Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ergin Kopal obezite hakkında bilgiler verdi.

Obezitenin vücutta  aşırı miktarda yağ birikmesi ve bu durumun hastalık halini alması olduğunun altını çizen Kopal, “Obeziteyi en iyi tanımlayan parametre vücut kitle indeksidir. Vücut kitle indeksi vücut ağırlığının ( Kg)  boyun (metre ) karesine bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Vücut kitle indeksi (VKİ), vücudunuzdaki tahmini yağ miktarını gösteren bir değerdir. Bu değerin normalin üstünde olması vücutta fazla miktarda yağ olduğu anlamına gelir ve sağlığınız için risk oluşturur.

Obeziteye  yol açan faktörler; kalıtsal faktörler, beslenme ve yaşam tarzı, psikolojik nedenler, metabolik hastalıklar olarak sıralanabilir. Vücut kitle indeksinin yanı sıra vücut yağ dağılımı da önemlidir. Özellikle  karın çevresindeki yağ birikiminin fazla olması kalp damar hastalıkları riskinde artışa neden olmaktadır. Ayrıca obezite eklem hastalıklarında artışa  neden olmaktadır. Aşırı kilolu olma ile aynı zamanda şeker hastalığı, beyin felci, sindirim sistemi kanserleri, uyku apne hastalığı  riski normal bireylere oranla % 50-90 oranında artmaktadır”dedi.

Obezite hastalığında tedavi seçenekleri nelerdir?

Obezite hastalığının tedavisinde ilk seçeneğin  diyet ve yaşam tarzının düzenlenmesi olduğunu kaydeden Kopal şöyle konuştu, “Aşırı ve hazır gıdalarla beslenmeden kaçınılmalıdır. Günlük alının kalori ile harcanan kalori dengelenmeli ve egzersiz programları ile harcanan kalori arttırılarak kilo verilmelidir. Ancak obezite şiddeti arttıkça diyet ile başarı şansı azalmakta ve uzun zaman almaktadır. Yemek alışkanlıklarının tekrar eski halini alması ile tekrar kilo alınmaktadır.  Diyet ve egzersiz programları ilaç tedavisi ile desteklenebilir. Obezitenin temelinde hormonal   bir bozukluk olup olmadığı araştırılmalı ve tedavisi yapılmalıdır. Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisinden yanıt alınamayan hastalarda cerrahi tedavi seçenekleri uygulanabilir. Son 2 yılını şişman olarak geçirmiş ve diğer yöntemlerden fayda  görmemiş olan hastalara uygun cerrahi tedavi planlanır.”

Cerrahi tedavi ne zaman ve kime uygulanır?

Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ergin Kopal, vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olan hastalarda ve 35 in üzerinde olup yandaş hastalık gelişmiş olanlarda cerrahi tedavinin kalıcı tek çözüm yolu olduğunu belirti. Kopal, “ Yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki bu gruptaki hastaların %90’ ı değişik yöntemlerle kilo verseler de 2 yıl içerisinde verdikleri kiloyu fazlasıyla geri alırlar. Bugün için şişmanlıkta yan etkileri olmayan kalıcı bir ilaç ya da alternatif tedavi yöntemi yoktur. Değişik diyet ve ilaç tedavileri ile hastanın 5 yıldan fazla yaşamış olması cerrahi için aranan diğer bir şarttır.

Günümüzde şişmanlık ameliyatları laparoskopik olarak yapılmaktadır. Hastaların ameliyat sonrası enfeksiyon, ağrı, emboli gibi riskleri azalmıştır. 3 ya da 4 gün hastanede geçirilen ameliyatın tipine göre 15-20 günde normal hayata dönebilmektedirler. Hastalar ameliyat öncesi birçok hekim tarafından operasyona uygunluğu açısından değerlendirilir. Operasyon genel anestezi veya riskli hastalarda epidural anestezi altında yapılabilir. Operasyon tipine göre hastalar önce sıvı gıdalar ile beslenir daha sonra lapa şeklinde gıdaya en son basamakta katı gıdaya geçerler. Ameliyat sonrası Gastrik By-pass ve Sleeve Gastrektomide  de 2 yıla kadar kilo vermeye devam eder sonrasında metabolizma normal kiloya geldiğinde kilo verilmesi durur.”diye konuştu. 

Cerrahi dışındaki tedavilerin etkinliği kalıcı değildir çünkü

Kopal şöyle konuştu, “

·       İlaç ve diyet tedavisi sonrası hastaların %92-96' si eski kilolarına birkaç yıl içerisinde dönerler.

·       Kilo kaybı istenilen miktarda olmaz; ideal kiloya ulaşılması zordur.

·       İlaç tedavisinin ciddi yan etkileri doğabilir.

·       Birçok hasta medikal tedaviyi uzun dönem sürdüremez.

Obezite tedavisinde davranış tedavisi, diyet, egzersiz ilaç tedavisi ve tüm bunların yetersiz kaldığı durumlarda da cerrahi uygulamalar gündeme gelir. Günümüzde şişmanlığın medikal tedavisi yeterli sonucu almaktan uzaktır. Medikal tedavi ile hastalar kilo verseler de hastaların %90-95 i verdikleri kiloları 2-3 yıl içerisinde geri alırlar. Bu nedenle tıbbın gelişmiş olduğu ülkelerde cerrahi tedavi kalıcı tedavi olarak görülür ve son yıllarda sayısı hızla artmaktadır. Günümüzde yemek alımını kısıtlamaya ilave olarak yenilen yemeğin sindirimini de azaltıcı Gastrik By-pass operasyonu ön plandadır. Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide ) son yıllarda uygulanan yemek alımını kısıtlayıcı bir diğer operasyondur. Obezite ameliyatlarının hepsi günümüzde laparoskopik olarak yapılmaktadır. Etkinliği daha yüksek olan Gastrik By-pass operasyonunda ise fazla kiloların %70-80 verilebilmektedir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon beraberinde olan şişman hastalarda özellikle Gastrik By-pass operasyonu önerilmektedir. Gastrik By-pass yapılan şeker hastalarının %80’inde, yüksek tansiyon olan hastaların %65 ‘inde hastalık ortadan kalkmaktadır.

Tüp Mide Ameliyatı

Laparoskopik yöntemle midenin yaklaşık %90'lık kısmı kesilerek alınır.  Kalan ince bir tüp şeklinde olduğu için tüp mide olarak isimlendirilir. Sonradan  herhangi bir ayar gerekmez. Ameliyattan sonra 2. veya 3. günü hasta taburcu edilir. Bu yöntemle her ay ortalama 10 kg zayıflanır. Mideye ameliyat esnasında bir tüp yerleştirilerek stapler denen alet yardımıyla tüp klavuzluğunda midenin büyük kruvatür denen kısmı midenin geri kalanından ayrılmaktadır. Kesilen mide kısmı karın içinden ameliyat için açılan deliklerden dışarı alınmakta ve patolojik inceleme için patoloji bölümüne gönderilmektedir. Ameliyatta kesilen mide kısmında kanamalar kontrol edildikten sonra tüp çekilerek ve karın içine dren yerleştirilerek ameliyat sonlandırılmaktadır.

Obezitenin Cerrahi Tedavisinin Avantajları

Obezite ameliyatlarından sonra hastaların düzenli olarak bir diyet ve egzersiz programını izlemeleri öneriliyor ve cerrahinin başarısı hastanın bu düzene uyumu ile bağlantılı kabul ediliyor. Bu koşullara uyan tüm hastalar çok hızlı bir şekilde kilo veriyor. Yaklaşık 1-1,5 yıl içinde hedeflenen kiloya ulaşarak yeni bir hayata da adım atıyorlar. Obezite cerrahisiyle hastaların sağlık durumlarında aşağıdaki düzelmeler sağlanıyor. Yüksek tansiyon düzeliyor. Hastaların yüzde 70'i tansiyon ilaçlarını tamamen kesebiliyorlar. Kan kolesterolü düzelir. Hastaların yüzde 80'inde kolesterol seviyeleri düşmektedir. Ameliyattan 2-3 ay sonra değerler normale dönebiliyor. Kalp hastalığı riski düşüyor. Tip II diyabet tanısı almış hastaların çok azının ilaç almasına gerek kalabiliyor. Diyabet sınırındaki hastalar, genellikle tamamen düzeliyor. Astım atakları büyük oranda azalıyor, bazı hastalarda tamamen düzeliyor. Solunum problemleri ameliyattan sonraki birkaç ay içinde düzeliyor. Pek çok hasta solunum problemleri yüzünden bırakmak zorunda kaldıkları aktivitelere ve normal rutinlerine dönebiliyorlar.  Uyku apnesi sendromu gibi obezite ile ilişkili uyku bozuklukları ortadan kalkıyor. Asit reflü hastalığı ortadan kalkıyor. Bu metotlarla sağlanan kilo kaybı, kurallara uyulmak kaydıyla, kalıcı oluyor."

 

 

Editör: TE Bilişim