Susuyoruz fakat biz SUSMUYORUZ! MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir Eskişehir'deki Kalabak suyu krizi ile ilgili şu açıklamayı yaptı; "Şehrimizde çıkan kaynağı burada olan ve tüm Türkiye'de ünlenmiş Kalabak suyunun son 15 günü aşkın bir süredir kente dağıtımı noktasında ciddi mânâda sorun yaşanmakta ve susuz kalan vatandaşların dolum merkezlerinde ve perakende satış noktalarında ellerinde damacanalarla su ihtiyacını gidermek için kilometrelerce kuyruk oluşturduğu görülmektedir. Ve bu susuzluk taşra ilçelerde daha da vahim bir hal almıştır. Sağlık İl Müdürlüğümüz, Kalabak Su Dolum Tesislerinde denetim yaparken 2006 yılına ait miadı dolmuş ve kullanılmaya devam eden damacanları tesbit ediyor ve bunların imha edilme çalışmalarının başlamasını haklı(!) olarak istiyor. Sağlık İl Müdürlüğü harekete geçerek, yaklaşık 800 bin damacanadan 300 bininin 5 yılı aşkın süredir kullanıldığı görülünce bu damacanlar piyasadan geri çekiliyor. Buraya kadar her şey normal gözüküyor. Ortada bir yanlış var ve yanlışı telafi noktası ise insan sağlığını korumak maksadıyla çok doğru ve yerinde bir karar. Ancak normal olmayan noktayı ise sorularla ilgili merciilere ve muhataplarına soralım. Parantez açıp şu detayı hatırlatmak istiyorum; Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in 1999 yılı DSP Büyükşehir Belediye Başkanı adayıyken vatandaşa 26 vaad vermişti. Ve o 26 vaadden biri olan fakat icraat noktasında problem yaşayan şu can alıcı vaadini hatırlatalım; "Porsuk Çayı temizlenecek ve düzenlenecek. Sağlıklı içme suyu sağlanacak." Bu vaadini hatırlattıktan sonra Eskişehir'imizi ve hemşehrilerimizi ilgilendiren sorulara geçmek istiyorum; Büyükşehir Belediyesi ve yetkilileri böylesine büyük ve insan sağlığına mal olabilecek bir hatayı senelerce nasıl yaptı? Standartlara uymayan ve 5 yıl ömrü olan halkın sağlığı ile oynanan damacanaların 2006'dan bu yana kullanılmış ve halka servis edilmiş olması hangi vicdanın ürünüdür? Halkın sağlığı ile oynanmasının bir yaptırımı olacak mıdır? Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Kalabak Suyuna % 40 zam yaparken gerekçe olarak plastik maliyetlerini sebep göstermişti. Damacana aynı damacana.. 2006'dan bu yana kullanılan damacana.. Değişen hiçbir şey yok. Üstelik bu Kalabak Suyu 50 seneyi aşkındır Türkmendağı eteklerinden herhangi bir enerji tüketmeden gelmektedir. Bu da bir maliyet oluşturmamaktadır. Peki ya zamlı suyu kullanan vatandaşın parası nereye gitti? Envanterde evrak üzerinde var olan fakat görünürde olmayan damacana var mıdır? Var ise sorumluları kimlerdir? Ne gibi bir yaptırım uygulanacaktır? Böylesine kritik bir süreçte Pandemi döneminde hijyenin daha elzem olması ve bu konuya ekstra özen gösterilmesi gerekirken yaşam kaynağımız olan suda böylesine büyük bir sorumsuzluk nasıl yapıldı? Buna nasıl göz yumuldu? Mahallelerde gezen kalabak suyu kamyonları vatandaşlarda bulunan eski damacanaları almıyor, yeni damacanası olanlara su veriliyor. Peki bu vatandaş elindeki eski damacanayı ne yapacak? Müsebbibi ve sorumlusu siz değil misiniz? Damacana sorunu ne zaman çözülecek su dağıtımı ne zaman başlayacak? Bunlar cevap bekleyen sorularımız arasında.. Kamuoyunun ve vicdanlarımızın rahatlaması adına yetkili merciilerden ve Büyükşehir Belediyesinden ivedilikle cevap bekliyor, konunun takipçisi olacağımızı ve peşini bırakmayacağımızı sevgili hemşehrilerimiz ile paylaşıyoruz."