Haber: Bartu Can
Kadın Dayanışma Komiteleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında gerçekleştirdikleri eylemi Anadolu Üniversitesi’nden başlatıp Ulus Anıtı’nda sonlandırdı. Kadınlar, yürüyüş boyunca sloganlarla şiddete karşı mücadeleyi vurguladı. Basın açıklamasını Deniz Şanlı okudu.
“Direnişin, hesap sormanın günü”
Açıklamasına katılımcıları selamlayarak başlayan Deniz Şanlı, 25 Kasım’ın yalnızca bir anma günü değil, direniş ve hesap sorma günü olduğunu söyledi. 65 yıl önce Dominik’te diktatörlüğe karşı direnen Mirabal Kardeşlerin mücadelesini hatırlatan Şanlı, “Diktatörlerin ve sermayeden güç alanların örgütlenen, direnen kadınlara tahammülü yok. Yüzyıllardır olmadı, bugün de yok.” ifadelerini kullandı.
Kadınlar açıklama sırasında sık sık “Kadınlar size boyun eğmez” sloganını attı.
“Korku duvarlarını kadınlar yıkıyor”
Şanlı, Mirabal Kardeşlerin nasıl korku duvarını yıktıysa, bugün de Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında kadınların aynı kararlılıkla mücadele ettiğini söyledi. “Hiçbir ölümün üstünün örtülmesine izin vermiyoruz, hiçbir katile huzur yok.” diyen Şanlı, kitlenin “Katillerden hesabı biz soracağız” sloganlarıyla sözlerini desteklediğini aktardı.
“Kampüslerdeki cinayetlerin sorumluları hesap versin”
Basın açıklamasında, üniversite kampüslerinde yaşanan kadın cinayetleri ve kayıplara dikkat çekildi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde öldürülen Hilal Özdemir ve Erciyes Üniversitesi’nde kampüs içinde pompalı tüfekle öldürülen Meliha Keskin olaylarını hatırlatan Şanlı, kampüslerdeki güvenlik zafiyetlerine ve rektörlerin sorumluluğuna işaret ederek şu soruları dile getirdi:
“Öğrenciler giremiyorken silahlar nasıl giriyor? Tartışmalar yaşanırken güvenlikler neredeydi? Bu cinayetlere ‘sevgili cinayeti’ diyerek geçiştirmek nasıl bir anlayıştır?”
Kalabalık bu bölümde “Suçlu suçlu, rektörleriniz suçlu” sloganları attı.
“Rektör otopsiye girer mi?”
Van Yüzüncüyıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in kaybolduktan sonra ölü bulunması, Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun 5 yıldır kayıp olması gibi olayları hatırlatan Şanlı, “Görevini yapmak yerine otopsiye giren rektör mü olur?” diyerek tepki gösterdi.
Kadınlar sık sık yuhalama ve “Düzeniniz batsın, kadınlar yaşasın” sloganları attı.
Kampüslerde artan şiddet ve taciz olayları
ODTÜ’de yaşanan bıçaklı taciz olayını da hatırlatan Şanlı, “ÖGB’nin gücü tacizcilere yetmezken kadın öğrencileri yaralamaya mı yetiyor?” diyerek özel güvenlik birimlerinin tutumunu eleştirdi.
Şanlı, kampüslerdeki şiddetin artmasının nedenini “iktidarın yarattığı cezasızlık ortamı, gericiliğin teşvik edilmesi, kayyım rektörler ve sermayeden yana düzen politikaları” olarak ifade etti:
“Kadınların katili sermaye düzenidir.”
“Şiddet nedir? Sıradaki ben miyim diye düşünmektir!”
Kadına yönelik şiddetin yalnızca öldürme fiili olmadığını vurgulayan Şanlı, “Şiddet, eve rahat yürüyememektir; görevini yapmayanların korunmasıdır; kampüslerin cinayet mahaline dönüşmesidir.” dedi.
Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, RTÜK ve rektörler başta olmak üzere birçok kurumun kadın cinayetlerindeki sorumluluğuna dikkat çeken Şanlı, cezasızlık politikasının şiddeti artırdığını vurguladı.
“Öfkemizi örgütleyelim”
Eylemin son bölümünde tüm kadınlara birlikte mücadele çağrısı yapıldı:
“Öfkemizi büyütelim, öfkemizi örgütleyelim. Kol kola, omuz omuza verelim. Bu şiddet iktidarını tepesine yıkalım.”
Kadınlar açıklamanın sonunda “Öfkeni örgütle, katillerden hesap sor” ve “Kadınlar ayağa, bu düzeni yıkmaya!” sloganlarıyla eylemi sonlandırdı.