Haber: Gülnaz Demirok/Bartu Can
Eskişehir Diş Hekimleri Odası Başkanı Cenk Ataç, bilimsel diş hekimliğinin 117. yılı ve Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Ataç, “Bugün, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurunda bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.
Diş hekimliği eğitiminin tarihi ve önemi
Ataç, Tıbhane ve Cerrahane-i Âmire’nin birleşerek 1 Ekim 1908’de fakülte unvanını almasının ardından, Dişçi Mektebi’nin 28 Ekim 1909’da fiilen eğitime başladığını hatırlattı. “Bu gelişme, ülkemizde diş hekimliği eğitiminin çağdaş bir kimliğe kavuşmasını sağlamış ve mesleğimiz bilimsel temeller üzerinde yükselmiştir” ifadelerini kullandı.
Toplumun ağız ve diş sağlığı farkındalığı artırılmalı
Avrupa’da bireylerin yılda ortalama 5 kez diş hekimine başvurduğunu, Türkiye’de ise bu sayının yalnızca 0,68 olduğunu belirten Ataç, düşük başvuru oranının kronik ve yıkıcı ağız-diş hastalıklarının ileri evrede tedavi edilmesine yol açtığını söyledi. “Toplumun bilinçlendirilmesi ve koruyucu hizmetlerin yaygınlaştırılması artık kaçınılmazdır” dedi.
Serbest çalışan diş hekimleri sisteme dahil edilmeli
Ataç, Sağlık Bakanlığı’nın hizmet sunumundaki artışa rağmen toplumun ağız ve diş sağlığına erişiminde beklenen iyileşmenin sağlanamadığını belirtti. “Koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin tüm topluma ulaşabilmesi için serbest çalışan diş hekimlerinin de sisteme dahil edilmesi gerekiyor. Bu, hem vatandaşın nitelikli hizmete erişimini hem de kamu yükünün azalmasını sağlayacaktır” dedi.
Kamuda çalışan diş hekimlerinin sorunları ve çözüm önerileri
Kamuda çalışan diş hekimi sayısının son yıllarda düştüğünü vurgulayan Ataç, “Her yıl yaklaşık 5.000 yeni diş hekimi mezun edilmesine rağmen kamu istihdamı aynı hızda artmamaktadır. Yeni kadrolar açılmalı ve gerekli atamalar ivedilikle yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Emekli diş hekimlerinin maaşları iyileştirilmeli
Ataç, emekli diş hekimlerinin maaş adaletsizliklerine de dikkat çekti:
-
4A, 4B ve 4C statülerindeki maaş farklarının giderilmesi,
-
Emekli aylığı bağlama oranının %50’den %80’e çıkarılması,
-
Kamudan emekli diş hekimlerine ödenen ek ödemenin Bağ-Kur ve SGK emeklilerine de verilmesi,
-
Bağ-Kur primlerinin kamudaki primlerle eşdeğer hâle getirilmesi gerektiğini söyledi.
Yeni fakülteler açılmamalı
Ataç, kontrolsüz fakülte sayısının artmasının mesleği krize sokacağını vurgulayarak şu önerilerde bulundu:
-
İnsan gücü planlaması yapılmadan yeni fakülteler açılmamalı,
-
Henüz eğitime başlamamış veya fiziki ve eğitim kadrosu yetersiz fakülteler kapatılmalı,
-
Mevcut fakültelerde kontenjanlar azaltılmalı.
Aksi hâlde 2030’da bir diş hekimine düşen nüfus 650 kişi seviyesine inecek ve mesleğin sürdürülebilirliği ile toplum sağlığı olumsuz etkilenecektir.
“Harç mı, haraç mı?”
Ataç, Harçlar Kanunu’nda yapılması öngörülen değişiklikle özel ağız ve diş sağlığı kuruluşlarına getirilecek yıllık 20.000–80.000 TL’lik harçların mesleği zor duruma sokacağını vurguladı.
Son söz
Ataç açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bugün burada, mesleğimizin 117 yıllık bilimsel birikiminin verdiği güçle; toplumumuzun ağız ve diş sağlığını geliştirmek, meslektaşlarımızın haklarını savunmak ve ülkemizde daha adil, daha nitelikli bir ağız-diş sağlığı sistemi için taleplerimizi dile getirmek üzere Atamızın huzurundayız. Saygıyla, minnetle ve kararlılıkla…”