TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AKP döneminde verilmez hale gelen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nün yönetmeliğinin değiştirilerek Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar'a verilmesini istedi.
Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu (TIHEK) bütçesi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çakırözer, “Görevi işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizması olan TIHEK bu kadar kriz varken Türkiye'deki insan hakları ihlalleri konusunda devreye girmeli. Ama kurum bütçesini dahi kullanamayıp geri göndermekteler. Bu dönemde çalışmayıp ne zaman çalışacaklar” dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 2000 yılından bu yana verilmeyen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nün Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar'a verilmesi yönünde çağrıda bulundu. Çakırözer, 15 Temmuz darbe girişimiyle mücadele çerçevesinde gündeme gelen işkence ve kötü muamele iddiaları konusunda yeni kurulan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nu göreve davet ederek, "İnsan Hakları Kurumu bugün çalışmayıp ne zaman çalışacak" dedi. Gazetece, yazar ve çizerleri cezaevlirene atarak darbe ile mücadee edilemeyeceğini de dile getiren Çakırözer, gazeteci ve yazarların serbest bırakılmasını istedi.
Aziz Sancar'a Atatürk Ödülü çağrısı
TBMM Genel Kurulunda 2017 yılı bütçesi üzerinde söz alan CHP'li Çakırözer, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bütçesi üzerine konuşarak kurum tarafından her yıl verilen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nün uzun süredir verilmemesini eleştirdi
1986 yılından bu yana dünya barışına katkıda bulunan insanlara verilen Atatürk Uluslurarası Barış Ödülü'nün AKP döneminde verilmez hale geldiğini belirten Çakırözer, "Yaklaşık 16 yıldır bir ya da iki istisna dışında bu ödülü vermiyoruz. 2013'te yönetmelik çıkarıldı. Sonu 0 ya da 5'le biten yıllarda verilmesi kararlaştırıldı. Buna rağmen 2015'te de verilmedi. Türkiye Cumhuriyeti bu onurlu ödülü verecek kimse bulamamakta mıdır? Neden bu ödülü Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar'a vermiyoruz. 'Ödülümü Cumhuriyet ve Atatürk sayesinde aldım. Anıtkabir'e armağan ediyorum' diyen Sancar'a bu ödülün verilmesi için yönetmelikte değişiklik yapmak bu kadar mı zor?” dedi.
15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrasında gündeme gelen nezarethaneler ve cezaevlerinde kötü muamele ve işkence iddialarına da değinen Çakırözer, “Temel amaçlarından biri işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizması olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) hiç bir şey yapmamakta. İnsan Hakları Kurumu bugün çalışmayıp da ne zaman çalışacak? Ama bakıyorsunuz bütçesinin yüzde 75'ini bile harcamayıp iade ediyor. Bu kurumu tutuklu gazetecilerle ilgilenmeye, Türkiye'deki kötü muamele ve işkence iddialarının gerçekliğini araştırmaya davet ediyoruz” dedi.
Cezaevlerine meclis heyet göndermeli
Uluslararası Af Örgütü ile Birleşmiş Milletler  İşkence ve Kötü Muameleyle Mücadele Raportörü'nün 15 Temmuz sonrası darbecilere karşı verilen mücadele sırasında ortaya çıkardıkları raporları gündeme getiren Çakırözer, “Raporda yer alan sonuçlara göre, nezarethanelerin, cezaevlerinin durumuna ilişkin gözlemleri var. Kapasiteyi yüzde 200’lere varan düzeyde aştığını söylüyor. Bu yerler, yani otuz gün nezarette tutulan yerler insanların kırk sekiz saatten uzun tutulabilmesine uygun değil. Bu konuda, bizim, muhalefet milletvekilleri olarak, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na da çağrımız var; gidelim, bu cezaevlerini, bu nezarethaneleri yerinde izleyelim diye. Bugüne kadar sonuç alınabilmiş değil. Bu konuda iktidar partisine çağrıda bulunuyoruz destek olmaları için” dedi.
Gazeteciler içerdeyken darbe ile mücadele edilemez
Gazeteci, yazar ve çizerleri cezaevlerine atarak darbe ile mücadele edilemeyeceğini dile getiren Çakırözer, ziyaret ettiği Silivri ve Bakırköy cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine değindi. Çakırözer,  “Kadri Gürsel, otuz gündür 9 yaşındaki oğluyla hakkı olan on dakikalık telefon görüşmesini yapabilmiş değil. Ya bürokratik engel çıkıyor ya da avukat, eş görüşü olan güne telefon görüşmesi konuyor. Ahmet Turan Alkan dört ay önce mektup yazdığını, Silivri’den Üsküdar’a hâlâ o mektubun varamadığını söylüyor” dedi. Çakırözer,  “Yazan, çizen, düşünen insanları, eleştirilerini beğenmediklerimizi OHAL koşulları altında cezaevlerine tıkarsanız darbe ile mücadeleyi anlatmakta güçlük çekerseniz” diye konuştu.
 

 
Editör: TE Bilişim