Türk Sağlık Sen Eskişehir Şube başkan yardımcısı Gülderen Bilim, Türk kültürünün en önemli özelliklerinden birinin kadına verdiği değer olduğunu söyledi.
Günümüz Türkiye’sinde kadına yönelik şiddet ve cinayetleri gördükçe bu hale nasıl gelindiğini düşünmek lazımdır, diyen Bilim, “Ziya Gökalp ‘Kadın yükselmezse alçalır vatan, Samimi olamaz onsuz bir irfan’ demiş. Türkiye müreffeh bir ülke olacaksa bunun temel taşlarından biri de kadına, onun emeğine duyulan saygı, verilen değerdir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Türk kadını sen omuzlar üstünde yükselmeye layıksın’ diyerek işaret ettiği seviyeden neden bu kadar uzaklaşıldı, Türk kadını niçin sorunlarla boğuşuyor bunun üstüne kafa yorulması gerekmekte ve harekete geçilmelidir” dedi.
Kadınların sosyal hayatta karşılaştıkları sorunların yanında çalışma hayatında da sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Türk Sağlık Sen Eskişehir Şube başkan yardımcısı Gülderen Bilim şunları söyledi:
“Türk Sağlık-Sen olarak gerçekleştirdiğimiz Kadın Çalıştayı’nda bizzat çalışan sendikalı kadınlar tarafından şu hususlara özellikle vurgu yapılmıştır:
Kamuda mobbing ve şiddet kadın çalışanlarımızın en önemli sorunlarındandır. Bu konuda ağır yaptırımlar hayata geçirilmelidir.
Kurumlarda torpil ve adam kayırmacılık gibi uygulamalardan kadın çalışanlar şikayetçidirler. Kendilerinin yönetim kademelerinden kasıtlı olarak uzaklaştırıldıklarını ve kendilerine görev verilmediğini ifade etmektedirler. Branş dışı çalıştırma ve geçici görevlendirmeler gibi hususlarda haksızlığa uğradıklarını belirtmektedirler.
Kreş yetersizliği, süt ve doğum izinlerinin azlığı çalışan kadınlarının aile yaşamlarını olumsuz etkileyen önemli sorunlardır.
Mesai saatlerinin çalışan anneler için kolaylaştırılması sağlanmalıdır. Araştırmalarımıza göre Kadın çalışanlarımızın sadece 10’unun ailesine yeterli vakit ayırabildiğini belirtmesi bu meselenin mutlaka bir çözüme kavuşturulması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Sendika olarak yaptığımız araştırmalara göre kadın çalışanlarımızın yüzde 67’sinin kendisini kurumunda dezavantajlı hissetmesi, yüzde 76’sının cinsiyete dayalı bir ayrımcılık olduğunu düşünmesi meselenin ne kadar vahim olduğunu göstermektedir.
Çalışma yaşamlarındaki zorlukların aile yaşamlarını etkilediği kadın çalışanlarımızın bu sorunlarının çözülmesi için mutlaka somut adımlar atılmalıdır.
Türk kadının sosyal hayattaki kabul edilemez sorunlarının çözülmesi, daha iyi bir çalışma hayatı standardı sunulması devletin öncelikli görevlerindendir. Türk Kadını hak ettiği değeri görmelidir. Bu temennilerle Türk Sağlık-Sen olarak başta şehit anneleri ve eşleri, Sağlık ve sosyal hizmet alanında şifa dağıtan, şefkat veren, Çalışma arkadaşlarımız olmak üzere, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Toplumsal yaşamda ve sendikal hayatta mücadele eden kadınlarımıza başarılar diliyor ve kadınlarımızın tüm sorunlarının göstermelik tartışmalardan uzak bir şekilde çözüm odaklı olarak sonuca kavuşmasını istiyoruz.