Afyonkarahisar da gerçekleştirilen bir toplantının ardından Eskişehir’e gelen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, ülke gündemi ile şeker fabrikalarıyla Eskişehir’de kurulmak istenen kömür termik santrali hakkında görüşlerini dile getirdi

DP Eskişehir İl örgütünün Pazar toplantısına katılan genel başkan Uysal, Parti teşkilatının Pazar toplantısına katılan genel başkan Uysal, iktidara yüklenerek, uygulamaları eleştirdi.  Türkiye’nin büyük bir tarihi makas değişimi içerisinde olduğunu belirten Uysal iktidar sahiplerinin millete deli gömleği giydirmeye çalıştığını ileri sürdü. Türkiye deki milli güvenliğin tehdit altında olduğunu ifade eden Uysal “Bugünkü tarihi kavşakta maalesef Türkiye pek çok zihin karışıklığı yaşadı. Bu sıkıntıları yaşarken dinin ve İstiklal marşımızın yeniden güncellenmesi gündeme taşındı. Bizim için varsa yoksa Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır. Mehmetçiğimiz bu gün cephede savaşırken iktidar da bunu kendi siyasi emellerine alet ediyor. 911 kilometreyi aşan ülke sınırını gelene geçene açtılar ve milli güvenliği de tehlikeye düşürdüler. Afrin’e Türkiye’nin müdahale hakkıdır, ama buraya neden geldik kimler tarafından getirildik. Önemli olanda budur” dedi.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine tepki gösteren DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Türkiye bugün tarıma dayalı sanayisinin bütün ürünlerinde neredeyse net ithalatçı konuma gelmiştir. Bugün geldiğimiz noktada özelleştirme adı altında devletin sahip olduğu değerleri ahbap çavuş düzeni içerinde bir takım yandaşlarınıza transfer etmenin adı özelleştirme olamaz” diyen Uysal; ‘Milli ve yerli’ diyerek bugün ‘milli ve yerli’ olduğunu iddia edenlere söylüyorum; nasıl ki ‘bal bal’ diyerek ağız tatlanmaz, ‘yerli ve milliyiz’ diyerek de yerli ve milli olunmaz” diye konuştu.

İstanbul Ziraat Mühendisleri  Odası’nın tarım ile ilgili veri açıklamasını hatırlatan Uysal şunları konuştu.

“Bizler değil… Hakem Kuruluşu hüviyetindeki bir sivil toplum örgütü, meslek örgütü paylaştı. Türkiye bugün tarıma dayalı sanayisinin bütün ürünlerinde neredeyse net ithalatçı konuma gelmiştir. Bunun sorumlusu kimdir? İktidara geldikleri andan itibaren birilerine şirin gözükeceğiz diyerek tarımı ayak bağı olarak gördünüz. Kitleler halinde tarımdan kopuşu vesile edip o kopan kitlelerin metropollere, büyükşehirlere göç etmek mecburiyetinde bırakılarak, yoksulluğa mahkum edilerek, büyükşehirlerde kurduğunuz bir takım dini organizasyonlar eliyle ve belediyeler eliyle kurduğunuz mekanizmayla rehin almak için bir fırsat bellediniz.

Cumhuriyet ve kuruluş dönemine ait kamusal kurum, kuruluş ve alanların birer birer tasfiye edildi. Birlikleri tasfiye ettiniz. Doğu ve Güneydoğu’dan başlayarak İç Anadolu’dan Karadeniz’e, Ege’sine, Akdeniz’ine, Marmara’sına, pek çok noktada özellikle bu manada sadece iktisadi ürettikleri değerle değil o bölgelerin her manadaki kalkınmışlığının aracısı olarak cumhuriyetin kurumları olarak kurulmuş bu fabrikaları tek tek anlamsız bir anlayış içerisinde tasfiye ettiniz.

Yapılan özelleştirmeler sonucu birçok fabrikanın üretim dışı kaldı, buralarda çalışan insanlar ise işsiz bırakıldığı. Elbette çağ değişmektedir. Elbette zamanın ruhu değişmektedir. Bu noktada bugün 94 yılında çıkartılmış özelleştirme kanununda olmuş olmasına rağmen 70 milyar dolara yakın yapmış olduğunuz özelleştirme gelirini bir kenara koyalım, Türkiye’nin kurulu üretim kapasitesini artırmayı en temel hedefi olarak özelleştirme kanunu standart bir hedefleme yapmışken bugün özelleştirilmiş pek çok kurumun ancak arsa değeri üzerinden değerlendirildiğini, üretim dışı kaldığını, çalışan insanlarımızın işsiz kaldığını, bir kısmının devletin diğer kurumlarına geçirilerek pek çok özlük hakkından mahrum bırakıldığını biliyoruz.  Bu fabrikaların bu mantık içerisinde özelleştirilmesine hayır noktasında başlatılan imza kampanyasına destek veriyoruz.”

Editör: TE Bilişim