3 yıl önce Aydın Didim’de meydana gelen iskele çökmesi olayında bacaklarını kaybeden Afyonkarahisarlı iki kadın arkadaş olayın üstünden geçen zaman içerisinde savcılık tarafından iddianame hazırlanmamasına tepki gösterdi. Olayın meydana geldiği iskeleye 1998 yılında bilirkişi tarafından verilen çürük raporuna rağmen 2018 yılına kadar kullanılması ise akıllara durgunluk verirken, rapora göre kaza adeta geliyorum demiş.

Olay, 4 Mayıs 2018 yılında Didim’de meydana geldi. Arkadaşları ile birlikte Afyonkarahisar’dan Didim’e tatile giden Ayşe Saygılı (51) ve Neval Durmuş (67) gece kaldıkları otelde sahil kenarındaki iskeleye yürüyüş yapmak için gitti. Ancak üzerinde yaklaşık 30 kişinin olduğu beton iskele bilinmeyen bir nedenle çöktü. Kazada denize düşen Saygılı ve Durmuş’un bacakları betonların altında kalarak kopup, ezildi. Kazanın ardından hastaneye kaldırılan Saygılı’nın bacağı diz kısmına yakın bir yerden, Durmuş’un ise bacağı diz altından kesilmek zorunda kaldı. Olayın ardından İki arkadaş protez bacak ve ayağa mahkum oldu. Yaklaşık 3 yıldan bu yanan protezler ile yaşam mücadelesi veren iki arkadaş aradan geçen zaman içerisinde dava açılmaması ve sorumluların yargı önüne çıkarılmamasına tepki gösterdi.

“Çırpına çırpına yukarı çıktım”

Yaşanan olayla ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Saygılı, ölümden dönmesine rağmen halen dava açılmadığını ifade ederek, “2018 yılında Didim Akbük’de sahil kenarında dolaşmaya çıktık, iskelenin üzerinde yürüyüşe gittik. İskelenin üzerindeyken birkaç kişi gördük, onlarla sohbet ederken bir gümbürtü koptu. Biz geri dönelim demeye kalmadan iskele yarıldı. Biz ortasından denize uçtuk, denize göçtük. Deniz derinmiş, bende yüzme bilmiyorum. Çırpına çırpına yukarı çıktım. 10 yaşında kızım vardı elimde. 10 yaşındaki çocukla birlikte yukarı çıktık. Otelin animasyoncu çocukları bizi kurtardı. Ben mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Didim savcısını göreve davet ediyorum” dedi.

“Ayağımı koparmışlar ama ben şoktaydım”

Olayda bacağı diz altından kesilmek zorunda kalan Durmuş ise kendisinin olaydan sonra iki defa kalbinin durduğunu kaydederek, “İskele çökünce çivileme ben denize düştüm. Aşağıya baktığımda denizde ayağımın halı büyüklüğünde bir betonun altında kaldığını gördüm. Hiç kımıldayamadım ben o anda artık. Sonra görevliler geldiler can yeleği falan taktılar bana. Ben 45 dakika denizde kaldım. 45 dakika sonrasında artık şoka girmişim. Beton çökmeye başlayınca, bende batmaya başlamışım. Batmaya başlayınca mecbur kalmış çocuklar ya beni bırakacaklarmış o şekilde boğulacakmışım, yada ayağımı koparmak zorunda kalmışlar. Ayağımı koparmışlar ama ben şoktaydım. Uzun süre ambulans gelmemiş, sonra ambulans gelmiş. Beni ambulansa almışlar ve iki defa yolda kalbim durmuş, değişik hastanelere uğramışlar. Bunları ben sonradan anlatan kişilerden duyuyorum” diye konuştu.

"Asıl vicdanları kanatan olay 3 yıldır dava açılamamasıdır"

Mağdurların avukatı Oğuz Kaçan ise her şeyin ortada olmasına rağmen 2018 yılından bu yanan dava açılması bir kenara iddianame bile hazırlanamadığını dile getirdi. Olayda çöken iskele ile ilgili skandal sayılabilecek bir bilirkişi raporunun da mevcut olduğunu vurgulayan Kaçan şunları söyledi:

“4 Mayıs 2018 tarihinde olay gerçekleşmiş ve 19 Mart 2019 tarihinde de dosyayla alakalı bilirkişi raporu tespit edilmiş. Bilirkişi raporunda kusurlu kişiler tespit edilmiştir. Bu rapora göre otelin yöneticileri ve bir firma yöneticileri kusurlu görülmüştür. Kusurlu olmalarının sebebi, bu iskelenin sahibi ve kiralayarak müşterisine hizmet veren otel olması sebebiyle. Fakat dosyada ilginç olan husus şu ki, iskele 1998 yılında çürük olması sebebiyle yıkım kararı verilmiş bir iskeledir. 1998 yılından kazanın gerçekleştiği 2018 yılına kadar yıkımı yapılamamıştır 2007 ile 2017 yılı arasında da 8 kez ihale ile yıkım kararı alınmış fakat geçerli teklif olmaması sebebiyle tüm bu ihaleler feshedilmiştir. Adeta yaşanan kaza 2018 yılındaki geliyorum demiş ve Didim Belediyesi de herhangi bir güvenlik önlemi almayarak söz konusu dosya içerisindeki kusur raporunda kusurlu olarak addedilmiştir. Asıl vicdanları kanatan husus şudur ki, 2018 yılında gerçekleşmiş bulunan, kusur raporu alınmış bulanan ve kimlerin yaralandıkları, nasıl tedavi gördükleri artık netleşmiş olmasına rağmen 2018 yılından beri dosya hakkında Didim Cumhuriyet Savcılığı’nca iddianame düzenlenmeyip davanın açılamamış olmasıdır."