Eskişehir’de yaşayan 62 yaşındaki Cevat Yeşilkuşak, 12 yaşında başladığı terziliğe 50 yıldır büyük bir bağlılıkla devam ediyor.

İlkokulu bitirir bitirmez anneannesinin yönlendirmesiyle terziliğe başlayan Cevat Yeşilkuşak, 50 yıldır aralıksız olarak geçimini bu meslekten sağlıyor. Çocukluğunu yaşayamadığını fakat terzi olduğu için de asla pişman olmadığını dile getiren 2 çocuk sahibi usta terzi, işini ilk günkü gibi severek yaptığını dile getirdi.

Çocukluğunda, ustalarından ve kalfalarından disiplinli bir eğitim gördüğünü ve bugünlere geldiğini vurgulayan Yeşilkuşak, “İlkokulu bitirdik. Anneannem de bu işlerle ilgileniyordu. O verdi beni bu mesleğe. O başlayış devam ediyor. Babam çiftçiydi. Sonradan şeker fabrikasında emekli oldu. Mesleğim sayesinde pek bir yoksulluk çekmedim. O kadar fazla para da kazanmadık. Yani kendi durumumuzu idare edebildik. Şu an 62 yaşındayım. İlkokuldan sonra bu işe hemen başladık. Ramazan aylarında imsak vaktine kadar çalışıyorduk, gidip yatıyorduk, sabah erkenden yine geliyorduk. O zaman yoğunluk vardı ısmarlama işlerde. Hep elde dikiliyordu ceketler. Çocukluğum hep meslekle alakalı geçti. Hep çarşıda durduk. Kenar mahalle çocuğuyuz biz. Akşamları yatmaya gidiyorduk. Sabah işe dönüyorduk. O zaman disiplin var tabii. Bu terzilik sabır işidir” şeklinde konuştu.

“Çocuklar, en azından tatil aralarında bir meslek öğrensinler”

Eğitim hayatına devam eden öğrencilere de en azından tatil dönemlerinde meslek öğrenmelerini tavsiye eden Yeşilkuşak, şunları kaydetti:

“Şimdiki çocuklar mecburen tahsil olayına yöneliyorlar. Terziliğe başlasa, tahsil kalır. Ona da anne ve babalar razı olmaz. Eğitimi bölemezler. Ben bu işi severek yapıyorum. Severek yapmasan zaten başarılı olmazsın. Ben bodrum katında çalışıyorum ama İstanbul’dan bile müşterilerim var. Bir işi dükkan değil, usta yapar. Çocuklar, en azından tatil aralarında bir meslek öğrensinler. Çabuk öğrenilecek şeyler var. Terziliğe bile başlasa, birkaç yıl içinde pantolon dikmesine öğrense yeter.”

Editör: TE Bilişim