralık 2017'de UNESCO ile çalışmalarımız sonunda kayalarımızın jeolojik yapısı dışında tarihimize kültürümüze ve barındırdığı su kaynakları bitki örtüsü ile tabiat harikasıdır. Bu konuda UNESCO yetkililerine kaynak ve birikimlerimiz arz edilmiştir.Çok olumlu bir inceleme olmuş ve sonucunu  merakla beklemekteyiz.Dünyada bunu başaran ülkeler var.Bizde başaracağımıza inanıyoruz”

Çocukluk yıllarının geçtiği bu kayalıklar da sayın Şakar bize anılarında da bahsetti.

Özellikle “Balkayası” denilen kayalıklara çıkarak evden aldıkları ekmekle  kayalıklardan sızan balları arkadaşlarıyla birlikte yedikleri günleri anlattı.

“Kartalkaya” denilen tepeye ise sadece bu yörede görülen farklı türdeki kartalların burada yaşadıklarından bahsetti.

Yaptığı çalışmalarla Eskişehirde herkesin gönlünde müstesna bir yer edinen gayretli,çalışkan ve işini düzgün yapan,doğduğu topraklarla bağını kesmeyen bu görül insanı Naci Şakar ağabeye hayırlı uzun ömürler diliyoruz.

Eğitimci yıllarında yetiştirdiğin gençlere ne güzel bir örneksin sen Naci ağabey...