Haziran ayı gelip de okullar tatil olması ile ülkemizde tatil mevsimi başlar. Eylül ayının ortalarında okulların tekrar açılmasına kadar sürer. Bu tatil sürecinde sanat etkinlikleri de tatile girer. Gerçi, sanat mekanlarının bakım, onarımdan, personelin izin ayları olması da gerekir. Sanat kurumları ülkemizde açık hava etkinliklerini de yapmazlar. Böyle alışkanlıkları yoktur. Bir de, sanat kurumlarının yeni döneme hazırlıklarını yapılması gerekir. Şehir de yaşayanlar da sanat etkinliklerinin yaz arası verdiğinin bile farkında olmazlar. Ha olmuş, ha olmamış. Sanat ve sanat etkinlikleri insanımızın yaşam biçimine dönüşmemiş. Eğlence olarak görürler hatta çok insan da sanatla ilgilenenlere de sıradan boş zaman uğraşıları ile ilgileniyor gözü ile bakar.
Gelişmiş, sanata ve sanatçıya önem veren ülkelerin şehirlerinde yaz mevsimi akşamlarında açık hava konserleri, tiyatroları, sinema gösterimleri olur. İnsanlar meydanları doldurur. Hatta bunu her akşam tiyatro, konser, sinema gibi dönüşümlü yaparlar ve şehirlerde insanların bir araya gelmesiyle şehir trafiğinde büyük hareketlilik yaratılır. Şehir içi ticareti de göz önüne alınarak yaparlar. Yaz akşamları çarşı açıktır.
Eskiden, 1970’li yıllara kadar bugün Porsuk Bulvarı denilen Yalaman Adası olayı vardı. Bugün Porsuk çayına bakan yüksek yüksek apartmanların olduğu yerlerde çay bahçeleri, yazlık sinemalar, atlı karıncaların, dönme dolapların olduğu lune parklar olurdu. Eskişehir’de yaşayanlar çoluk çocuk akşamları oraya akın ederdi. Seyyar satıcılar olurdu, Porsuk çayında, kuyruğa girilip sandal kiralayanlar gezenlerdi. Orayı geliştiremedik. Dedim ya sanat yaşamımızda olmadığı için, o çay bahçeleri, luna parklar, yazlık sinemaların yerini apartmanlar aldı. Başka semtlerde de o Yalaman Adası’nı yaratamadık. Çok güzel büyük parklar yaptık, oraları da Yalaman Adası havasına dönüştürmeyi düşünmedik. Eski Atatürk Stadyumunu Millet Parkı yaptık. Orayı da Yalaman Adası’na dönüştürmedik. İnsanlar gelsin kuru kuruya otursun, dinlenip gitsinlerden ötesini düşünemedik…
Şimdi, İlçe Belediyeleri semtlerde gezici yazlık sinema uygulamaları yapıyor. Gelişmiş ülkelerdeki gibi bir caddeyi trafiğe kapatıp, halkın sanat sezonunda gidip göremediği oyunları, konserleri yaz mevsiminde, açık hava tiyatrosu, konserleri olarak vermeyi düşünmüyor.
Kısaca şehrin merkezinde Büyükşehir Belediye tarafından büyük meydanda her yaz akşamında konserler, tiyatrolar, sinema dönüşümlü olur. Diğer semtlerde de ilçe belediyeler gezici konserler, tiyatrolar, sinemalar getirip götürürler.
Hangi konserler mi Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Korosundan Baro’nun Korosuna hatta Belediyelerin kendi korolarına kadar bir çok müzik toplulukları var. Sayıları az da olsa tiyatro topluluklarımız var.
Sosyalleşmeye önem veren belediyeler insanımızı, evden çıkarma, televizyonlardaki şiddeti gösteren filmlerden, yemek yarışmalarından, havanda su döver gibi her akşam hep aynı kişilerle yapılan siyasi tartışma adıyla kafa oluşturan programlardan kurtarmalılar.
1991 yılında dönemin Eskişehir Emniyet Müdürü Atilla Aytek bir konuşmasında “Eskişehir’de ailenin gidebileceği eğlence yeri yok. Eskişehirli deşarj olabilecek yer bulamıyor” demişti. Sanat insanın sadece duygu yanını beslemez, söyleyeceğini birinin söylemesidir. Tiyatro işte onu şöylemektedir. Deşarj beraber şarkı, türkü şöylemektedir, dinlemektedir.