Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi (SES) üyeleri Yunusemre Devlet Hastanesi önünde bir açıklama yaptı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi adına Erhan Kamış şu açıklamayı yaptı; "2021’de aralıksız devam eden zam yağmuru 2022’nin ilk dakikalarından itibaren zam kasırgasına dönüşmüştür. Artık dayanacak takatimiz kalmamıştır

Elektrikten doğalgaza, akaryakıt ürünlerinden ulaşıma, gıda ürünlerine yapılan fahiş zamlar kâbus gibi üzerimize gelmiştir. Evlerimizde doğalgazı kısmaktan, karanlıkta oturmaktan, en sağlıksın gıda ürünleri tüketmek ten yorulduk. İktidarın döviz kurunun düşmesi ile övündüğü koşullarda yapılan bu zamlar aslında krizin gerçek yüzünü gösteriyor. Demagojiyle yalanlarla artık mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye tarihinde görülmemiş bir pahalılık biz emekçileri vuruyor.

Elektrikte %50-127, doğalgazda %25, vergi, resim ve harçlarda %36, halkın vergileri ile yapılan ve normal koşullarda ücretsiz olması gereken köprülerin geçiş ücretlerinde %25 oranında yapılan fiyat artışları, kesintisiz devam eden akaryakıt artışları nın adı Zam Değil, Zulümdür. Emekçilerin sağlığına yaşamına kast etmektir

Buna rağmen yıl boyunca yaşanan zam yağmuru TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon rakamlarına yansımamıştır. Gerçek dışı TÜİK verileriyle emekçilere yapılan maaş artışları reel kayıpların çok ötesindedir ve şimdiden anlamını yitirmiştir.

Zam tufanı 2022 yılında hiçbir kesintiye uğramadan devam etmektedir. Emekçilerin giderek zorlaşan yaşamları daha da çekilmez olurken evlerimize gelen doğal gaz, elektrik faturaları, yaptığımız temel gıda maddelerinin faturaları artık karşılayamayacağımız rakamlara ulaşmıştır. Bugün neredeyse her birimizin evlerine 400-500 liradan başlayan elektrik faturaları 1000 lirayı aşan doğalgaz faturaları gelmektedir. En küçük market harcamalarımız 500 lirayı bulmakta 4 kişilik bir emekçi ailesinin bu koşullarda bir ayı çıkarmasına imkân kalmamaktadır.”Eskiden kaşıkla verilen zamlar Kepçeyle geri alınır derdik” Şimdi damlalıkla verilen zamlar kepçeyle alınıyor.

Sahte enflasyon oranları baz alınarak hesaplanan maaşlarımızla reel gelirlerimiz sürekli geriliyor. Bizi yoksulluğa sefalete sürüyorlar. Artan temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadığımız için sağlıksızlığa hastalığa mahkûmediyorlar. Evlerimizde yeterince ısınmak için doğalgaz açamaz duruma geldik. Elektrik kullanamaz hale geldik. Sağlıklı gıda yerine ucuz ve yetersiz beslenmeye mahkûm edildik. Mutfağımıza et alamıyoruz. Çocuklarımıza süt almak için bir servet ödüyoruz.Kadınların gündelik yaşamında çok önemli bir yeri olan pet fiyat artışları çığırından çıktı.. Sağlık sorunlarımızı hep ertelemeye başladık. Sonuçta hastalık ağır yoksulluk hatta açlık kapımızda.

Bizler bütün değerleri üreten emekçiler olarak, gece gündüz çalışarak halkın sağlığını koruyan sağaltan iyileştiren sağlık emekçileri olarak bu tabloyu hak etmiyoruz. Çünkü her birimizin işini en iyi şekilde yaparak emeğiyle geçinmeye çalışmaktan başka bir gayesi yoktur. Bu krizi biz çıkarmadık. Biz bir avuç rantiyeci, patron ve mutlu azınlık, yöneticiler gibi memleketin tüm birikimlerini har vurup harman savurmadık. Haram lokma yemedik.

Buradan emekçiler olarak uyarıyoruz. Bu gidişe sessiz kalmayacağımız. İnsan gibi yaşayana kadar mücadele edeceğiz. Bugün burada sizlerle son günlerde evimize gelen Elektrik Doğalgaz faturalarını harcama faturalarını paylaşıyoruz. Biliyoruz ki bütün Eskişehir’in emekçi halkı aynı sorunlarla karşı karşıya. Buradan bir kez daha temel taleplerimizi sıralıyoruz.

1.    Öncelikle emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimlerin biraz nefes almasını sağlamak için  fahiş zamlar geri alınmalıdır.

2.    Temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.

3.    İlk adımda kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında, yani %50,4 oranında artırılmalıdır.

4.    İkinci adımda mevcut “toplu sözleşme sistemi” derhal değiştirilmeli, grev hakkı ile tamamlanan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine geçilmelidir.

5.    Bunun devamı olarak en geç üç ay sonra toplu sözleşme masası kurulmalıdır. Tüm tarafların ve bağımsız iktisatçıların katılımı ile dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı tespit edilmelidir.

6.    En düşük maaşı alan, eşi çalışmayan, iki çocuklu kamu emekçisinin geliri maaş zammı, kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla tarafların birlikte belirlediği dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı rakamının üzerine çıkarılmalıdır.

7.    Tüm kamu emekçilerinin maaşları en düşük maaşı yoksulluk sınırı üzerine taşımak üzere yapılan artış oranında artırılmalıdır.

SES olarak, tüm SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİNİ insanca yaşamaya yetecek bir ücret için mücadeleye, hayat pahalılığına,  adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk, yolsuzluk ve israf düzenine karşı SES te birleşmeye davet ediyoruz."

Editör: Mustafa YILDIRIM