Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu  İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını değil aksine kadına yönelik fiziksel ve cinsel, psikolojik her türlü şiddetin kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı daha etkin önlemler alınmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Yasa’nın ivedilikle, istikrarla ve samimiyetle uygulanmasını talep ettiklerini belirttiler. 
Yapılan açıklama şöyle; "Bugün bir kadının daha acı haberi ile isyandayız. Beş gündür kayıp olan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in cansız bedeni Menteşe ilçesinde ormanlık alanda bulundu. Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan şüphelinin, eski erkek arkadaşı olduğu ve cinayeti itiraf ettiği öğrenildi. Aynı Pınar Gültekin cinayetinde olduğu gibi BM’nin raporlarına göre erkek şiddetinin faillerinin, tanıdığımız, yanıbaşımızdaki erkekler olduğunu biliyoruz.

Biz her gün yeni bir cinayet olayı ile sarsılırken, siz kadınları korumak yerine İstanbul Sözleşmesi’ni masaya yatırıyorsunuz.
Kadın cinayetlerini engelleyemiyorsunuz!
İstanbul Sözleşmesi; temelinde hukuki ya da biyolojik bağ olup olmadığına bakılmaksızın aynı evde yaşayan partnerlerin, evli kişilerin ya da eski eşlerin arasındaki kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasını; cinsiyet, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir sözleşmedir. Şiddet karşısında İmzacı ülkelere sadece erkek şiddetiyle bütünsel olarak mücadele etme yükümlülüğü getirmiyor, aynı zamanda erkek şiddetinin ortadan kalkmasının ön koşulu olarak kadın erkek eşitliğini sağlama görevi veriyor. Yani özetle  erkek şiddetine karşı yalnız, çaresiz kalmasın diye hukuki koruma sağlıyor sözleşme. 
Biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’a rağmen öldürülüyoruz;  Emine Bulut, Özgecan Aslan, Ceren Damar, Ayşe Paşalı şimdi Pınar Gültekin ve nice diğerleri.
Kadına karşı şiddeti engelleyemiyorsunuz! 
Kadın cinayetlerini engelleyemiyorsunuz!