Yılsonu geldi. Trafikte sürücüler birdenbire daha fazla hata yapmaya ve sık sık ceza almaya başladılar. Haklı olarak kesilen cezalar için sözümüz yok. Fakat bazı cezalar adalet duygusunu ciddi anlamda zedeliyor. Özellikle fahri trafik müfettişleri tarafından uygulanan trafik cezalarında keyfiliklerinin yol açtığı hukuksuzluğun acilen önüne geçilmesi gerekiyor.

            Trafik polislerinin yanı sıra fahri trafik müfettişleri ve kısa bir eğitim almak suretiyle kendilerine verilen yetkiye dayanarak Genel Hizmet polislerince de düzenlenebilen trafik para cezalarına karşı başvurulacak hukuki yolları bilmekte fayda var.

            Trafik cezaları iptal edilebilir. Her idari işleme olduğu gibi trafik cezalarına da itiraz yolu açıktır.

            Haksız olduğunu düşündüğünüz bir trafik cezası ile karşılaştı iseniz itiraz edebilirsiniz. Trafik para cezalarına itiraz Sulh Hakimliği’ne yapılmaktadır. Yetkili mahkeme ceza tutanağını düzenleyen birimin/görevlinin bağlı olduğu Sulh Hakimliği’dir.

            Trafik Para Cezalarına Kabahatler Kanunu’nun 27. Maddesi’ne göre 15 gün içinde itiraz edilmelidir. Süresinde itiraz edilmeyen para cezası kesinleşir.

            5326 sayılı Kabahatler Kanununun 29. Maddesinin 1. Fıkrası gereği Sulh Hakimliği’nin 3000 TL altında olan cezalarda iptal ya da red karar vermesi durumunda bu kararın kesin olması nedeni ile itiraz yolu kapalıdır.

Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı ile sürücü belgesine el konulduğu veya araç trafikten men edildiği durumda İdare Mahkemesine 60 gün içerisinde dava açılacaktır.

            Bu şu anlama gelir; hakimin takdiri çok önemlidir. Kararlar kesin olduğu için Yargıtay incelemesinden geçmez. Bu nedenle konu ile ilgili geniş yerleşik içtihatlar yoktur. Hakimler kanun maddelerini kendileri yorumlayarak, hakkaniyete göre karar verirler.

            Çok ilginç kararlar çıkabilmektedir. “Saatte 67 km hızla giden vatandaşa ceza kesilmesinin adalet duygusuna ve adil yargılanma ilkelerine aykırı olduğu gerekçesi ile” şehrimizde bir trafik cezası iptal edilmiştir. Mahkeme 50 km hız sınırının değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu şekilde adalet duygusunu perçinleyen ve yürürlükteki mevzuatın üzerine çıkartan kararlar olduğu gibi ceza tutanağı ile birlikte fotoğraf ya da kanıt gelmediği halde ceza tutanağının iptal edilmediği kararlar da vardır.

            Bir de son zamanlarda gündeme gelen ve sürücüleri haklı çıkaracak nitelikte olan Yargıtay 7. Ceza Dairesince verilen ve emsal teşkil edeceğini umut ettiğim kararda açıkça idarenin eylem ve işlemlerinin önceden tahmin edilebilir olması gerektiği vurgulamakta olup idarenin görevinin, bireylerin kuralları ihlal etmesini bekleyip cezalandırmak yerine, kurallara uygun davranma alışkanlığını geliştirmek olduğu da belirtilerek ''Ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapılmasını beklemenin, sürücülere tuzak kurmak anlamına geleceği belirtilmiştir.

            Tüm bu açıklamalar ışığında hakkaniyete, Anayasamızın “ suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde yer alan ilkelere ve Yargıtay Kararlarına aykırı olduğunu düşündüğümüz ceza tutanaklarına karşı yasal yollara başvurmaktan çekinmemeliyiz.

www.tukdes.org     [email protected]

Av. Pınar TURHANOĞLU GÜCÜYENER