“Bilindiği gibi 24 Kasım 1928 Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ ün “Millet Mekteplerinin başöğretmenliği” ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Kurulu Atatürk’ e “ Millet Mektepleri Başöğretmenliği” ünvanını 11 Kasım 1928 tarihinde yaptığı toplantıda vermiş ve bu ünvan; 24 Kasım da Millet Mektepleri Talimatnamesinin yaygınlaşması ile resmileşmiştir. Atatürk’ ün 100. Doğum yıl dönümü olan 1981’ de “Başöğretmen” olduğu günün ülke çapında öğretmenler günü olarak kutlanmasına karar verildi. Öğretmenler gününün amacı, Öğretmenin toplumdaki yeri, rolü, önemi ve değerini anlamak öğretmeni bulunması gereken yüce yerine oturtmaktır. Öğretmenler arasındaki bağı kuvvetlendirmek, öğrencileri ile aralarında ki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir. Emekli olan öğretmenleri saygı ile anmak ve yeni atanmış öğretmenlere mesleklerinin bilincine varmalarını sağlamaktır. İşte Öğretmenler Günü, bu fedakar öğretmenlerimizin kıymetini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan önemli bir gündür. Toplumun en büyük zenginlik kaynağı insan kaynağıdır. İnsan kaynaklarını, kaliteli, nitelikli ve verimli hale getiren en önemli faaliyet alanı eğitimdir. Eğitimin en temel unsuruda öğretmenlerdir. Öğretmenler, geleceğimizin manevi mimarlarıdır. Toplumun manevi mimarları dediğimiz öğretmenlerimizin eğitimi önemlidir. Gelişmiş olan ülkelerin hepsinin ortak noktası, öncelikle öğretmen eğitimine büyük önem vermiş olmalarıdır. Ülkemizin geleceğinin teminatı olan gençlerimizin “ Fikren, bedenen ve ilmen güçlü, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bireyler olarak yetiştirilmesi ve ülkemizin Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarılması hedefine, ancak idealist, fedakar ve donanımlı öğretmenler yetiştirerek ulaşabiliriz. Devletimizin kurucusu, Gazi M.Kemal ATATÜRK, En büyük Eserim dediği Cumhuriyeti Türk Gençliğine, gençliğin eğitimini de, “ Dünyanın her tarafında insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurları” diye nitelediği öğretmenlere emanet etmiştir. Peki, toplumun büyük ve anlamlı görev yüklediği öğretmenlere, ekonomik ve özlük hakları bakımından yeterli imkanlar sağlanıyor mu? Buna evet demek çok zor. Her Öğretmenler Günü kutlamaları öğretmenlerimize duygusal ifadeler ve parlak vaatler yapılarak geçiştiriliyor. Öğretmenliğin ve öğretmenin saygınlık kazanmasında özlük ve sosyal haklarının yeterliliği çok etkilidir. Bugün öğretmenler, öğrenim ve iş güçlüğü yönünden emsal memurların çoğundan az aylık, ücret ve sosyal haklara sahiptir. Öğretmenler önce, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmen olarak ayrıştırılmıştır. Akp döneminde öğretmenlik mesleği güvensizleştirilmiş ve mesleğin saygınlığı azaltılmıştır. 2013-2021 yılları arasında avrupada öğretmenleri en çok saygınlık kaybeden üç ülkeden birisiyiz. Öğretmenlerin maaşları ve sosyal hakları düşük tutulmuş, çalışma güvenliği, eğitim özgürlüğü sekteye uğramıştır. Milli Eğitimde bütün bu olumsuzluklar yaşanırken İLO ve UNESCO nun kabul ettiği “ Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Belgesi” nin kararları dikkate alınmadan, öğretmen ve eğitim örgütleri devre dışı bırakılarak, ÖMK ( Öğretmen Meslek Kanunu) çıkartılmış öğretmenlere kariyer basamakları sınavı getirilmiştir. İLO öğretmenliği, özel uzmanlık mesleği olarak tanımlamıştır. Öğretmenlik zaten bir kariyer mesleğidir. Çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenler ve öğrenciler arasında eşitsizlik doğurmakta öğretmenler değersizleştirilmektedir. Öğretmenler arasında çalışma barışı bozulacaktır. Öğretmen örgütlerinin büyük bir çoğunluğunun alelacele hazırlanan bu yasaya itirazlarına rağmen, birçok aşamalı sınavdan geçerek bu mesleğe hak kazanan öğretmenler, kariyer basamakları sınavına tabii tutulmuştur. Sınavda sorulan sorular için,sorular çok basitti havası verilerek öğretmenlere hakaret edilmiştir. ÖMK iptal edilmeli, kariyer basamaklarına son verilmeli yeni bir ÖMK hazırlanmalıdır. Öğretmen atamasında etkili olan adaylık değerlendirme komisyonları politik ve kayırmacılığın merkezi olmuştur. Atamalarda mülakat kaldırılmalıdır. Biz CHP olarak sendikaların ve bütün bileşenlerin görüşü alınmadan hazırlanan ÖMK yasasının iptali için 8 Nisan 2022 tarihinde Anayasa mahkemesine iptal davası açtık. Mahkeme kararı beklenmeden kanun uygulamaya geçirildi. Anayasa mahkemesi eksik de olsa üç sendikayı bu kanun hakkında görüş almak için davet etti. AYM, yalnız üç sendikanın değil, tüzel bütün sendikaların görüşünü almalıdır. Cumhuriyet tarihi boyunca öğretmenlik mesleğine böyle bir saldırı görülmemiştir. Öğretmenler bir meslek kanununa karşı değil, öğretmenler bu meslek kanununa karşıdır. Eğitim emekçilerinin kazanımlarına göz diken, uzmanlığını görmezden gelip, emeğini küçümseyen anlayışın, öğretmenler gününde yapacakları sahte övgüleri, öğretmenler kabul etmeyecektir. 2016 yılından bu yana, kadrolu öğretmen ataması yapılmamıştır. 700 bin civarında eğitim fakültesi mezunu, atanamayan öğretmenler kervanına katılmıştır. Öğretmenlerin kadrolu olarak atanmaması öğretmenlerin motivasyonunu düşürmekte, meslek saygınlığını yok etmektedir. Ücretli öğretmenler, asgari ücretin bile altında bir ücretle çalıştırılmakta tatillerde ücret alamamaktadır. Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler de yoksulluk sınırının altında bir maaşla çalıştırılmaktadır. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin sömürülmesine sessiz kalınmaktadır. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin büyük bir bölümü, asgari ücretle çalıştırılmakta, fazla mesai, güvencesiz ve sendikasız çalıştırma, koşullarında sömürülmektedir. Öğretmen yetiştirmede plansızlık nedeniyle hem öğretmen fazlası hem de öğretmen açığı yaşanmakta; ataması yapılmayan öğretmenlerin beklentileri boşa çıkmaktadır. İntihara kadar varan hayal kırıklıkları yaşanmaktadır. KHK’ lılar ve görevden uzaklaştırılan eğitimciler, yargıdan aklandıkları halde, görevlerine iade edilmemektedir. Bakanlığa bağlı birimlerdeki yönetici atamaları liyakat temelli yapılmamakta, bu durum eğitim çalışanlarını olumsuz etkilemektedir. Personelinin yarısından fazlası kadın olan MEB’ de kadın yönetici sayısı, oran olarak çok düşüktür. Öğretmenler, bu öğretmenler gününü buruk kutlayacaktır. Öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları konusunda birçok problemleri varken, Milli Eğitimin, eğitimci olmayan bakan ve yöneticileri bu sorunları katlayarak kör yumak haline getirmişlerdir. Değerli Öğretmenler, bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için sizlere de görevler düşmektedir. Öncelikle örgütlü olup örgütlü mücadelede yer almalısınız. Sendikalar ekonomik ve özlük hakların sağlandığı çıkar kuruluşlarıdır. Birlikte güç olmak söz sahibi olabilmek için sarı sendikalarda değil, sizleri toplu pazarlık masasında pazarlamayan gerçek sendikalarda örgütlenip birlikte mücadele etmelisiniz. Biz CHP olarak iktidara geldiğimizde öğretmenlerin yıllardır ötelenen ve çözülmeyen sorunlarını çözerek öğretmenlerimizin insanca yaşam sürmeleri için ivedilikle onların ihtiyacı olan gerekli ekonomik ve özlük haklarını sağlayan yasalar çıkaracağız. Buruk bir kutlama da olsa Gününüz kutlu olsun. İktidarımızda, Öğretmenlik Meslek Kanunu İLO – UNESCO ortak belgesi olan Öğretmen Statüsü Tavsiye kararı doğrultusunda tüm eğitim bileşenlerinin katılımıyla yeniden hazırlanacaktır. Sözleşmeli ve Ücretli öğretmenlik sisteminden vazgeçerek, öğretmenler arasındaki statü farklılığını ortadan kaldıracağız. Öğretmen yetiştirmede çağın koşullarına göre yeni bir kurumsallaşma ve modelleşmeye gideceğiz. Öncelikli olarak eğitim Üniversitelerini kuracağız. Öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğu bilinciyle Eğitim Fakülteleri mezunları dışında, Lisans mezunlarının öğretmen olarak atanmasına son vereceğiz. Toplu Görüşme tiyatrosuna son verip, grevli ve toplu sözleşme hakkı olan, sendika yasasını çıkaracağız. Konuşmamı Atamızın bir sözüyle bitiriyorum. “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikren, İlmen, Fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli, bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizlerin elinizdedir.” Hepinizin, Öğretmenler Gününüz buruk da olsa Kutlu Olsun. Emekli olan öğretmenlerimize sağlıklı uzun yıllar, ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimizede allahtan rahmet dilerim.”