DİSK Nakliyat İş Anadolu Şube’nde düzenlenen ‘Taşeron işçileri’ sorunları ile ilgili basın açıklamasında işçiler taşeronda çalışan tüm işçilerin ayırımsız, şartsız kadroya verilmesini istediler. Basın açıklamasına katılan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Taşeron işçilerinin kamuya alınması sürecinin sürüncemede bırakılmamasını istedi.

Nakliyat-iş sendikası Anadolu şube başkanı Ali Özçelik, son günlerde yine taşeron işçiler ile ilgili çalışma bakanı ve diğer hükümet yetkilileri birbirinden farklı diyebilecek,  kafaları karıştıran açıklamalar yapıp, taşeron işçilik meselesini bu kez de biraz ülke gündemini değiştirmek için kullanıldığını öne sürdü.

 Son yıllar da işçi sınıfının en önemli problemlerinden birisinin taşeron işçiliği olduğunu ifade eden Özçelik, “ AKP hükümeti tarafından özellikle seçim dönemlerinde gündeme getirilir kadro sözleri verilir ve taşeron işçiler birde oyları bakımından sömürülürdü. En son 2015 Kasım seçimlerinde asıl işi yapan taşeron işçilere hükümet tarafından kadro sözü verilmişti.

Genel olarak sermaye, özel olarak da patron açısından taşeronlaştırmanın sebebi açıktır. Düşük ücret, istediği zaman işten çıkarabilme, sendikasızlık, esnek çalışma saatleri, tazminat ödememe... Özetle, her şey patronun iki dudağının arasında…

Ülkemizde taşeron işçilik 24 Ocak 1980 de alınan yeni liberal ekonomik kararlar ile birlikte 1980 ler in ikinci yarısında uygulanmaya başlamıştır. 1994 ekonomik krizinin ardından hız kazanmış ama asıl yükselişini 2002 den sonra göstermiştir” dedi.

2002 yılında 387 bin olan taşeron işçi sayısının 2005 de 657 bin 2006 da ise 907bin olduğunu belirten Nakliyat İş Sendikası Anadolu Şube Başkanı Ali Özçelik şunları söyledi:

“2010 da 1.293 bin i bulan taşeron işçi sayısı 2011 yılında 1.611bin kişi ile rekor seviyeye ulaşmıştır. Günümüzde taşeron işçi sayısının 2 milyona ulaştığı söylenmektedir. 2 milyon civarında taşeron işçiyi her seçim döneminde kadro vaatleriyle oyalamışlardır. Taşeron işçiliği, taşeron cehennemini yaratanlar son 15 yıldır Ülkeyi yönetenlerdir.

Taşeron sistemi ile ilgili yapılan araştırmalardan birkaç örnek verecek olursak; araştırmalara göre Türkiye’deki iş kazalarının yüzde 90’ı taşeron işyerlerinde görülüyor.

Taşeron işçilerin yüzde 60’ ı 25 - 38 yaş aralığında bulunuyor. Dolayısıyla taşeron işçiler çalışma hayatlarının en önemli yıllarını hiçbir iş güvenceleri olmadan, düşük maaşla geçiriyorlar.

Taşeron işçilerin yaklaşık yarısı kamu kurumlarında hizmet görmesine karşın yüzde 68'i düzenli bir şekilde ücret alamıyor. Yani devlet taşeron işverenlerin taşeron işçilere karşı sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarını bile denetleyemiyor veya bu sorumluluklarını yerine getirmesini sağlayamıyor.

Taşeron işçiliğin yaygınlaşmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi, işçileri sendikasızlaştırılarak toplu sözleşme gibi temel haklarından yoksun bırakılması. Bu sayede işverenler işçiler üzerinde maaş baskısı yaratarak ücretlerin düşük olmasını ve emek maliyetinin düşmesini sağlıyor. Bu temel mantığın doğal bir sonucu olarak da taşeron işçilerin yüzde 65'i sendikasız ve yüzde 77’si işkolundaki herhangi bir sendikaya üye olmak istiyor.

Tekrar sözleşme yapılması işverenin inisiyatifine bağlı olduğu için taşeron işçilerin herhangi bir iş güvencesi de bulunmuyor. Verilere göre Taşeron işçiler işçi olarak çalışmakta oldukları iş yerinde tam bir yılı doldurmak üzereyken, işvereni tarafından işten çıkarılıyor. Böylece kıdeme bağlı haklarını alamıyor.

AKP hükümeti bu taşeron cehennemini 4857 sayılı iş kanunu nu ve anayasayı çiğneyerek yaratmıştır. İş kanununa aykırı biçimde kamu kurumlarının asıl işlerinde taşeron işçi çalıştırıyor. Yine anayasanın 128. Maddesine göre kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmek zorundadır. Ama bugün kamu hizmetleri taşerona verilmektedir.

Buradan çıkan sonuç 15 yılda yasaları çiğneyerek 2 milyon taşeron işçi yaratanlar şimdi bunu çözüyor havasına bürünmesinler. Çünkü kadrolu çalışma taşeron işçilerin zaten hakkıdır.

Kadro verilmesiyle ilgili yapılan açıklamalar da herhangi bir netlik söz konusu değil. Düzenlemelerle ilgili 12 maddenin ne olduğu hala bilinmiyor. Tahminlerden ibaret açıklamalar yapılmaktadır.

Taşeron işçilerin talepleri gayet açık ve nettir. Taşeron işçiler hakları olanı istiyor.

Kamudaki tüm taşeron işçiler, koşulsuz-şartsız kadro ya alınmalıdır.

 Kamudaki tüm taşeron işçiler, çalıştıkları kurumun kendi kadrolu işçisi olmalı, eşit ücret ve haklardan yararlanmalıdır.

 Merkezi yönetimlerde çalışan taşeron işçiler, sınav-güvenlik soruşturması gibi koşullar aranmaksızın kadrolu işçi olmalıdır.

Yerel yönetimlerde çalışan işçiler, iktisadi teşekküllerin değil çalıştıkları belediye ya da il özel idaresinin kadrolu işçisi olmalı, eşit ücret ve haklarla çalışmalıdır.

 4-c’liler, bir başka güvencesiz istihdam modeli olan 4-b’yi değil, 4-a’lı devlet memuru olmalıdır.

Mevsimlik işçiler, çalışma sürelerinin azami sınırının uzatılmasını değil, tam yıl sürekli ve kadrolu işçi olarak çalışmalıdır.

Tüm bu talepler dünyanın en haklı mücadelesi olan ekmek mücadelesinin gereğidir.”

Milletvekili Çakırözer: Belediyelerimizde çalışan taşeron işçilerin durumları belirsiz

Basın açıklamasına katılan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, partisinin yıllardır dile getirdikleri bütün taşeron emekçilerine güvenceli, sendikalı ‘kadro’ verilmesi talebinin kararlıkla arkasında olduklarını söyledi.

AKP hükümetinin, CHP’nin ve emekçilerinin gayretleri sayesinde taşeron işçileri hatırladığını belirten Çakırözer,  AKP hükümetinin  seçim meydanlarında vadettiği sözlerini yıllardır tutmadığunu, şimdi ise emekçilerden, sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan gelen tepkiler karşısında bir yasayı Meclise getireceğini ifade etti.  

Henüz resmi olarak açıklanmayan ama hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre, bu taşeron düzenlemesinde yine çok büyük eksikler olduğunun anlaşıldığını belirten CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer şunları söyledi:

“Yapılan bu düzenlemede sadece genel bütçeli kurumlarda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınacağı belirtiliyor. Ancak bu durumda PTT, TRT, Çaykur, Demiryolları gibi özel bütçeli kuruluşlarda  çalışan taşeronlar kadroya alınmıyor. Bu durumda bulunan 69 kurum ve kuruluş olduğu belirtiliyor.

Belediyelerimizde çalışan taşeron işçilerin durumları belirsiz. Belediye şirketlerine geçirilecek ve belediye şirketi işçisi olarak istihdam edilecekleri söyleniyor. Ancak bu istihdam biçimi, kadro anlamına gelmez. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler için ayrı toplu iş sözleşmeleri yapılıyor ve bu işçiler kadrolu belediye işçilerinin toplu iş sözleşmesinden yararlanamıyor. Belediyelerin kendi kadrolu işçileri ile belediye şirketi işçileri arasında hak ve ücretler bakımından büyük farklar söz konusu. Bu yüzden biz belediyelerde çalışan taşeron işçilerimizin güvenceli sendikalı kadrolara sahip olmasını istiyoruz

Taşeron yasasının kamuoyuna anlatıldığı gibi yasalaşması ve yürürlüğe girmesi durumunda çalışma hayatı büyük bir yara alacak. Kurumlar arasında, emekçiler arasında çifte standart uygulaması devam edecek. Aynı işi yapan işçilerden bir kısmına kamuya geçme hakkı verilirken, bir kısmına ise kadroya geçme hakkı verilmeyecek.

Biz CHP olarak Hükümete adil bir kanun yapmaları çağrısında bulunuyoruz. Kanun Meclis’e bu eksik ve çifte standartlı haliyle gelirse bunun emekçilerin, sendikaların istediği şekilde düzeltilmesi için sonuna kadar mücadele etmeye, sendikalarımızla dayanışma içinde olmaya kararlıyız.

Taşeron kanununun şu unsurları mutlaka kapsaması gerektiğine inanıyoruz:

•Düzenleme kamudaki tüm taşeron işçileri kapsamalıdır. Mevsimlik geçici işçiler ile  4-c’li personel de kapsama alınmalıdır.

•Taşeron işçilerin tümüne kayıtsız, şartsız kadro verilmelidir.

•Belediyelerde çalışan işçilere farklı bir model öngörülmektedir. Yerel yönetimlerdeki taşeron işçiler de kadroya geçirilmelidir.

•Kamuya geçişte ücret ve hak adaleti sağlanmalı; taşeron işçilerin birikmiş ve kazanılmış hakları korunmalıdır.

•Taşeron işçilerin kamuya alınması süreci sürüncemede bırakılmamalı, siyasi rant aracı haline getirilmemelidir. Taşeron işçiler en kısa sürede kadroya alınmalıdır.”

Editör: TE Bilişim