Eskişehir Sağlık Emek ve Meslek Örgütleri Eşgüdüm Kurulu ortak deklarasyon yayınlayarak salgın ile ilgili görüşlerini, tespitleri ve taleplerini dile getirdi.
Eskişehir-Bilecik Tabip Odası, Eskişehir-Bilecik Dişhekimleri, Eskişehir-Bilecik Eczacı Odası, Eskişehir-Bilecik Veteriner Hekimleri Odası, Eskişehir Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın ortak yayınladığı deklarasyon şöyle:
Ocak 2020'de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Çin’in Hubei Eyaletinde yeni bir koronavirüs hastalığının ortaya çıktığını ilan etti. Dünya Sağlık Örgütü 2019 koronavirüs hastalığının (COVID-19) dünyadaki diğer ülkelere yayılma riskinin yüksek olduğunu vurguladı ve dünya genelindeki kamu sağlığı yetkililerini muhtemel bir COVID-19 salgını için harekete geçirdi.
Bu salgınla mücadele etmek ve başarılı olmak toplumun tüm kesimlerinin rol oynaması ile mümkündür diyerek, tespit ve önerilerimizi söylemek ve üzerimize düşen görevi yerine getireceğimizi açıklamak için bu ortak deklarasyonu kaleme aldık.
TESPİTLERİMİZ
1-KENTİMİZDE YETKİLİ MERCİLER YANİ VALİLİK VE İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SÜRECİ ŞEFFAF YÜRÜTMEMEKTEDİR, KONUYA YÖNELİK AÇIKLAMA VE BİLGİLENDİRME YAPILMAMAKTADIR
Eskişehir halkının çok fazla açıklamaya ihtiyacı vardır. Örneğin;
-İlimizde yeni tip korona virüs vakası var mıdır?
-Hastanelerde karantinada kaç vaka vardır ve kaçı pozitiftir?
-Yoğun bakımlarımız hazırlıklı mıdır, yeterli sayıda yatak ve solunum cihazı var mıdır?
-Öğrenci yurtları karantina merkezlerine dönüştürüldükleri söylenmektedir, bunlar hangi yurtlardır, kimler kalmaktadır, test sonucu pozitif vaka saptanmış mıdır?
-Hangi hastanede test var, yeterli test olanağı var mı, herkese yapılıyor mu?
-Hangi bulgular olursa hastaneye gitmeliyim, nereye gitmeliyim, acaba korona enfeksiyonuna benzer bulgular olursa Sağlık Müdürlüğünü arayabilir miyim, hangi numarayı arayacağım?
Gibi yüzlerce soru biz sağlıkçılara sorulmaktadır. Ancak bu soruların muhatabı ilimizin sağlık yöneticileridir ve bunlar devlet sırrı değildir. TV ve basının karşısına geçip yapacakları açıklamalar halkın güvenini artıracak, daha tedbirli davranmaya itecek, bilim ve akıl dışı yöntemlerle korunmaya çalışmayacaklardır. Bu hastalıkla mücadelede çok önemlidir.
2-“SAĞLIK ÇALIŞANLARINI KORUYAMAYAN HALKI KORUYAMAZ”
Tüm sağlık kurumları özellikle birinci basamak; aile sağlığı merkezleri (ASM) ve toplum sağlığı merkezleri (TSM) de dezenfeksiyon işlemleri, Kişisel Koruyucu Donanım(tıbbı maske,N95 maske, iş gözlüğü, eldiven) gibi salgının yayılmasını azaltan yöntemler için Sağlık Müdürlüğü tarafından yeterli destek verilmemektedir. Maskeler sınırlı sayıda verilirken, düzenli yapılması gereken dezenfeksiyon işlemleri çalışanların kendi İnisiyatiflerine ve bütçelerine bırakılmıştır.1.basamak sağlık kuruluşlarının ihtiyaçları Sağlık Müdürlüğünce yeterince ve ivedi olarak karşılanmalıdır.
Diş hekimi muayehaneleri, eczaneler ve veteriner hekim muayenehanelerinde tamamı kendi çabalarına bırakılmış, dezenfeksiyon, koruyucu donanım kendileri tarafından temin edilmektedir.
Ancak bilindiği gibi bu günlerde maske, gibi koruyucular ve dezenfektanlar piyasada zor bulunmakta bulunanlar ise fahiş fiyatla satılmaktadır.
Hastanelerimizde sağlık çalışanlarımız aşırı iş yükü altında çalışmaktadırlar. Yeterli koruyucu donanım(maske, eldiven, gözlük, önlük, el dezenfektanı, sabun, su, temizlik malzemeleri)sağlandığı konusunda şüpheler vardır.
ÖNERİLERİMİZ
1-VALİLİK TARAFINDAN DÜZENLİ OLARAK HALKIN BİLGİLENDİRİLMESİNE YÖNELİK ÇALIŞMA YAPILMALIDIR.
Yöneticilerin halkın güvenini kazanması ve halkın uyarılara değer vermesi yöneticilerin güvenilir olmasına bağlıdır. Ülkede bakanlık tarafından yapılan açıklamalar vaka bazında istatistiki bilgileri içerdiğinden tehlike bize çok uzakmış gibi hava oluştuğundan kentimizde yaşayanların işin ciddiyetini anlaması açısından yetersizdir. Kente yönelik özel bilgilendirme kent halkı tarafından yakından izlenecek ve daha tedbirli olmaya teşvik edecektir.
Örneğin Valimizin çıkıp hastanelerde yeterli sayıda yatak ve solunum cihazı olmakla birlikte bilim insanlarının ve yetkili kurum temsilcilerinin uyarılarını dinleyin ve hastaneleri gereksiz meşgul etmeyin demesi bile çok önemlidir.
2- SAĞLIK HİZMETİ SUNAN TÜM KURUMLARDA KORUYUCU TEDBİRLER KAMUSAL HİZMET OLARAK DÜZENLENMELİDİR;
İhtiyacı olan sağlık kurumu, muayenehane hekimi ve sağlık çalışanına koruyucu donanım sağlanmasında, dezenfektan temini ve düzenli dezenfeksiyon işleminin yapılmasında Valilik, Sağlık müdürlüğü, belediyeler ve özel şirketler aracılığı ile bir organizasyon yapılması gereklidir.
3-CUMHURBAŞKANLIĞI TARAFINDAN YAYINLANAN HANGİ KAMU PERSONELİNİN İZİNLİ SAYILACAĞINA DAİR GENELGE SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİNDE GEÇERLİ OLMALIDIR.
Sağlık çalışanları en önemli risk grubunu oluşturmaktadır;
-Gebe, lohusa-emziren kadın sağlık çalışanları izinli sayılmalıdır.
-ilköğretim çağında ve daha küçük çocuğu olan sağlık personelini okulların kapalı olduğu dönemde, iki ebeveynde sağlık iş kolunda ise birisi izinli sayılmalı veya çocukların bakımı için bakıcı görevlendirilmelidir.
-Onkoloji hastası ve organ nakli yapılmış, immünspüresif kullanan sağlık personelinin idari izinli sayılması gereklidir.
4-CORONAVİRUS SALGINI İLE MÜCADELE İL KOORDİNASYON KURULU OLUŞTURULMALIDIR
Eskişehir için Valilik, Sağlık Müdürlüğü, Belediyeler, Sağlık kurum temsilcileri yanında Sağlık Meslek Odaları temsilcileri(Tabip Odası, Eczacılar Odası, Diş hekimleri Odası, Veteriner hekimler Odası, SES) çeşitli sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer alacağı bir koordinasyon kurulu oluşturulmalı ve herkesin önerileri dikkate alınmalıdır. En azından kurulmuş veya kurulacak olan kurula sağlık meslek odalarından temsilci ve görüş istenmelidir.
5-SALGININ EKONOMİK YIKIMI CİDDİ BOYUTLARA ULAŞABİLECEĞİNDEN;
-Evden çıkmaması söylenen ama geçimini günlük kazancı ile sağlayan kişilere yönelik gıda, barınma, ısınma, hijyenini sağlayabileceği şartların gözetilmesi,
-Eczane, muayenehane işleten hekim, diş hekimi, veteriner hekimlerin önemli oranda gelir kayıplarına uğrayacağı için vergi, SGK prim ödemesi, yanında çalışan personelin SGK prim ödemesi gibi zorunlu ödemelerin ötelenmesi için çalışma yapılması, hükümete önerilerde bulunulması
-Organize sanayi bölgesinde çalışan işçilerin bir kısmına(gebe, kronik hastalığı olan, yaşlı vb) fırsattan istifade ücretsiz izinler zorunlu kılındığına dair şikayetler gelmektedir. Bu tür fırsatçılığa izin verilmemesi, bu şartlarda salgının önlenmeyeceğinin ancak daha fazla hasta insan yaratacağının işverenlere ciddiyetle anlatılması gereklidir.
Sonuç olarak bu salgını hafif hasarla atlatmak için Dünya Sağlık Örgütünün, Sağlık Bakanlığının ve Türk Tabipler Birliğinin protokolleri titizlikle uygulanmalı ama sürecin en efektif şekilde yönetilmesi için tüm sağlık meslek örgütleri ve yerel yönetimler işbirliği içerisinde olmalıdırlar.
Biz Eskişehir ilinde bulunan SAĞLIK EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ olarak halkımızın salgın riskine ciddiyetle yaklaşması gerektiğini söylerken tüm kamu otoritesi ile işbirliğine de hazır olduğumuzu beyan ederiz. Kamuoyuna duyurulur.”