Her dönem milliyetçilik fikri yıkılmaya yüz tutmuş devletlerimizin küllerinden daha büyük ve güçlü devletlerin doğuşunu hazırladığını ifade eden MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, Cumhuriyet tarihinde  Millet Partisi’nden Cumhuriyet Köylü Millet Partisi’ne (CKMP) kadar gelen parti silsilesi, Milliyetçi Hareket Partisi’nin “ön tarihini” oluşturduğunu söyledi.

“Demokrat Parti iktidarının, aşırı solda yaptığı baskıya bir denge olması ve kendi siyasî geleceğini garantilemek maksadıyla Millet Partisi’ni 1954 yılında resmen kapattırmasının ardından, bu partinin eski kurucuları kısa bir süre sonra Osman Bölükbaşı’nın genel başkanlığında aynı yıl Cumhuriyetçi Millet Partisi’ni kurmuşlardır” diyen Candemir’in konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“1958 yılında Türkiye Köylü Partisi’nin iltihakı üzerine Cumhuriyetçi Millet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi adıyla siyasî hayatını sürdürmeye devam etmiştir.

1960 ihtilali sonrasında bir grup arkadaşıyla Hindistan’a sürgüne gönderilen Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ 1963 yılında dönmüştür.

22-23 Şubat 1964’te yapılan CKMP Kongresi’nde başta Dündar Taşer olmak üzere diğer arkadaşlarıyla birlikte bu partiye katılmış ve kısa süre içinde partide etkin bir konuma gelerek 1965’te yapılan CKMP Büyük Kongresi’nde Genel Başkan seçilmiştir.

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ; 8/9 Şubat 1969 tarihinde Adana’da gerçekleşen kurultayda yapmış olduğu tarihi konuşmada söylediği; ‘Biz yeni bir ahlâk, yeni bir maneviyat yeni bir iktisat dâvasını temsil ediyoruz. İçimizde Tanrı Dağından taşıdığımız Ergenekon seddini eriten ateş, gönlümüzde, zihnimizde Hira Dağından doğan güneşin ışığı var. Biz Müslüman Türkün öz nizamını, millî nizamı temsil eden millî hareketiz’  diyerek Milliyetçi Ülkücü Hareketin fikri temelini ortaya koymuştur.

Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin Adana ‘da 8-9 Şubat 1969 Olağanüstü Büyük Kongresi’nde delegelerin büyük desteği ile ‘Milliyetçi Hareket Partisi’ adı kabul edilmiştir.

Bu tarihten sonra Milliyetçi Hareket Partisi ve Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ Türkiye’nin içinde bulunduğu bu buhranlı yıllarda çileler, sıkıntılar çekmiştir.

12 Eylül 1980 askerî müdahalesiyle demokratik süreç kesintiye uğramış ve bütün siyasî teşekküllerin faaliyette bulunması uzun bir süre engellenmiştir. Siyasî bir teşekkül olarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığına son verilmek istenmiş ve Ülkücü kuruluşların dağılması için çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Ülkücüler cezaevlerinde işkence ve çileler çekmişlerdir. Kurulduğu andan itibaren Türk devletinin ve milletinin çıkarları doğrultusunda faaliyette bulunmayı temel ilke edinmiş olan ülkücüler ve Milliyetçi Hareket Partisi, diğer partilere kıyasla daha fazla mağdur edilmiş ve büyük zorluklarla karşılaşmıştır.

Milliyetçi Hareket’in 12 Eylül 1980 müdahalesinin etkilerini atlatarak yeniden partileşme süreci 7 Temmuz 1983’te Muhafazakâr Parti’nin kurulmasıyla başlamıştır. Ne var ki Muhafazakâr Parti, 6 Kasım 1983’te yapılan seçimlere Milli Güvenlik Konseyi’nin engellemeleri yüzünden katılamamıştır.

30 Kasım 1985’te Muhafazakâr Parti’nin Birinci Kongresi yapılmış ve Parti’nin adı değiştirilerek ‘Milliyetçi Çalışma Partisi’ olmuştur.

 19 Nisan 1987’te Olağanüstü Kongre yapılarak Genel Başkanlığa Abdülkerim Doğru seçilmiş ve Devlet Bahçeli Genel Sekreter olmuştur.

6 Eylül 1987 tarihinde 12 Eylül Askeri yönetiminin getirdiği yasaklar son bulmuş ve 4 Ekim 1987’de düzenlen ikinci Olağanüstü Kongre’de Alpaslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı seçilmiştir.

27 Kasım 1988’de yapılan Milliyetçi Çalışma Partisi Olağanüstü Kongresi’nde Alparslan Türkeş yeniden Genel Başkanlığa seçilmiş, Devlet Bahçeli ise ikinci kez Genel Sekreterliğe getirilmiştir.

Milliyetçi Çalışma Partisi’nden Milliyetçi Hareket Partisi’ne geçiş ise, ancak 1992 yılı sonunda başlayan gelişmelerle birlikte mümkün hale gelmiştir. Böylece ‘Milliyetçi Hareket Partisi’nin ikinci doğuşu’ gerçekleşmiştir.

Ülkesinin bekası için binlerce gencini şehit vermiş bu kutlu hareket her türlü zorluğa katlanmıştır. Yüce Yaradan milliyetçi ülkücü harekete geçtiğimiz yarım asırda yaşadığı zorlukları bir daha yaşatmasın.

Türklüğün yaşıyla eşit olan bu kutlu ülkünün peşinde, vazgeçilmez yeminle geçen yarım asırla, gelecek yüzyıllara yine aynı gurur ve onurla ulaşmayı Cenabı-ı Hak Milliyetçi Hareket Partisi’ne nasip etsin.

Her durum ve şart altında sorumluk almaktan geri durmayan ülkücülerin yolu bahtı açık olsun.

Allah hepsinden razı olsun…”                                                    

                                                                                        

Editör: TE Bilişim