Geçtiğimiz hafta Anayasa krizi ile ilgili basın açıklaması yaptık. Bu kriz halen daha devam ediyor. AKP ve MHP arasında tırmanan bu Anayasa krizinin nereye varacağını bilmiyoruz. Ancak şunu açıkça ifade etmek istiyoruz. Bütün CHP örgütü olarak varlığını Anayasa'ya borçlu olup da, Anayasa'yı ihlal edenlerle, Anayasa değişikliğini tartışmak için masaya oturmamız söz konusu bile olamaz.AKP’yi ve MHP'yi buradan uyarıyoruz. Vatandaşı zerre dahi ilgilendirmeyen konularla gündemi meşgul etmeyin! Türkiye’nin zaten çok fazla sorunu var. Gıda enflasyonu her ay rekor kırıyor. Kıymanın kilosu 400 lira olmuş.Seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları yüzde 100 artmış ve bir yılda ki kira artışı yüzde 400 lere yaklaşmış. Halk geçim derdiyle ve hayat pahalılığıyla inim inim inliyor. Bu sorunlar her zaman ki gibi iktidarın umrunda dahi değil. Kamuoyuna Anayasa değişikliğini, 50+1’i konuşturmaya çalışıyorlar.
 

Şu anda vatandaşın en önemli gündemi milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren Asgari Ücret Tespit Komisyonunun görüşmeleri. Biliyorsunuz sayın Cumhurbaşkanı daha önce asgari ücretin yılda üç kez belirleneceğini açıklamıştı. Ama Çalışma Bakanı Sayın Vedat Işıkhan; asgari ücretin yılda bir kere belirleneceğini açıkladı. Enflasyonu önlediniz mi? Hayır. dövizdeki artışı durdunuz mu? Hayır?, hayat pahalılığını engellediniz mi? Hayır. O zaman açıkça ifade ediyoruz. Asgari ücretin yılda tek sefer belirlenmesi; vicdansızlıktır ve vurdum duymazlıktır. Türkiye’de her iki kişiden biri asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret istisnai ücret olmaktan çıktı, artık asgari ücret olağan ücret haline gelmiş durumda. Yoksulluk sınırı şu anda 44 bin lira. Ülkemizde insanlar 11 bin lirayla, yani yoksulluk sınırının 4’te biriyle geçinmeye mecbur bırakılıyor. Seçim senesi biliyorsunuz iki kez asgari ücret güncellediler. Seçimden sonra bir kez güncelleniyor. Şimdi yeni vaatlerle ortaya çıkacaklardır. Halkımız bu vaatlerin inandırıcılığının kalmadığını görmelidir.
 

Arttırılması gereken elbette sadece asgari ücret değil. Emekli maaşları da, dul ve yetim aylıkları da günün koşullarına göre yeniden belirlenmek zorunda.Ülkemizde ekonomik krizin bedelini en ağır şekilde ödeyen kesimlerden biri de emekliler. Açlık sınırının altındaki 7 bin 500 liralık emekli maaşı ile geçim mücadelesi veren milyonlar var. Bu nedenle de emeklilerin önemli bir kısmı emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ediyor. AKP, geçtiğimiz günlerde herkesi ayırdığı gibi emeklileri de çalışan ve çalışmayan diye ayırdı. Ve çalışmak zorunda olan emeklilere 5 bin liralık ikramiyeyi vermeyeceklerini söylediler. Bir emekli niye çalışır diye oturup düşünüyorlar mı? Emekli vatandaşlarımız sanki bu hayat pahalılığında emekli maaşı yetmediği için ikinci bir işte çalışmak zorunda değilmiş de keyfi bir sebeple çalışıyorlarmış gibi. İtiraz ettik, sesimizi yükselttik ve emekliler arasındaki bu ayrım ortadan kalktı. Şimdi sıra emekli maaşlarında. En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olması, asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması konusunda ısrarımız ve mücadelemiz devam edecek.
 

Değerli arkadaşlar, hepimizi acıya boğan 6 Şubat Depreminin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen özellikle temiz su konusunda ciddi sorun yaşanıyor. Asgari hijyen koşullarının bile sağlanmadığı Hatay’da, çok ciddi uyuz salgını var. Hatay Tabip Odası Başkanı, acilen önlem alınması gerektiğini söylüyor. Ama ne iktidar, ne de iktidarın Sağlık Bakanı bunları duyuyor. Hala enkazların yüzde 70’inden fazlası kaldırılmış değil. Hala insanlar çadırda ve konteynerlerde yaşıyor. Depremin üzerinden 10 ay geçti, söz verilen konutlar hala yapılmadı. Barınma, beslenme ve sağlığa erişim sorunu devam ediyor. Deprem bölgesinde varolan ve artarak devam eden sorunlara duyarsız kalmayalım. Onları unutmayalım. Birçok konuda ki iyileştirmeleri iktidarı sıkıştırarak başardığımız gibi; depremzedelerin sorunlarının çözülmesi için de gerekli kamuoyu baskısını hep birlikte kuralım.
 

2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sosyal konutların 2 yılda tamamlanacağı sözü verilmiş ancak aradan 4 yıl geçmiş ve konutlar bitirilmemiştir. Tek sıkıntı da bu değil. Ödenecek miktarlar da maliyet artışları dolayısıyla artırılmıştır. İlk taksitler 2000 TL civarında iken şu anda 8000 TL ye yakın taksitler isteniyor. Peşinat olarak da 20.000 TL istenilmişken şu anda 180.000 TL isteniliyor. Eskişehir’de başvuru yapanlar da ciddi mağduriyetler yaşıyorlar. İktidar hizmet olarak duyurduğu TOKİ konutlarında adeta bir mitaahhit gibi davranıyor. Kar amacı güdüyor. Bu konu ayrıntısı ile geçtiğimiz haftaiçi dillendirildi. Konu ile ilgili Eskişehir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Murat Özcan da şu ifadeleri kullandı;"Mamuca’daki TOKİ konutları Odunpazarı Belediyesi ve Eskişehir Büyükşehir Büyükşehir Belediyesi’nin konuyu mahkemeye taşımasından kaynaklı bir durumdur…Eskişehir’deki gecikmenin vebali CHP’li belediyelere aittir." Dedi. Bunun sebebi beyefendiye göre mensubu olduğu iktidarın bir türlü düşüremediği enflasyon değil. Önü alınamayarak devamlı artan yoksulluk değil. İktidarın kar amacı güder hale gelmesi değil. Döviz artışına bağlı maliyet artımı değil. Proje ve yapımı aşamasında hukuki ve teknik detayların umursanmaması değil. Neymiş sebep Odunpazarı Belediyesi ile mahkemelik olunması. Artık vatandaşların aklı ile alay etmeyi bırakınız. Özeleştiri yapmaktan dahi acizsiniz. Sizlerin her zaman yaptığınız gibi sebep olduğunuz tüm kriz ve sorunları muhalefetin üzerine atmanıza göz yummayacağız.

TOKİ’den ev sahibi olmak için başvuru yapan hemşerilerimizin mağduriyetlerini derhal gideriniz. Zaten bu başvuruları yapanlar dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımızdır. Sizlerin belirlediği şartlarda bu vatandaşlarımız her yerden konut edinebilirler. Hizmet diye açıkladığınız projeniz de belirlediğiniz ödemeler gelinen aşamada emekli maaşından daha yüksek ve asgari ücrete yakın bedellere tekabül ediyor. Konunun takipçisi olacağız ve hemşerilerimizin mağduriyetlerini gidermek adına gerekli mücadeleyi her zaman ki gibi vermeye devam edeceğiz.

Belediye başkanlıkları ve meclis üyelikleri için başvuru sürecimiz devam ediyor. Yoğun bir başvuru sayısı olduğunu söyleyebiliriz. Her seçim önemlidir. bu seçim de çok önemli. Ama önce ki yerel seçimlerden farklı olarak bu yerel seçim sadece bir yerel seçim değil. Dikkat ediniz. İktidar genel seçimlerden sonra hiç olmadığı kadar cüretkar. Anayasayı ihlal edebiliyor. Kendisini denetleyecek organları ve kurumları ele geçirdiler.Devletin temel yapı taşları ile oynamaktan çekinmiyorlar. Atatürk’ün adını dahi ağızlarına almıyorlar artık. İlkelerini unutturmak için de her zamankinden daha kararlılar. Kaybettiğimiz bir genel seçimden sonra yapılacak olan önümüzde ki yerel seçimlerde; bu seçim yerel yönetimleri belirlemeyecek sadece. Muhalefetin ve partimizin umudu örgütleyip örgütleyemeyeceğini de gösterecek. İktidara şu mesaj verilecek. Bilinçli halk kitleleri ne yaptığınızın farkındadır. Halk umudunu kaybetmemiştir. Sizi denetlemeye ve bir sonra ki seçimde değiştirmeye muktedirdir. Ayrıca bu seçim yine sokakta gün be gün artan iktidara yönelmiş olan öfkenin ve yılgınlığın da örgütlenmesinin seçimi olacaktır. Kazanmak zorundayız. Sadece başarılı belediye başkanlarımız için değil ülkemizin geleceği için de başarmak zorundayız. O yüzden bunun sadece bir yerel seçim olmadığını çevremize de anlatmak zorundayız. İl başkanınız olarak sizlerden bu süreçte ki en önemli talebim budur.”

Eskişehir’in içme suyu sorununu meclise taşıdı Eskişehir’in içme suyu sorununu meclise taşıdı

Editör: Mustafa YILDIRIM