Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir, yani Türkiye devleti bölünmez bir bütündür. Anayasa’mızın 3. maddesinde teyit edilen bu husus değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Üniter devletler merkezi yönetime sahipken, federal devletler yerel yönetimlerce idare edilen devletlerdir. Belediye yönetimleri idari bir yapılanmadır, yasama ve yürütme yetkileri yoktur. Federal devletlerde ise bölgesel yönetimlerin yasama ve yürütme yetkileri, kendi kolluk gücü vardır. Türkiye Cumhuriyetini federal bir devlet haline getirmeye yönelik siyasi faaliyetler suçtur.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını azınlık statüsü ile ayrıştırmak, ötekileştirmek gibi siyasi sosyal faaliyetler maksatlıdır. Türkiye devletini federasyona zorlamak amaçlı faaliyetlerdir. Böylece Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 73. maddesi devreye sokularak devletimizi bölmek amaçlıdır.

Türkiye Cumhuriyetinin tüm vatandaşları eşit vatandaşlık hakkına sahipken, onları azınlık statüsüne sokmak haklarını kısıtlamak ötekileştirmektir. Bu amacı güdenlerin asıl derdi insan hakları değil, devlet düşmanlığıdır art niyettir. Konunun derinliğini bilmeyenlerin böylelerine alet olmaması gerekir.

 
Türkiye'nin güneydoğu sınırlarını belirleyen iki anlaşma vardır


1921 de Fransa ile yapılan Ankara anlaşması
1926 da Irak ve İngiltere ile yapılan Ankara anlaşması


Güneyimiz de Irak ve Suriye dışında başka bir devlet kurulması bu anlaşmaları geçersiz hale getirecek, sınırlarımız tartışmalı hale gelecektir.


Türkiye'nin 1091 yılından beri soydaşlarının yaşadığı ata toprağı olan, yakın zamana kadar en çok Türklerin yaşadığı ve aynı zamanda Misak-ı Milli toprağımız sayılan Musul ve Kerkük üzerinde hiç de hakkı olmayan kitleler için devlet kurulacaktır.


Türkiye'nin güneydoğu sınırına komşu ve çevre illerinde yaşayan Kürt grupların sayıca Irak ve Suriye de yaşayan Kürtlerden fazla olmasının doğuracağı sonuçlar nedeniyle Türkiye'nin bölünme riskini oldukça artıracaktır. (zaten Suriye ve Irak'tan gelen mültecilerle bu sayı daha da artırılmıştır)
Güneyimizde başka bir devlet kurulması halinde tartışmalı hale gelecek sınırlar kısa sürede BM de gündem oluşturacak, BM’in ilgi sözleşmelerini devreye sokacak muhtemelen uluslararası müdahaleyi meşru hale getirecektir.


İşte bu gibi ve benzer siyasi nedenlerden dolayı Türkiye, güneyinde başka bir devlet kurulmasına şiddetle karşıdır olmalıdır önlemelidir.


Aksi halde önleyemeyeceği sonuçları olabilir....

Sağlıklı günler dileğiyle

Ergün Çetin