Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir sendika binasında düzenlediği basın toplantısında Eğitim Bir Sen'e tepki gösterdi.

Eğitimin dini kurallara göre biçimlendirme adımlarının, çocuklarımız ve ülkenin geleceği açısında tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladığını öne süren Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, karma eğitime karşı çıkan Memur Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen’in karma eğitimle derdinin ne olduğunu sordu?

Demir, Eğitim Bir Sen yöneticilerinin bir süredir 1926 yılından bu yana uygulanan karma eğitimi '28 Şubat dayatması’ olarak hedef haline getirip ‘karma eğitim dayatmasına son’ başlıklı kampanyalar yapıp siyasi iktidarın kendilerine biçtiği role uygun olarak yönlendirmeye çalıştığını söyledi.

Karma eğitimden rahatsız olanların kadın erkek eşitliğine inanmayanlar, Türkiye’yi ortaçağ kafası ile yönetmek isteyenler, kız çocuklarını ve kadıları potansiyel suçlu ve erkeler açısından ‘tahrik unsuru' olarak gören zihniyet olduğunu belirten Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, “Karma eğitime karşı olanlar, eğitimde yıllardır yaşanan sorunlarının sorumlusu olarak karma eğitimi gösterip adeta ‘şark kurnazlığı’ yapmaktadır. Bunların asıl derdi öğrenci başarısı değildir. Asıl hedefleri güçlü iktidara her koşulda biat edecek ‘dindar nesiller’ yetiştirmek, ‘haremlik-selamlık’ uygulaması ile toplumsal cinsiyet ayrımcılığını okullar üzerinden tekrar tekrar üretmektedir” dedi.

Eğitim Sen Şube Başkanı Serkan Demir Karma eğimi neden savunduklarını şöyle anlattı:

“Karma eğitim, Ortaçağ’dan bu yana dini ve feodal yaklaşımlara karşı yürütülen mücadelenin en önemli, en değerli kazanımlarından birisidir. Karma olmayan ve tek cinsiyete dayalı bir eğitimin toplumda yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratması kaçınılmazdır. Hangi gerekçeyle olursa olsun, tek cinsiyete dayalı eğitimi savunmak, insan doğasına ve eğitim bilimine temelden aykırı bir düşüncedir. Asıl tartışılması gereken konu, toplumun okullardan başlayarak demokratik ve eşitlikçi bir anlayışıyla değişiminin sağlanmasıdır. Okullarda hangi gerekçeyle olursa olun, öğrenciler içinde oluşturulacak en küçük bir ayrıcalık çocuk hakları ihlalidir.”

 

Editör: TE Bilişim