Türk mucizesi 100 yıl önce Eskişehir'de başladı

Abone Ol

Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra, Türkiye tarımının bilimsel temellere oturtulması amacıyla önemli bir adım atıldı. 13 Aralık 1925 tarihinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla Eskişehir’de “Islah-ı Buzr” adıyla bir tohum ıslah istasyonu kuruldu. Bu kurum, Türkiye’nin ilk tarımsal araştırma kuruluşu olarak tarımda modernleşme sürecinin başlangıcını temsil etti.

Kuruluşun amacı, dönemin zorlu koşullarında tarımsal üretimi artırmak, kurak iklimlere dayanıklı tohum çeşitleri geliştirmek ve çiftçiye daha verimli üretim yöntemleri kazandırmaktı. 1920’li yıllarda ülkenin büyük bölümü kuraklık, verimsizlik ve teknik yetersizliklerle mücadele ediyordu. Ancak sınırlı imkânlarla yürütülen bu çalışmalar, Türk tarımında köklü bir dönüşümün temelini attı.

1929 yılında kurumun adı “Kuru Ziraat Deneme İstasyonu” olarak değiştirildi. Bu dönemde, yurt dışında eğitim alarak Türkiye’ye dönen ziraat mühendisi Ali Numan Kıraç, kuru tarım teknikleri üzerine önemli araştırmalar yürüttü. Kıraç’ın öncülüğünde geliştirilen sistemler, kurak bölgelerde toprağın verimini koruyan ve suyu daha etkin kullanan yöntemlerin uygulanmasını sağladı. Bu çalışmalar, uluslararası çevrelerde “Türk Mucizesi” olarak tanındı.

Eskişehir’deki bu kurum zaman içinde farklı isimlerle faaliyet göstermeye devam etti. Eskişehir Zirai Araştırma Enstitüsü ve bugün kullanılan adıyla Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü olarak hizmetini sürdürdü. Her dönemde ülke tarımının ihtiyaçlarına uygun projeler üreterek üretim verimliliğinin artırılmasına katkı sağladı.

Günümüzde Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü, tahıllar, baklagiller, yem bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkiler gibi birçok alanda araştırmalar yürütüyor. Türkiye’de tescil edilmiş 200 buğday çeşidinin 55’i bu enstitüde geliştirilmiştir. İlk melezleme çalışmaları burada yapılmış; “Melez13” ve “AK702” gibi çeşitler uzun yıllar üretimde yer almıştır.

Enstitü ayrıca, nadas alanlarının azaltılması, çinko eksikliğinin giderilmesi, toprak ve su kaynaklarının korunması gibi konularda da çalışmalar yürütmektedir. 2011 yılında Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü ile birleşerek Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar ve çevresini kapsayan bölgede tarımsal sürdürülebilirliği destekleyen projelere öncülük etmeye başlamıştır.

Eskişehir’deki bu bilim yuvası, 100 yıl boyunca zor şartlara rağmen pes etmeyen, çözüm odaklı ve vatansever bir bilim anlayışının ürünü olarak ayakta duruyor. Atatürk’ün tarıma ve bilime verdiği değerin en somut ve kalıcı örneğini temsil ediyor.

Bugün, gıda güvenliğinin stratejik öneminin farkında olan bir ülke olarak, 100. yılını kutladığımız bu köklü kurumu ve onun Türk tarımına kazandırdığı paha biçilmez mirası minnetle anmak gerekir. Bu başarı hikâyesi, yerli ve milli tohumculuğumuzun güvencesi olmayı sürdürecektir.


Bugün, gıda güvenliğinin stratejik öneminin farkında bir ülke olarak bu başarı hikayesini ve ardındaki fedakâr bilim insanlarını minnetle anıyoruz.

Eskişehir’de atılan o ilk tohum, Türk tarımının modernleşme sürecini başlattı. Bu mirası korumak, hepimizin sorumluluğudur.