DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova yeni yıl değerlendirmesinde şunları söyledi; "2022 yılının; ülkemize ve dünyaya, sağlık ve refah getirmesi en büyük temennimizdi. Ancak, yeni yıla girmiş olduğumuz ilk saatten itibaren, başta elektrik olmak üzere; enerji, doğalgaz ve akaryakıt gibi, bütün temel tüketim kalemlerine yapılan yüzde yüzlük fiyat artışları, ekonomik anlamda zaten dar boğazda olan vatandaşlarımız için adeta eziyete dönüşmüştür. Ne yazık ki! Yeni yıl müjdelerle değil, zamlarla gelmiştir.
Konutla birlikte, sanayi için de uygulanacak olan zamlı elektrik tarifesi, üreticiyi de zorlayacak ve istihdam gücümüzü zayıflatacaktır. Bu korkunç ekonomik tablo, artık sürdürülebilir olmaktan çıkmış ve günü birlik tedbirlerle; doların düşüşü üzerinden yaratılmaya çalışılan pozitif yönlü algı da sonuç vermemiştir. İktidar, artık ekonominin kötü gidişini gizleyecek bir formül bulamamakta ve bütün bu olumsuzluklar vatandaşta güven erozyonuna neden olmaktadır.
Seçmen nezdinde; var olan bu siyasi yapının, günden güne güven kaybettiği artık gizlenemeyen bir gerçekliktir ve kamuoyu araştırmalarına da yansımaktadır. Burada, rahmetli Demirel’in “mutfaktaki tencere, ne iktidarlar devirmiştir” sözünü hatırlatır ve iktidarları; gerçekten, tenceredeki aşın belirlediğinin de tarihsel bir gerçeklik olduğunun altını çizmek isterim.
Gelinen noktada; muhtemel bir erken seçimin kaçınılmaz olacağı ve muhalefet bloğunun, bu duruma karşı acilen yapıcı bir eylem geliştirmesi gerektiğini vurgulamakta yarar görmekteyiz. Özellikle ana muhalefet partisinin, tarihsel sorumluluğu çok büyüktür ve muhalefetteki dağınıklık ve belirsizliği giderme görevini derhal üstlenmesi gerekmektedir. Zira; bu kadar savrulmuşluk içinde, aniden gelecek baskın bir seçim karşısında, muhalefet açısından başarısızlık yine kaçınılmaz olacaktır.
Sosyal medya üzerinden verilen mesajlar ve bakanlıklara yapılan baskın ziyaretlerle iktidar olmayı ummak, iyi niyetli bir beklentiden öteye gitmeyecektir. Bir an evvel, cumhurbaşkanı adayı ve seçime hangi partilerle gidileceği belirlenmelidir. Zaman, her geçen gün Türk halkının aleyhine işlemekte ve alım gücü günden güne azalmaktadır. Bu süreçte, her siyasi parti; üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli, bu vazifeden kaçınıldığı düşünülüyorsa da mutlaka yeni alternatifler üzerinde uzlaşma sağlanmalıdır.
Demokratik Sol Parti olarak, ülkemiz ve milletimiz adına her türlü özverili çalışmayı yapmakla birlikte; yapıcı yaklaşımlardan kaçınmayacağımızı da bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak isterim."