*“Tuz da Koktu…”*

Abone Ol

Bir ülke düşünün…
Temizle kirlinin ayırt edilemediği, herkesin potansiyel suçlu ilan edildiği…
Adalet terazisinin ibresinin yalnız güçlüden yana tarttığı…
Bir ülke düşünün, yokluk içinde varlık hayal olmuş.
Yarın daha iyi olacak diye diye ömür geçirenlerin ülkesiyiz artık biz.
Ama o “yarın” hiç gelmedi.

Geldiğinde de sıkıntıyla geldi.
"Bu ay kirayı nasıl öderim?", "Elektrik faturasını mı yatırayım, çocuğa mı ayakkabı alayım?"
Halk, her sabah bu hesaplarla uyanırken, yukarıda olanlar aşağıya bakmaya bile tenezzül etmez oldu.
Küçük sevinçlerimiz vardı bizim:
Bir fincan kahve, dostlarla edilen bir sohbet, bir çocuk gülümsemesi.
Ama şimdi kahve bile lüks…
Kırk yıl hatırı olan o kahve, artık alınamayan bir kalem defter gibi...

Ve her şeyin üstüne bir de tahammülsüzlük.
Halkın nefes almasından bile rahatsız olan bir anlayış.
Birlikte gülmeye, birlikte üzülmeye dahi katlanamayan bir zihniyet.

Evet, sevgili dostlar…
Et bozuldu, süt bozuldu, doğa bozuldu… ama en çok da insan bozuldu.
Ve şimdi, artık *tuz da koktu.*