Ekonomik krizin bir parçası olan işsizlik bu gün açıklanan TÜİK rakamlarına göre 4.544.000 kişiye ulaştı. . Bu çok önemli bir rakam. Ülkenin en ciddi sorunlarının başında gelen işsizlik konusunda Geçmiş gün Cumhurbaşkanı  TÜSİAD toplantısında “Herkes bir işçi alsa işsizliği önemli ölçüde önleriz” dedi ve iş adamlarını istihdam seferberliğine davet ettii... Yetmedi istihdam için yatırım yapanların sonuna kadar arkasında olduğunu da söyledi.. Yanlış duymadım herhalde.

İşin tam bu noktasında Gaziantepli  saygın bir iş adamı Eskişehir’e örnek bir özel hastane için ciddi bir yatırım yaptı.  Evet GÜRLİFE hastanesinden bahsediyorum.  Kişisel olarak sağlığın  özelleştirilmesi fikrine pek sıcak değilim ama madem politikalar bu yönde bu fikrimi bir kenara bırakarak fayda maliyet ilişkisi açısından irdelemek istiyorum.

Bir kere yapılan işin gayet kaliteli olduğunu da teslim etmem gerekir. Hastaneyi gezdim, biliyorum. Her tarafı özenle yenilenmiş . Orasını bırakın Eskişehir’in sıkıntısını çektiği, zaman zaman yatak bulamadığı, Bebek  Yoğun Bakım, Kardiyoloji Yoğun Bakım gibi ayrı ayrı 46 yatak kapasiteli yoğun bakım. Beş tane ameliyathane Şehrimizde bulunmayan Çocuk Psikiyatri Kliniği. Yani donanım ve ekipman olarak çok iyi. Neticede Sağlık Bakanlığı kendi açısından denetlemeleri yapıyor ve hastane 100 üzerinden 94 puan alarak  A sınıfı ruhsata hak kazanıyor.

Sosyal ekonomimize katkısı  500 kişilik istihdam olanağı , Eczacısı, Fırıncısı, Dolmuşçusu, Kasabı, Manavı  ,diğer tedarikçilerle birlikte Eskişehir ekonomisine  önemli bir kaynak. Bütün bunları yan yana koyarsak 5 ile 10 bin’e yakın bir nüfusa halk deyimiyle “ekmek kapısı”.

Gelgelelim SGK, bu  hastaneyle anlaşmaya yanaşmıyor ve on bir aydır işi sürüncemede bırakıyor.. Böyle bir işletmenin tek alıcısı o. Yani SGK.. Onunla anlaşmadan hastanenin  bu kadar yüksek maliyetlerle ayakta durması imkansız. Ancak nedense bu GÜRLİFE ve SGK arasında bir türlü anlaşma yapılamıyor. SGK açısından bir kusur mu var diyorsanız böyle bir şey de bildirilmiş değil..

Netice olarak  11 aydır sonuç alamayan iş insanı sonunda hastaneyi kapatmaya karar vermek zorunda kalıyor ve çalışanlarına iş akitlerinin feshedildiği  bildiriiyor.

Kendi görüşüm hukuken ve vicdanen SGK’nın buna hakkı olmadığıdır.  Kamu kurumları şartları eksiksiz yerine getiren her Türk vatandaşı ile  kendi şartları içinde anlaşma yapmak durumundadır. Yapmıyorsa eksiklerini bildirmek veya neden anlaşma yapmadığının gerekçesini açıklamak zorundadır. Aksi halde buna “keyfilik” , “ayrımcılık”, “çifte standart”  demek zorundayız.. Devlet bunu yapmaz.

“Efendim henüz böyle bir karar yok, biz anlaşma yapmayız demedik ” deniyorsa bu da “yapılacak işi savsaklayarak teşebbüs özgürlüğünün  kısıtlanması  ve yatırımcının mağduriyetine sebep olacak bir tasarrufta bulunmak ” anlamına gelir ki bunun da adil olmadığı bir gerçek.

Doğruysa bir milletvekili  "2 bin yataklı devlet hastaneniz oluştu. Bir teşekkür edin de ondan sonra niçin ruhsat verilmediğini gidin bir zahmet öğrenin sonra yaygara koparın" demiş.. Şehir Hastanesinden bahsediyor. Bu talihsiz bir açıklamadır. Siz vekilsiniz biz asil, hizmet bize lütuf değil sizin görevinizdir demek lazım.  Hekim, hastane seçme özgürlüğümüzü kısıtlamak anayasal bir kusurdur demek lazım. Aynı milletvekilinden şu dar zamanda 150 kişinin sokağa atılmasının ne yararı olduğunun cevabını da bekleriz.

Bunu engelleyenler her kimse Eskişehir’e ve ülke ekonomisine kötülükten başka bir şey yapmıyorlar. Her şey bir yana Cumhurbaşkanı’nın söylemlerinden ve teşviklerinden sonra, işsiz sayısının 5 milyona dayandığı bir ülkede  “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye düşünüyor insan.. Meclisteki özellikle  iktidar partisi vekillerimiz  neden sessizler anlamak mümkün değil.

Yatırımcılara böyle davranırsak  ne iş olur, ne istihdam ne de ülke düzelir.. Dış güçlere de gerek kalmaz..