Medical Park Antalya Hastane Kompleksi, Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Koray Coşkunfırat dirençli yağ bölgeleri için, zayıflama ve egzersizle vücudun genel metabolizmasının bozulabileceğini belirterek, “Bu tip yağ birikintilerinin vücuttan uzaklaştırılması gerekmektedir” dedi.
Erişkin insan vücudundaki yağ hücresi sayısının sabit olduğunu söyleyen Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Koray Coşkunfırat, “Ergenlikten sonra yağ hücresi sayısı değil yağ hücrelerinin hacmi artar. Bu da kilo artışıyla sonuçlanır. Beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimi insanların kilo alıp vermelerinde en önemli faktörlerdir” diye konuştu.
Karın, bel, kalça dirençli yağ birikim bölgeleri
Fazla kilolardan kurtulmak için uygun diyetin yanı sıra egzersiz ve düzenli bir yaşam tarzının şart olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Coşkunfırat, bu şartları yerine getiren bazı kişilerde kaybolmayan inatçı yağ birikimleri olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Coşkunfırat,  karın, bel, kalça, uyluk dış ve iç tarafı, diz gibi vücudun belli bölgeleri diyet ve egzersize dirençli yağ birikim bölgeleri olduğunu belirterek şunları söyledi:
 “Daha fazla egzersiz ve diyet bu bölgelerde incelme yerine vücudun genel metabolizmasının bozulmasıyla sonuçlanır. Vücudun belli bölgelerindeki yağ birikimlerinin özel bir vakumla veya enjektörlerle emilerek, vücuttan yağların uzaklaştırılması gerekmektedir.
Bu ameliyatla hacmi artmış, diyet ve egzersize dirençli yağ dokusu vücuttan uzaklaştırılırken, mevcut yağ hücrelerinin sayısı da azaltılmış olur. İnatçı yağlanma bölgesi, özel bir sıvı enjeksiyonuyla şişirilir. Daha sonra bu bölge üzerine ya da yakınına birkaç mm uzunluğunda kesiler yapılır.”
Vakumla yağ çekilir
Kesilerin, hastanın durumuna göre 2-6 mm çapındaki kanül denilen metal borularla deri altı tabakası içine sokulduğunu anlatan Prof. Dr. Coşkunfırat, “Kanüller şeffaf hortumlarla vakum cihazına bağlıdır. Vakum cihazı çalıştırılır, kanüller yağ birikim bölgelerinde uygun derinlikte hareket ettirilerek fazla yağların uzaklaştırılması işlemi başlar. Vakum aracılığıyla yağların emilmesi işlemi düzgün bir cilt yüzeyi sağlanıncaya kadar devam eder” ifadelerini kullandı.
Son 10 yıldır uygulanan tekniklerle Iiposuction ameliyatının vücut şekil düzeltimindeki vazgeçilmez olarak yerini aldığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Coşkunfırat, “Liposuction, amaç zayıflatma değil şekil düzeltme olduğu sürece, iyi seçilmiş hastada, hastane koşullarında iyi uygulanan teknikle, emniyet sınırı aşılmadığı takdirde herhangi bir riski olmayan bir ameliyattır. Günümüzde emniyet sınırı değişik kaynaklarda 3-5 litre olarak kabul edilmektedir” dedi.
Yara izleri 2-6 ayda geçer
Ameliyat sonrası yara izlerinin 2-6 ay içinde belli belirsiz hale geleceğini belirten Prof. Dr. Coşkunfırat şöyle devam etti: “Hasta 4-6 hafta korse giyer. Vakum uygulanmış alanlarda morumsu renk değişiklikleri, şişlik, karıncalanma ve yanma hissi olabilir. Bunlar 3 hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Çene altı, yanaklar, boyun, kol üst iç yanı, memeler,  göğüs, karın, bel kalça, uyluk, diz iç yanı, gibi vücudun birçok alanındaki yağ birikimlerinin vakumla alınması mümkün hale gelmiştir.”
 
Editör: TE Bilişim