Eskişehir Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu adına açıklama yapan Hüseyin Akçar, “Su yaşam kaynağıdır; kaynaklar tükenirse yaşamlar da tükenir” dedi.

“Tüm dünya, ülkemiz ve ilimiz Eskişehir bozulan doğal denge ve küresel iklim krizinin bir sonucu olarak yağmayan kar ve azalan yağışlar sebebiyle ciddi bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıyadır” diye konuşan Akçar, gün geçtikçe artan bu tehlikeye ve bunun altında yatan nedenlere dikkat çekmek ve kamuoyunda buna ilişkin farkındalık yaratmanın, barolar olarak topluma karşı hem hukuki hem de vicdani sorumlulukları olduğunu belirtti. Sanıldığının aksine yağmayan yağmur ve kar, ortaya çıkan su krizinin bir nedeni değil; başta iklim değişikliği ve kuraklık olmak üzere çarpık kentleşmenin, aşırı nüfus artışının, sera gazlarındaki artışın, tarımda bilinçsiz su kullanımının ve kontrolsüz/kuralsız sanayileşmenin yarattığı çevresel sonuçlardan sadece biri olduğunu aktaran Akçar, “Diğer yandan, tek bir dere üzerine dahi onlarcası inşa edilen HES‘ler eliyle özelleştirilen;  değiş(tiril)en su niteliği ile bünyesinde barındırdığı diğer canlılar ve yararlı organizmalar için artık doğal yaşam alanı olmaktan çıkan; dolayısıyla tarım ve hayvancılık faaliyetleri ve içme suyu olarak kullanımı da imkansız hale getirilen su varlıkları giderek yok olmaktadır. Yanı sıra, akarsu havzalarında, çevresel kaygılardan uzak ve yalnızca kâr hırsıyla işletilen madenlerin, sanayi tesislerinin, şirketlerin ve bilinçsizce kullanılan tarım ilaçlarının, su kaynaklarımız üzerinde yarattığı tahribat ortadadır” ifadelerini kullandı.

ÖNEMLİ SORULAR

Son olarak Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan, dünyadaki su ihtiyacının 2050 yılına kadar yüzde 55 oranında artacağı ve önümüzdeki 15 yıl içinde ise mevcut su kaynaklarının yüzde 40 oranında azalacağına ilişkin bilgilerin yer aldığı raporu aktaran Akçar, şu soruları yöneltti: “Peki bakanlıklarımız bu kadar elzem ve çözümü aciliyet gerektiren bu sorunlarla ilgili neler düşünmektedirler? Bu sorunlara karşı önlem planları var mıdır? Varsa nelerdir? Soruyoruz: Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın içinde bulunduğumuz iklim krizi ve buna bağlı olarak öngörülen susuzluk ve kuraklığa karşı belirlediği politikaları nelerdir? Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hemen hemen tüm illerimizde öngörülen susuzluk tehlikesine karşı eylemleri ve önlemleri var mıdır? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın; sorunun gelecekte tekrar yaşanmaması için bir eylem planı var mıdır? Susuzluk ile ilgili olarak Eskişehir Valiliği’nin gerçekleştirdiği önlemler var mıdır? Varsa bunlar nelerdir? Bu soruların cevaplarını alabilmeyi ümit ediyoruz. Çünkü bu şehir, bu ülke hepimizin.”

Editör: TE Bilişim