AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan, memurun haklarını genişletmek için ellerinden geldiği kadar gayret edeceklerini belirterek, “Daha fazla diyalog içerisinde vatandaşlarımızın, üyelerinizin hakları için elimizden geldiği kadar gayret gösterme ve kapımızın da açık olduğunu beyan etmeye geldik” dedi. 
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan ve beraberindeki heyet, Memur-Sen Konfederasyon Genel Merkezi’nde Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile bir araya geldi. Burada konuşan Karacan, Memur-Sen’in göz bebekleri olduğunu söyleyerek, “AK Parti olarak ilişkilerimizi, çalışmalarımızı tabii ki Sayın Başkanımız da çok yakinen biliyor. Memur-Sen’in tabii ki özellikle demokrasi dışı oluşumlara karşı göstermiş olduğu tepki hiçbir şekilde yadsınamaz. Devletinin, milletinin yanında olan, Anadolu’nun sesi, gece gündüz ülkesi için çalışan arkadaşlarımızın tercümanı oldu Memur-Sen. O yüzden bizim tabii sizlere karşı bakışımız, yan yana durmamız her zamanki gibi bundan sonraki süreçte de devam edecek. Ben Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak bundan sonra ilişkilerimizi daha da sıklaştıracağız. Biz bundan sonraki süreçte daha fazla sizlerle beraber bir şekilde size mensup olan arkadaşlarınızın nasıl bir şekilde işlerini kolaylaştırırız, nasıl bir şekilde faydalı oluruz, onlar da milletine nasıl daha rahat hizmet eder biz bunun gayretindeyiz. Bizim de yetkili bakanlıklarımız, Genel Başkanımız özellikle Cumhurbaşkanımıza sizlerden aldığımız dönüşleri aktarabilirsek ne mutlu. Bundan sonraki süreçte de benim özellikle istişare sünnettir o sünneti yerine getirmek için Sayın Başkanımıza bunu deklare etmek istiyorum. Sayın Başkanım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak bundan sonra kapılarımız sonuna kadar açık. Bundan sonra daha da fazla yan yana gelerek biz çalışanların siyasetçi olarak haklarını nasıl koruyabiliriz, nasıl onlara yardımcı olabiliriz bizim bundan sonra bunun gayretinde olmamız lazım” ifadelerini kullandı.

“Memurumuzun haklarını da genişletmek için elimizden geldiği kadar gayret edeceğiz”
Karacan, Türkiye’nin normal şartlarda ilk çeyrekte yüzde 7 beklenen büyüme hızlarının yüzde 5’lerde olduğunu belirterek, “Bu her şeyi etkiliyor. Görüşmelere kadar etkiliyor. İnşallah biz bu dönemde bunları en kısa zamanda birlik beraberlik içerisinde hızlıca çözüp yolumuza devam edeceğimizi düşünüyorum. 2002-2017 döneminde de kamu personeli ve emeklilerin mali ve sosyal hakları konusunda önemli artışlar sağlandı. Biz dün devletten haksızca uzaklaştırılanların, mazlumların partisiyiz. Bu yeterli mi? Elbette yetmez ama memurumuzun haklarını da genişletmek için elimizden geldiği kadar gayret edeceğiz. İnşallah bundan sonraki süreçte Sayın Başkanımızla beraber daha fazla diyalog içerisinde sizlerin hakları için, vatandaşlarımızın, üyelerinizin hakları için elimizden geldiği kadar gayret gösterme ve kapımızın da açık olduğunu beyan etmeye geldik” açıklamasını yaptı.

4. Dönem Toplu Sözleşme
Yalçın ise, sivil toplum nezdinde Türkiye’de herhangi bir çalışma olacaksa, Türkiye genelinde herhangi bir sosyal sorun varsa Memur-Sen’in isminin orada mutlaka olduğunu, katkısı, etkisi olduğunu, çözüme yönelik her çalışmada Memur-Sen’in olayın içinde olduğunun altını çizerek, “Dolayısıyla bu ziyaretiniz bizi ziyadesiyle memnun etti. Memur-Sen olarak biz Türkiye’deki en büyük sivil toplum örgütü, en büyük emek hareketiyiz, 1 milyon üyesiyle, 11 hizmet kolunda, kamunun tamamında örgütlü. Dolayısıyla Türkiye’nin hangi noktasına giderseniz üyesi, iş yeri temsilcisi, teşkilatları bulunan, nefes alıp veren bir teşkilatız. Şu anda Türkiye’de 5 milyon 100 bin hem memur emeklisi hem kamu görevlisi olmak üzere toplamda 5 milyon 100 bin insanı ilgilendiren, ailelerini kattığınız zaman 20 milyona tekabül eden bir kitlenin bütçeden alacağı payı belirleme sürecimiz başlamış durumdadır. 2018-2019 için 4. Dönem Toplu Sözleşme’nin dün başlangıcını yaptık, süreç devam ediyor. Bugün komisyon toplantıları devam etti, ayın 14’üne kadar gerek komisyon çalışmaları, toplu sözleşmeye ilişkin teklifler hepsi aşağı yukarı netleşmiş olacak. 14’ünde de Çalışma Bakanımızın kamu işveren başkanı olarak ilk teklifi sunacağını dün kamuoyuna yaptığımız ilk toplantıda deklare edildi. Dolayısıyla o zamana kadar mutlak çalışmaları sürmüş olacak” şeklinde konuştu.

“Yılın ilk çeyreğinde açıklanan büyüme rakamlarını mutfakta da hissetmek istiyoruz”
“İstiyoruz ki kamu görevlileri refah sınırında yaşasınlar, açlık ve yoksulluk sınırı arasındaki bir piramitte yaşamak durumunda kalmasınlar” diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstiyoruz ki refah seviyesinde, yoksulluk sınırının üzerinde ücret alınabilsin bu da Türkiye’nin ekonomisiyle, gelişmesiyle, büyümesiyle alakalı. Türkiye, her geçen gün büyüyor, ekonomi her geçen gün iyileşiyor, yılın ilk çeyreğinde büyüme rakamları açıklandı bunlar ümit verici. Dolayısıyla bunu mutfakta da hissetmek istiyoruz, bordrolarda da hissetmek istiyoruz onun için de Memur-Sen bu süreçte kamu görevlileri sendikaları heyet başkanlığını yürütüyor. Umarım iyi bir toplu sözleşme olur, bu konuda sizlerin de sivil toplumla ilişkiler noktasında önemli bir misyonunuz var bizi de en iyi sizler anlarsınız. Sizlerin de önemli katkılarını umuyoruz.”

“Bu davalar sahipsiz değil, hainlerin fütursuz hareketleri nasıl milletimizi derinden incitiyorsa bizi de en az o kadar öfkelendiriyor”
Yalçın, Akıncı Üssü dava süreçlerini Memur-Sen’in takip edip etmediğine ilişkin soru üzerine, “Biz 15 Temmuz’da ilk hareket eden ve alana ilk çıkan teşkilatların başındayız. Dolayısıyla o tarihten bu tarihe milli irade nöbeti noktasında hiçbir zaman geri durmadık, en ön safta yer aldık. Bu davaların takibi konusunda da biz kendimizi sorumlu addediyoruz. Çünkü üyelerimizden 4 şehidimiz var, üyelerimizin yakınından ayrıca 4 şehidimiz var, gazilerimiz var. Teşkilat olarak bu süreçte Türkiye’nin payına düşenden biz de payımıza düşeni almış durumdayız o yüzden ben bu vesileyle bir kez daha şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Bu davaların hangi ilde görülüyorsa orada nitelikli takibi konusunda teşkilatımız tamamen ödevlendirilmiş, talimatlandırılmış durumda. Ankara’daki Akıncı Üssü davasında ise buradaki sivil topluma Memur-Sen olarak bir çağrıda bulunduk beraber ‘Ankara 15 Temmuz Platformu’nu kurarak davaları takip platformunu oluşturarak ödevleştik ve devalı cezaevinin önünde duruşmaların yapıldığı noktada her gün aralıksız bir şekilde bu süreci takip ediyoruz. Çünkü bu süreç önemli, bu davalar sahipsiz değil, hainlerin fütursuz hareketleri nasıl milletimizi derinden yaralıyor, incitiyorsa bizi de en az o kadar öfkelendiriyor ve sinirlendiriyor. Bu milletin evlatlarının canına kastedip bir de pişkince sulu hareketler yapmaları hakikaten kabul edilebilir davranışlar değil. O yüzden davalara müdahil olma talebimizi ilettik. Basın büromuz soluksuz bir şekilde davayı baştan sona takip ediyor ve bizi anında bilgilendiriyor. Davayı ara sıra takip eden kuruluşlardan değiliz. Hem sürekli takip hem de sivil toplumla beraber takip noktasında bu anlamda organizasyon noktasında kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bu sürecin müdahiliyiz biz. Buna eğer sahip çıkılmazsa benzer hareketler ve benzer fütursuzluklar için cesaret kazanılmış olur. O yüzden milletin hassasiyeti Memur-Sen’in hassasiyetidir diye özellikle ifade ediyorum. 81 ilde nerede bu anlamda bir dava varsa takip noktasında Memur-Sen bu konuda ödevlidir, görevlidir” cevabını verdi.
 

Editör: TE Bilişim