Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Soner Çam, “Tek seçim seçimsizlik, iki seçim çelişki yaratır üç ya da daha fazla seçim özgürlüktür, yani Zafer Partisi’dir.” diyor.

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığına Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından atandınız, kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1 Mayıs 1963 Emirdağ doğumluyum, 4 çocuğum var. İşletme Fakültesi, Sosyal Bilimler ve Uluslararası Master Trainer’im. Mega Paten Yönetim Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanıyım, EKM akademi.com Eğitim Kariyer Merkezi’nin kurucusuyum. Bir düşünce kuruluşu olan ve merkezi Eskişehir’de olan Sinerji Hareketi Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Ankara’da ikamet eden Türk Hareketi Derneği Genel Başkan Yardımcısıyım. 40 yıldır siyasetin içindeyim. Zafer Partisi Kurucular Kurulu ve GİK (Genel İdare Kurulu) Üyesiyim. Daha sonrasında il başkanı olmam nedeniyle GİK’ten istifa ettim Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin kuruluş esasları ve felsefesini benimseyen  bir Türk milliyetçisiyim.

Neden Zafer Partisi’nde yer almak istediniz?


Ülkemizdeki tüm partiler Atatürk’ün ilkelerinden uzaklaştığı için Zafer Partisi’nin kurulması zaruri bir hal almıştı. Türkiye’de iki partili sistem var. Yani Türk milletine iki partiden birisini destekleyeceksin, oy vereceksin diye dayatma var. Ancak Zafer Partisi, her iki bloğa da meydan okuyarak Türk siyasetine girdi. Biz Türk milletini bölen ittifakların değil, Türk milletini birleştiren siyasetlerin partisiyiz. Türk milliyetçileri ve tüm vatanseverleri Atatürk çizgisinde buluşturacak olan Zafer Partisi’dir. Türk milletinin iradesi Zafer Partisi’dir.
Ülkemizdeki siyasi partilerden  Cumhur ittifakı olarak bilinen Adalet ve Kalkınma Partisi ülkemizi iyi yönetememektedir. Tam bağımsız bir Türkiye inşaa edememiştir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kendisini zaten Ortadoğu Eş Başkanı olarak ilan etmiştir. Ortadoğu’da söz sahibi olacağım derken ülkemize 8,5 milyon sığınmacı örtülü istilacı gelerek ülkemizin demografik yapısını bozmuştur. Bu sığınmacılar milli güvenliğimizi tehdit etmektedirler. Türk milletini ilk önce kutuplaştırdılar, sonra cepheleştirdiler. Halkı birbirine düşman ettiler. AKP ülkemizdeki üniter yapıyı bozmak için  alt kimlikler oluşturmak suretiyle siyasal islam kültürünü Türk milletine adapte etmek için bilinçli olarak ortak bir öfke oluşturmuştur.


Ülkemizin en büyük krizleri; Devlet krizi, Ekonomik kriz, Milli Birlik krizi, ve Sığınmacılar krizidir. Tek seçim seçimsizlik (Saray rejimi- Cumhur ittifakı,) iki seçim çelişki yaratır (Sarı muhalefet- Millet ittifakı) üç ya da daha fazla seçim özgürlüktür, yani Zafer Partisi’dir.

PARLAMENTER DEMOKRASİYE ÜLKEMİZİ TEKRAR GERİ DÖNDÜRECEĞİZ

Zafer Partisi’nin kuruluş amacı, ideolojisi nedir?


Zafer Partisi’nin amacı; büyük Türk milletinin bütün mensuplarını, zengin, özgür, güvenli ve sosyal adaleti benimsemiş, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye’de yaşatabilmektir. Zafer Partisi, Türkiye’yi Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini benimseyen kadroların öncülüğünde bu çöküş sürecinden çıkarmak ve yeni ZAFERLERE ulaştırmak amacı ile kurulmuştur. Zafer Partisi adaletin, liyakatın ve ekonomik kalkınmanın partisidir. Ülkemiz, sığınmacılar krizi dışında ağır bir devlet krizi yaşamaktadır. Ülkemiz, derin bir milli birlik krizi yaşamaktadır. Ülkemiz vahim bir ekonomik krizden geçmektedir. Ve bütün bunlar olurken, dünya korona salgını sonrasında büyük tehditler ve fırsatlar ortaya çıkararak yeniden yapılanıyor. Türkiye’de otoriter bir saray rejimi hüküm sürüyor. Liyakati terk eden, devlet aklını çökerten bu sistem artık ülkemizi yönetemiyor. Sadece sarsıyor. Zafer Partisi, Türk devlet geleneğine uygun, parlamenter demokrasiye ülkemizi tekrar geri döndürecektir. Kuvvetler ayrılığı hukuk devletinin temelidir. Kuvvetler ayrılığı çerçevesinde bağımsız yargı tekrar tesis edilecektir. Valiler ve kaymakamlar partinin değil, devletin valisi ve kaymakamı olacaklardır. Bürokrasi parti bürokrasisi, cemaat, tarikat, terör örgütü bürokrasisi değil, ehliyetli, liyakatli Türk devleti ve milletinin bürokrasisi olacaktır. Sosyal adalet ulus-devletin can damarıdır. Sosyal barışı adaletle sağlayacağız. Ezilenleri ezdirmeyeceğiz. Ezenlere ezdirtmeyeceğiz. En önemlisi, yeni ezen veya ezilenler yaratmayacağız.


“ENKAZ DEĞİL MOLOZ DEVRALACAĞIMIZIN FARKINDAYIZ”


Z kuşağı değil, zafere koşacak olan Türk gençliği, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı iseniz gereken liyakata sahip olduğunuz takdirde başka hiç bir özelliğiniz Zafer Partisi’nde ve daha sonra devlet yönetiminde ilerlemenizi durdurmayacak veya yardımcı olmayacaktır. Köy okullarını açacağız, andımızı okuyacağız, Devlet Planlama Teşkilatı’nı yeniden kuracağız. Türk ekonomisi dünyanın 16. büyük ekonomisi idi. 2021’de Türk ekonomisi dünyanın 20. büyük ekonomisi olarak 19 yıl içinde 4 sıra gerilemiştir. Son 30 senedir dünya ekonomisine yön veren neoliberalizmin en başarısız uygulamalarından birisi Türkiye’de yaşama geçirilmiştir. Neoliberal uygulamalar, dünyada sefalet, gelir dengesizliği, doğa tahribatını körüklerken AK Parti ise Türkiye’yi üretimden koparmış, yolsuzluk ve rant ekonomisi ile iflasa sürüklemiştir. Cumhuriyetin ilanından bu yana halkımızın tırnakları ile kazıyarak, alın teri ile elde edilen gelir kaynaklarımız ve istihdam alanlarımız olan tüm kazanımlarımız fabrika ve üretim alanlarımız satılmıştır.


Tarım, sanayi ve hizmet kesimlerindeki maliyetler üzerinde baskı yaratan girdilerin daha ucuz bir şekilde elde edilmesine imkân veren düzenlemeler yapacağız. Program felsefesi doğrultusunda partimiz Tarım Eylem Planı’nı hazırlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı’nı tekrar kuracağız. 12 yıllık kalkınma planları ile devletin kaynaklarını israf etmeden en verimli alanlarda üretimi hedefleyerek harcayacağız. İtibarı saraylarda değil, yüksek katma değerli üretimde arayacağız. Türk insanının onuru ile kazanmasını ve gururla yaşamasını sağlayacak iş alanlar açacağız. AVM’ler yerine fabrikaların inşa edeceğiz. Zafer Partisi, üretimi esas alan görüşe sahiptir. Zafer Partisi, Türk emeği ve Türk girişimciliğinin partisidir. Zafer Partisi, Türkiye’yi AVM’ler Türkiye’sinden, yerli katma değerli üretim yapan fabrikalar Türkiye’sine dönüştürecektir. Zafer Partisi olarak “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler” KOBİ’leri imalat sanayimizin ve ihracatımızın kalbi kabul ediyoruz. Bu sebeple yeni yönetim ilkeleri ile birlikte “KOBİ Eylem Plânını” uygulayacağız. Türkiye Varlık Fonu tasfiye edeceğiz, Zafer Partisi iktidarında Türk dış politikasını çakma diplomatlar ile değil, gerçek diplomatlar ile yöneteceğiz.
Güvenlik Reformu: Çelik Miğfer AK Parti iktidarında en ağır darbeleri alan devlet kurumlarının başında yargı ile birlikte Türk ordusu, jandarma ve polis teşkilatı gelmektedir. FETÖ ve benzeri kurumlar iktidarın desteği ile adeta bu kurumlarımızı işgal ve tahrip etmişlerdir. Zafer Partisi, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde artacak olan tehditleri de göz önünde tutarak Çelik Miğfer Güvenlik Reform programı ile güvenlik sistemimizi güçlendirecek kararlı adımlar atacaktır. Bu çerçevede askeri liseleri tekrar açacağız. Harp Okullarını gerçekten harp okulu kimliğine kavuşturacağız. Askeri hastaneleri tekrar açacağız. GATA yine askeri sağlık sisteminin akademik merkezi olacak. Askeri mahkemeleri tekrar açacağız.
FETÖ İle Mücadele: Kılıçarslan Kalkanı FETÖ, son 1000 yılda devletimizin karşı karşıya olduğu en büyük terör ve casusluk örgütüdür. FETÖ aynı zamanda Türk milletine karşı düzenlenen son Haçlı Seferi’dir. FETÖ ile mücadele eylem planımıza bundan ötürü, ilk Haçlı Seferi’ne karşı direnen büyük komutan Sultan Kılıçarslan’dan esinlenerek “Kılıçarslan Kalkanı” ismini verdik.

Sığınmacıların, mültecilerin yurtlarına gönderilmesini ilk madde olarak sunuyorsunuz, Anadolu Kalesi Projesi neyi hedefliyor?
Anadolu Kalesi Projesi tarihin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi planlanmış en büyük geriye göç ve göçü durdurma projesidir. Bir yandan 8,5 milyon insanı ülkelerine geri yollarken, diğer yandan 2050’ye kadar yeni göçler ile harekete geçeceği ifade edilen 300 milyon insanın önemli bir bölümünün Anadolu’ya yönlenmesini durdurma projesidir. Son yıllarda umutsuzluk içinde ülkemizi terk eden yurttaşlarımızın Türkiye’ye geri dönmesi projesidir.
Türkiye’yi üç iç savaştan kaçan toplumun üyeleri ile Suriyeli, Afgan ve Iraklılar ile doldurarak milli dokumuzu bozup,  ülkemizin bir iç savaşa sürüklenmesini engelleme projesidir. Anadolu Kalesi projesi, döviz fiyatlarının düşmesi projesidir. Türkiye’de 1milyon 300 bin Suriyeli bir şekilde çalışıyor ve ülkesine para yolluyor. Afgan ve diğerleri ile bu rakam 2 milyonu aşıyor. Her birisi ayda 100 Dolar satın alarak ülkesine yollasa her ay piyasadan 200 milyon Dolar çekiliyor demektir. Bu yılda 2.4 milyar Dolar eder.
Anadolu Kalesi projesi, 2 milyondan fazla işsiz Türk için istihdam alanının ortaya çıkmasıdır.
Ve Anadolu Kalesi projesi gerçekleşince her Türk vatandaşının cebinden Suriyeliler için yılda 100, 10 yılda 1000 Dolar çıkmayacak.

Anadolu Kalesi Projesi’nin orta ve uzun vadeli stratejik sonuçları değil, halkın yaşamına hemen dokunacak sonuçları olduğunu ifade ediyorsunuz, peki sizce muhalefet bu konunun üzerine şimdiye değin niye gitmedi?


Ümit Özdağ: Saray Rejimi ve sarı muhalefet tarafından Türk halkına aşılanmak istenen “ne yapsak gitmezler, yapacak bir şey yok. Ancak gönüllü geri dönenler döner” şeklinde bir telkin yapıldı şimdiye değin. Bu arada AKP gizli bir şekilde 900 bin sığınmacıya vatandaşlık verdi ve vermeye devam ediyor. Vatandaşlık verilen sığınmacılar Resmi Gazete’de yayınlanmıyor.
Sarı muhalefet yıllarca sustu. Zafer Partisi ise Türk milletine aşılanmaya çalışılan öğretilmiş çaresizlik duygusunu tarihin çöplüğüne atıyor. Gazi Paşa’nın dediği gibi; “Geldikleri gibi gidecekler.” Zafer Partisi’nin programında örtülü istilacılar krizi ve tehdidini aşmak için uygulayacağı Anadolu Kalesi Projesi dışında yaşanan devlet krizini, milli birlik krizini ve ekonomik krizi aşmak için ortaya çok kapsamlı projeleri ortaya koyduk.


Erdoğan’ı iktidarda tutan etkisiz muhalefet, muhalefet  yapamıyor demektir

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ sık sık muhalefeti eleştiriyor ve sarı muhalefet kavramını kullanıyor, bunun anlamı nedir?


Sarı Muhalefet’in anlamı sarı sendikadan geliyor. Prof. Dr. Ümit Özdağ literatüre bir kavram kazandırdı. Geçmişte sarı sendika işçiden yana görünüp, patrondan yana olan yani patronun çıkarlarına çalışan sendika olarak bilinirdi. Sarı muhalefet de halktan yana görünüp, sarayın rejiminin menfaatleri için muhalefetlik yapıyor. Yani Erdoğan’ı 19 yıl başbakanlık ve cumhurbaşkanlığında tutan etkisiz muhalefet, muhalefet  yapamayan demektir.

Ekonomi şu anda ülkenin neredeyse tek konusu, hükümetin bu yöndeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ekonomi nasıl düzelir?


Ülkemizin ekonomisinin canlanması hukukun üstünlüğü ile olur. Hukukun üstün olduğu yerde yabancı yatırımcı gelir. Kamu ve özelde çok ciddi tasarruf tedbirler alınması gerekir. Ülkemiz hiçbir konuda iyi yönetilmiyor. Devlet liyakatsız kişilerin kontrolünde, liyakatın yerini biat almış, öyle bir ülke düşünün kü hem döviz çıkıyor hem faiz hem de enflasyon yükseliyor. AKP iktidarı 19 yıl yol, AVM, yani ölü yatırım yaptı. “Bir basın mensubu ABD’li ekonomiste soruyor, “Türkiye’nin ekonomisi nasıl  diye”, ekonomist “Ben ölülerin arkasından konuşmam” diyor. Üretim yapan fabrikalar kuracağız. Özellikle katma değeri yüksek olan ürünler ile ihracat yaparak ülkemize döviz girdisi sağlanacak, istihdam artırılacak,
Sığınmacılar ülkelerine gönderildiği takdirde kiraların düşecek, temel gıda maddelerinin ucuzlaması döviz fiyatlarının düşmesi demektir. Sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi durumunda  2 milyondan fazla işsiz Türk için istihdam alanının ortaya çıktığı gibi Türk vatandaşının cebinden Suriyeliler için yılda 100, 10 yılda 1000 dolar çıkmayacak.

Dört Deniz Dört Bölge Projesi’ni anlatır mısınız?


EKONOMİYİ CANLANDIRACAK DÖRT BÖLGE DÖRT DENİZ PROJESİ
 
“Dört Deniz Dört Bölge” projesi
Zafer Partisi’nin en önemli projelerinden biri de İstanbul ve Marmara bölgesinde toplanmış olan sanayinin yeni sanayi ve ticaret koridorları dediğimiz denize ulaşımı olan bölgelere dengeli dağılımı. Bunun için Zonguldak Liman olmak üzere Bursa-Ankara Karabük, Çankırı, Bartın ekseninde ağır sanayi teşvik edilecek. Trabzon liman olmak üzere Ordu-Giresun-Erzincan-Ardahan hattında ise orta ölçekli sanayi, hayvancılık ve hayvancılığa bağlı sanayi kolları desteklenecek. Erzurum bu bölgenin “hub havaalanı” olarak dünya ile bölgenin ihracat bağlantısını oluşturacaktır. Bu bölge Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkasya’ya, Rusya ve Ukrayna pazarlarına açılan kapısı olacak. Üçüncü sanayi ve ticaret koridoru ise Mersin liman olmak üzere Konya’dan başlayıp, Mardin’e kadar uzanan alanı kapsayacaktır. Bu bölge orta ölçekli sanayi, tarıma dayalı sanayi ve GAP bölgesini kapsayacaktır.  Bu bölgemiz Afrika, Ortadoğu ve Avrupa’ya ihracat için çok uygun şartlar taşımaktadır. Dört Deniz Dört Bölge projesi kapsamında dördüncü sanayi ve ticaret koridoru ise İzmir liman olmak üzere Doğu’da Afyon, Kuzeyde Balıkesir ve güneyde Denizli’yi kapsayan bölge oluşturacaktır. Bu bölge orta ölçekli sanayi, ağır sanayi ve ileri teknolojiye dayalı sanayi sektörleri ile maden ve tarıma dayalı sektörleri bünyesinde barındıracaktır. Böylece, sanayi bütün yurt sathına dengeli dağılacaktır. Hiçbir sanayici bulunduğu yerden bu bölgelere taşınmak zorunda bırakılmayacaktır ancak devlet öyle uygun şartlar oluşturacaktır ki, sermaye bu bölgelere yatırım kaydırmak için yarışacaktır.

Eskişehir’e gelirsek yerelde nasıl bir örgütlenme içindesiniz, ilçelerde örgütlenme ne zaman tamamlanacak?


Eskişehir’de il yönetimi olarak 25 asil 13 yedek üyelerden Eskişehir il başkanlığı olarak liyakat ehli kişilerden Avukat, Doktor, Mühendis, İş insanı, işçi, Ev hanımı gibi her meslek gurubundan arkadaşlara birlikte bir ekip oluşturduk. Zafer Partisi’ne çok büyük bir teveccüh var. Odunpazarı ve Tepebaşı ilçeleri 1 ay içinde yönetimini oluşturuyor. Yönetime girecek kişileri ince eleyip sık dokuyoruz. Liyakata önem veriyoruz. Sivrihisar, Mihalgazi ve Mihallıççık ilçeleri bir ay içinde yönetimini oluşturacak beş ilçede teşkilatları oluşturup 1. olağan kongremizi yapmayı hedefliyoruz. 3 ay zaman zarfında da tüm ilçelerimizde teşkilatlanacağız.


Eskişehir’de nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz, halka kendinizi nasıl anlatıyorsunuz?


Eskişehir’de 3 adet standımız ile şehrimizin kilit noktalarında (Espark, Adalar, İki Eylül Caddesi, hamamyolu caddesi) stant açarak  halkımız ile sohbet ediyor, Zafer Partisinin kuruluş  amaçlarını, hedefini, anlatarak Eskişehir halkına dokunuyoruz. Dertlerini dinliyoruz. STK’nı ziyaret ediyoruz. Basın toplantıları Yerel TV’lerde Zafer Partisi’ni ve sığınmacıların Milli Güvenliğimiz tehdit etmesinin farkındalığını vermeye çalışıyoruz.


Sizce Eskişehir’in en önemli sorunları nedir, bunlara yönelik çalışmalarınız nelerdir?


Eskişehir’in en büyük sorunu trafik sorunudur. Zamanında Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesine göre tramvay yer altından yapılsaydı bugün trafik sorunu olmayacaktı. Tramvay uzun vadede bütçeye göre zamana yayılarak gelecek 150 yıla hitap edilebilirdi. Görsele hitap eden şehir planlaması maalesef günü kurtarma projeleri ile seçime yatırım yapılıyor. Bu trafik sorununun çözümü ise şehrimizin imara açılan yerleşim birimlerini  cazibe merkezine getirilmesi gerekir. İnsanların şehir merkezine akışını durdurulması için bunların yapılması gerekir. Şehrimizin ikinci sorunu Eskişehirspor’un düştüğü durumdur. Şehrimizin en önemli markası Eskişehirspor’dur. Şehrimizin ileri gelenleri, STK’lar, milletvekilleri, belediye başkanların karnesi Eskişehirspor’un düştüğü bu durumdur. Yani karne zayıftır. Şehirde birlik ve beraberlik ruhunu oluşturamayanlar neyle övünürlerse övünsünler, şehrin takımı olmak istediği yerde değilse o şehrin ileri gelenleri Eskişehir’e hiçbir şey veremezler. Eskişehir dendiği zaman ilk akla gelen ES ES, Eskişehirspor’dur. Üçüncü sorun çevreyolu trafiğidir. Organize Sanayi Bölgesi, Kobi Organize Sanayi Bölgesi, EMKO Sanayi Bölgesi, Teksan Sanayi Sitesi ve esnaflar sanayi sitesindeki çalışanlar akşam saat 16.00’da çevre yolundan geleceği için trafik sıkışmaktadır. 10 dakikalık yolu 40 ila 60 dakikada gelebiliyorlar. Karayolları Genel Müdürlüğünü ilgilendirdiği için Eskişehir AKP Milletvekillerine iş düşüyor. Zafer Partisi iktidara geldiği zaman bu problemler olmayacaktır.


Zafer Partisi kimlerin oyuna talip?


Zafer Partisi Türk milliyetçileri ve tüm vatanseverlerin oyuna taliptir.


Seçimlerde partinizin genelde ve yerelde iddiası nedir?


Zafer Partisi genel seçimlerde Türk milliyetçilerin ve tüm vatanseverlerin oyunu alacağı gibi yüzde 21 karasızların da ekseriyetini alacaktır.

Son sözleriniz…

Zafer Partisi, Türk milletinin iradesidir. Cumhuriyet’in kuruluş esasları ve felsefesini benimseyen tüm vatanseverlerin partisi Zafer Partisi’dir. Zafer Partisi gelecek, sığınmacılar gidecek. Bizi biz yönetelim, Türkiye’yi Türkler yönetsin.

Editör: Mustafa YILDIRIM