Vergi ziyaı, vergi mükellefinin ya da yükümlünün vergilendirmeyle ilgili görevlerini zamanında ya da eksik yerine getirmemesi sonucunda, verginin zamanında veya tam olarak hesaplanamaması nedeniyle ortaya çıkan mali bir kabahattir (Vergi Usul Kanunu m. 341). Uygulamada vergi ziyaı kabahatine aynı zamanda “vergi ziyaı suçu” da denir. Vergi ziyaı nedeniyle vergi idaresi tarafından kesilen vergi ziyaı cezası ise idari bir yaptırım olarak para cezasıdır.

Kişisel, medeni durum veya ailevi konumlar hakkında yanlış beyanda bulunmak veya diğer yöntemlerle verginin eksik hesaplanmasına veya haksız bir şekilde iade edilmesine yol açmak vergi ziyaı olarak değerlendirilir. Vergi ziyaı kabahati gerçekleştiğinde, verginin sonradan hesaplanması, tamamlanması veya haksız iadenin geri alınması, vergi ziyaı cezasının uygulanmasını engellemez (VUK m.341).

Vergi ziyaı kabahati, vergilendirme sürecinden önce gerçekleşen eylemler sonucu oluşur. Vergilendirme, vergi alacağının hesaplanıp miktarının belirlendiği süreçtir. Verginin zamanında veya tam olarak hesaplanmaması durumunda vergi kaybı meydana gelir, bu durumda mükellef veya yükümlüye vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaı cezasının kesilebilmesi için, ilgili eylemin mükellef veya vergi yükümlüsü tarafından gerçekleştirilmiş olması gerekir.

Vergi ziyaı cezasına itiraz edilmesi halinde, cezanın tahsili süreç sonuna kadar durdurulur. Vergi mahkemesinden ek bir yürütmenin durdurulması kararı alınmasına gerek yoktur.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda, kabahatler “Usulsüzlük” ve “Vergi Ziyaı” olarak iki farklı şekilde ele alınmıştır. Usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule dair hükümlerine uyulmamasıdır (VUK m.351). Örneğin, zorunlu tutulan defterlerden birinin tutulmaması usulsüzlük kabahati olup para cezası gerektirir. Özel usulsüzlük kabahati ise VUK 355. maddede düzenlenmiş olup, yapılan iş veya hizmet karşılığı fatura veya serbest meslek makbuzu verilmemesi gibi fiilleri içerir.

Bu kapsamda kişinin daha fazla maddi kayıp yaşamaması ve haklarının etkin biçimde savunulması için vergi hukukunda uzman bir İstanbul avukattan hukuki danışmanlık alması önerilmektedir.

Vergi Ziyaı Cezası Kesilmesini Gerektiren Haller (VUK 341)

Vergi kaybına neden olan eylemler vergi ziyaı cezasının kesilmesini gerektirir. Ancak, vergi kaybının gerçekleşmemesi durumunda, eylem hukuka aykırı olsa bile vergi ziyaı cezası kesilemez. Vergi ziyaı cezasının kesilebilmesi için, VUK m.341'de belirtilen vergi ziyaı eylemlerinin hem vergi kaybına yol açması hem de mükellef veya yükümlü tarafından gerçekleştirilmesi şarttır. Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesine göre, vergi ziyaı cezası iki durumda kesilir:

A. Vergilendirme Ödevleriyle İlgili Cezalar: Vergilendirme görevlerinin zamanında veya eksik yerine getirilmesi nedeniyle verginin zamanında hesaplanmaması veya eksik hesaplanması durumunda, mükellef veya yükümlü hakkında kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir (VUK m.341/1). Kişisel, medeni durum veya ailevi durumlar hakkında yanlış beyanda bulunmak da vergi ziyaı olarak değerlendirilir (VUK m.341/2).

B. Vergi Suçu İşlenmesiyle İlgili Cezalar: Vergi Usul Kanunu (VUK) 359. maddede belirtilen vergi suçlarının işlenmesi durumunda, mükellef veya yükümlü hakkında kaybedilen verginin üç katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir. Bu suçlara iştirak edenlere ise kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir (VUK m.344/2). Vergi suçlarına örnek olarak; sahte fatura düzenleme veya kullanma, yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma, defter veya belgeleri ibraz etmeme gibi suçlar sayılabilir.

A. Vergilendirme Ödevleriyle İlgili Vergi Ziyaı Cezaları

Vergilendirme ödevlerinin zamanında veya eksik yerine getirilmesi durumunda, vergi ziyaına yol açıldığında, mükellef veya yükümlü hakkında kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir (VUK m.344/1). Bu maddeye göre aşağıdaki durumlarda mükellef veya vergi yükümlüsü hakkında kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir:

●      Vergilendirme görevlerinin zamanında yerine getirilmemesi. Örneğin, KDV beyannamesinin zamanında verilmemesi.

●       Vergilendirme görevlerinin eksik yerine getirilmesi. Örneğin, KDV’nin eksik beyan edilmesi.

●       Haksız yere verginin mükellefe geri verilmesine sebep olmak. Örneğin, vergi indiriminden yararlanabilmek adına kendini özürlü olarak göstermek.

Vergi ödevleri, yasal olarak belirlenen sürede yerine getirildiğinde, bu işlemlerin zamanında yapıldığı kabul edilir. Kanuni süresi dışında yerine getirilen ödevler, verginin geç veya eksik tahakkukuna neden olduğundan vergi kaybına yol açar. Vergi ödevleri zamanında yerine getirildiğinde, vergi tahakkuku gerçekleşir ve ödeme aşamasına geçilir. Tahakkuk, mükellef veya sorumlunun beyanı üzerine yapılan bir işlemdir. Tahakkukun gerçekleşmemesi veya eksik olması durumunda, vergi ziyaı meydana gelir ve VUK 344/1 uyarınca, mükellef veya sorumlu hakkında kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir.

Vergi beyannamesinin süresinde verilmemesi; mükellefin veya yükümlünün vergilendirme ile ilgili görevlerini zamanında veya eksik yerine getirmemesi anlamına gelir. Vergi incelemesi başlatıldıktan veya takdir komisyonuna sevk edildikten sonra verilen beyannameler dışında, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için vergi ziyaı cezası %50 oranında uygulanır (VUK m.341/3). Örneğin, süresinde Geçici Vergi Beyannamesi vermeyen mükellef veya yükümlü, bu madde hükümlerine göre vergi ziyaı cezası ile cezalandırılır.

Süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannamesi nedeniyle tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344/3 maddesi gereği %50 oranında vergi ziyaı cezası kesilir. Bu durumda, satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin %50'si oranında vergi ziyaı cezası kesilir. Örneğin, satış bedeli 50.000 TL, KDV 9.000 TL ve Vergi Ziyaı Cezası 4.500 TL olarak hesaplanır.

Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında yanlış beyanlar ile veya diğer yollarla verginin eksik tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine yol açmak da vergi ziyaı olarak değerlendirilir (VUK m.341/2). Bu durumda da, kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir (VUK m.344/1). Bazı vergiler, hesaplanırken kişinin medeni durumu (evli, bekar vs.), aile durumu (akrabalık ilişkileri, ebeveyn-çocuk ilişkisi vb.) ve şahsi durumları (örneğin, kısmen veya tamamen özürlü olmak) verginin miktarını etkileyebilir. Bu durumlarla ilgili yanlış bilgi verilmesi, vergi ziyaı suçunun işlenmesine neden olabilir. Örneğin, gerekli oranda özürlü olmadığı halde, vergi indiriminden yararlanarak araç alan bir kişi, VUK m.341/2 uyarınca vergi ziyaı suçu işlemiş olur.

B. Vergi Suçu İşlenmesi (VUK 359) Nedeniyle Vergi Ziyaı Cezaları

Vergi suçları (vergi kaçakçılığı, sahte belge/fatura düzenleme vb.) VUK 359. maddesinde düzenlenmiştir. VUK 359. maddede yer alan vergi suçlarının işlenmesi durumunda, fail hakkında asliye ceza mahkemesinde ceza davası açılır. Aynı zamanda, ceza davasına konu olan vergi suçu fiilini işleyen fail (mükellef veya yükümlü) hakkında, kaybedilen verginin üç katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir. VUK m.359’daki vergi suçlarına iştirak edenlere ise kaybedilen verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir (VUK m.344/2).

Vergi Usul Kanunu 359. maddesinde belirtilen kaçakçılık suçlarından dolayı hapis cezasına hükmedilmesi, idari suç niteliğindeki vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel oluşturmaz. Asliye ceza mahkemesi kararları, vergi ziyaı cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etki etmez; bu makam ve merciler tarafından verilen kararlar da asliye ceza mahkemesini bağlamaz (VUK m.367).

VUK m.344/2’ye göre, mükellefin vergi suçları (VUK m.359) işleyerek vergi ziyaına yol açması durumunda, kaybedilen verginin üç katı kadar (iştirak edenlere bir katı kadar) vergi ziyaı cezası kesilmesi gereken suçlar şunlardır:

●      Muhasebe ve Hesap Hileleri Yapma Suçu (VUK m.359/a-1): Yasadışı işlemler yapan şirketler, bu işlemleri gizlemek için muhasebe veya hesap hileleri yapabilirler. Muhasebe ve hesap hileleri, usulüne uygun vergilendirme yapılmasını engelleyerek gerçek matrahın ortaya çıkmasını engellemeyi hedefler. Bu suç nedeniyle, VUK m.359/a-1 gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilirken, aynı fiil için mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak eden kişilere ise bir kat vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

●      Gerçeğe Aykırı Hesap Açma Suçu (VUK m.359/a-1): Gerçek olmayan ya da kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açmak, VUK md.359/b maddesine göre vergi kaçakçılığı suçu olarak kabul edilir. Bu tür gerçeğe aykırı hesap açma suçu nedeniyle, VUK m.359/a-1 gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Aynı fiil nedeniyle mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak edenlere de bir katı kadar vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

●      Çift Defter Tutma (VUK m.359/a-1): Çift defter tutma, vergi kanunlarına göre tutulması gereken defter ve kayıtlar dışında, ticari işlemlerin kaydedildiği özel defterlerin tutulmasıdır. Çift defter tutma suçu nedeniyle, VUK m.359/a-1 gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilirken, mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak eden kişilere bir kat vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

●      Deftere Kaydedilmesi Gereken Hesap ve İşlemleri Başka Ortamlara Kaydetmek (VUK m.359/a-2): Defterlere kaydedilmesi gereken hesap ve işlemlerin, vergi matrahının azalmasına yol açacak şekilde başka ortamlara kaydedilmesi, 18 ay ile 3 yıl arası hapis cezası ile cezalandırılır. Aynı fiil için mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak edenlere bir katı kadar vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

●      Defter, Kayıt ve Belgelerin Tahrif Edilmesi Suçu (VUK m.359/a-2):Saklanması zorunlu olan defter ve kayıtların tahrif edilmesi, yazıların silinmesi veya kayıtların değiştirilmesi ile gerçek matrahın anlaşılmasını güçleştiren fiiller vergi kaçakçılığı suçu teşkil eder. Bu suç için, VUK m.359/a-2 gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Aynı fiil nedeniyle mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak edenlere bir katı kadar vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

●      Defter, Kayıt ve Belgeleri Gizleme veya İbraz Etmeme Suçu (VUK m.359/a-2): Noter onayıyla ya da başka şekilde varlığı tespit edilen defter, kayıt ve belgelerin, vergi incelemesine yetkili kişilere ibraz edilmemesi veya gizlenmesi suç oluşturur. Bu suç için, VUK m.359/a-2 gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Aynı fiil için mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak edenlere bir katı kadar vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

●      Muhteviyatı İtibarıyle Yanıltıcı Belge Düzenleme veya Kullanma Suçu (VUK m.359/a-2): Ticari iş veya işlemler gerçekte varken, bu iş veya işlemlerin belgelere yanıltıcı şekilde yansıtılması suç teşkil eder. Örneğin, satılan bir malın gerçek dışı şekilde faturalandırılması. Bu suç için, VUK m.359/a-2 gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilirken, mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak edenlere bir katı kadar vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

          Defter, Belge ve Kayıtlarda Sahtecilik (VUK m.359/b): Defter, kayıt veya belgelerin yok edilmesi, sayfaların değiştirilmesi veya tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenmesi veya kullanılması vergi kaçakçılığı suçu oluşturur. Bu suç için, VUK m.359/b gereği fail hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilirken, mükellef veya yükümlüye kaybedilen verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Suça iştirak edenlere bir katı kadar vergi ziyaı cezası uygulanır (VUK m.344/2).

Yunus emre düşünceleriyle anıldı Yunus emre düşünceleriyle anıldı

Vergi Ziyaı Cezasına İtiraz ve İptal Davası

1. Doğrudan İptal Davası Açma: Vergi ziyaı cezalarına karşı, cezanın tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde iptal davası açılabilir. İptal davasına bakmaya yetkili mahkeme vergi mahkemesidir.

2. İdari İtiraz Yolundan Sonra İptal Davası Açma: Vergi cezalarıyla ilgili hatalar, Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen usul ve şartlara uygun olarak düzeltilir. Vergi hatalarının düzeltilmesi için öngörülen zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre içerisinde vergi dairesine başvurularak vergi ziyaı cezasının idari yoldan düzeltilmesi istenebilir. İdari düzeltme talebi, iptal davası açma süresini durdurur. Eğer düzeltme talebi reddedilirse, reddin tebliğ edildiği tarihten itibaren kalan sürede iptal davası açılabilir.

3. Uzlaşma Başvurusu Sonrasında İptal Davası Açma: Uzlaşma başvurusu, ceza ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde yapılabilir. Eğer uzlaşma sağlanamazsa, mükellef veya ceza muhatabı, uzlaşma sağlanamadığına dair tutanağın kendisine tebliğ edilmesinden itibaren genel hükümlere uygun olarak iptal davası açabilir. Uzlaşma sürecinde geçen süre, iptal davası açma süresini durdurur. Uzlaşma sağlanamaması halinde, uzlaşmanın sağlanamadığına dair tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde iptal davası açılabilir.

Vergi Ziyaı Cezasında Yürütmenin Durdurulması Kararı

Yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemin yürütülmesini (icrasını) açılan idari davanın sonuna kadar durduran ve dava konusu idari işlemin tüm hukuki sonuçlarını askıya alan bir tedbirdir. Vergi mahkemelerinde, vergi ziyaı cezasının iptali davası açıldığında, bu cezaların tahsil işlemi dava sonuna kadar durdurulur. Vergi ziyaı cezasının tahsilinin durdurulması için ayrıca yürütmenin durdurulması kararı alınmasına gerek yoktur.

Vergi Ziyaı Suçuna İştirak

İştirak, bir suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi anlamına gelir. Vergi ziyaı suçuna iştirak, bir kişinin vergi mükellefi veya yükümlüsü ile işbirliği yaparak VUK 359. maddesinde düzenlenen fiillerden biriyle vergi ziyaına neden olmasıdır. İştirak edenin cezalandırılabilmesi için asıl failin de cezalandırılması gerekir. Vergi idaresi tarafından, vergi suçuna iştirakle ilgili rapor düzenlenir. Bu raporda, iştirak eden kişinin suça nasıl katıldığı ve bu suçtan menfaat sağlayıp sağlamadığı belirtilmelidir. İştirak eden kişiye, VUK m.359'da yer alan vergi suçlarına iştirak nedeniyle indirimli bir vergi ziyaı cezası uygulanabilir.

Vergi Ziyaı Cezasının Gecikme Zammı (Faizi)

Vergi ziyaı cezasına ilaveten, vergi borcunun süresinde ödenmemesi nedeniyle uygulanan zamlar "gecikme zammı" olarak adlandırılır. Vergi ziyaı cezasına gecikme faizi uygulanmaz; yerine gecikme zammı uygulanır.

Gecikme faizi, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinde düzenlenmiş olup, verginin tarh, tebliğ ve tahakkuk edilmesi aşamalarında süresinde ya da tam olarak tahakkuk ettirilmeyen vergilerin asıllarına uygulanan tali nitelikte bir cezadır.

Gecikme Zammı ise, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %4 oranında gecikme zammı uygulanır. Bu nedenle, vadesinde ödenmeyen vergi ziyaı cezasına uygulanacak ek ceza niteliğindeki gecikme zammının oranı her ay için ayrı ayrı %4'tür.

Vergi Ziyaı Suçunda Tekerrür

Ceza hukukunda tekerrür, daha önce işlenen bir suçun cezası kesinleştikten sonra belirli bir süre içinde ikinci bir suç işlenmesidir. Vergi ziyaı cezasında tekerrür ile ceza hukukundaki tekerrür arasında, süre veya nitelik açısından farklılıklar bulunur. Vergi ziyaı suçunda gerçek veya tüzel kişilere tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için aşağıdaki şartlar gereklidir:

●      Mükellef veya vergi yükümlüsü daha önce vergi ziyaına sebebiyet vermekten cezalandırılmış ve bu ceza kesinleşmiş olmalıdır. Vergi ziyaı cezasının ödenmiş olması şart değildir.

●      Kesinleşen ilk vergi ziyaı cezası ile tekerrür nedeniyle kesilecek sonraki vergi ziyaı cezasının aynı türden olması gerekir. Yani, her iki cezanın da "vergi ziyaı cezası" olması gereklidir.

●      İlk vergi ziyaı cezasının kesinleştiği tarihten itibaren beşinci yılın sonuna kadar tekrar vergi ziyaı cezası kesilmelidir.

Vergi ziyaı cezasında tekerrür halinde, vergi ziyaı cezası %50 oranında artırılarak uygulanır. Ancak, artırım tutarı, kesinleşen önceki vergi ziyaı cezasından fazla olamaz.

Vergi Ziyaı Cezasında İndirim ve Uzlaşma

1. Vergi Ziyaı Cezasında İndirim: İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezalarının yarısını, ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya belirlenen teminatı göstererek ödeme taahhüdünde bulunursa, kesilen vergi ziyaı cezasının yarısı indirilir (VUK m.376).

2. Vergi Ziyaı Cezasında Uzlaşma: Mükellefler, ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde uzlaşma talebinde bulunabilir. Uzlaşma sağlanırsa, mükellef üzerinde uzlaşılan vergi ziyaı cezalarının %75'ini ödeme süreleri içinde öderse, üzerinde uzlaşılan cezanın %25'i indirilir. Uzlaşma sürecinde geçen süre, iptal davası açma süresini durdurur.

Vergi Ziyaı Cezasında Zamanaşımı

Vergi ziyaı cezası, zamanaşımı süresine tabidir. Vergi ziyaı cezasının bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren beş yıl içinde kesilmemesi durumunda, zamanaşımına uğrar. Bu süre içinde ceza ihbarnamesi tebliğ edilirse, zamanaşımı kesilmiş olur.

Vergi ziyaı cezasının kesilmesinden sonra, ayrıca "tahsil zamanaşımı" da söz konusudur. Tahsil zamanaşımını düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 102. maddesine göre, vergi ziyaı cezası, tahakkuk edildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.

Vergi Ziyaı (Kaybı) ile VUK m.359’daki Suçların İçtimaı

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda yer alan idari suç niteliğindeki vergi ziyaı cezası ile VUK m.359 ve diğer kanunlarda belirtilen cezalar; içtima ve tekerrür hükümleri bakımından birleştirilemez. Bir fail hakkında, aynı fiil nedeniyle hem vergi ziyaı cezası hem de VUK m.359 kapsamındaki bir suç nedeniyle hapis cezası verilebilir. Ancak usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezaları ile vergi ziyaı cezası arasında içtima veya tekerrür hükümleri uygulanamaz.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) gereğince vergi cezasıyla cezalandırılan fiiller, eğer VUK m.359’a göre de suç teşkil ediyorsa, daha önce vergi cezası kesilmiş olsa bile VUK m.359 gereğince savcılık soruşturması yapılmasına engel yoktur (VUK m.340).

Vergi Ziyaında İzaha Davet ve Vergi Ziyaı Cezasında İndirim (VUK 370)

Vergi ziyaı durumunda izaha davet, vergi idaresinin mükellefle ilgili şüpheleri olduğunda mükellefi açıklama yapmaya davet etmesidir. İzaha davet sürecinde mükellefin yaptığı açıklamalar sonucunda vergi ziyaı cezasında önemli ölçülerde indirim yapılabilmektedir.

Vergi idaresi (Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonu) tarafından yapılan ön tespit sonrasında, vergi ziyaının meydana gelmiş olabileceği değerlendirilirse, mükellefe bir izaha davet yazısı gönderilir. İzaha davet kapsamında beyanda bulunan mükelleflerin vergi ziyaı (vergi kaybı) cezası %80 oranında indirilir. Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonu’nun mükellefin vergi kaybına neden olduğu değerlendirdiğinde, mükellefin 30 gün içerisinde beyanname vermesi veya mevcut beyannameyi düzeltmesi halinde vergi ziyaı cezası %80 indirimli olarak uygulanır.

Ancak, VUK m.359 kapsamında işlenen vergi suçları (sahte veya yanıltıcı belge kullanma gibi) nedeniyle meydana gelen vergi ziyaı durumlarında mükellefler izaha davet edilmez. Yalnızca, kullanılan sahte veya yanıltıcı belge tutarı belirli bir limitin altında kalan veya toplam mal ve hizmet alışlarının belirli bir oranını aşmayan durumlarda mükelleflere ön tespit ile ilgili yazı tebliğ edilebilir. Mükellefler, bu yazının tebliğinden itibaren 30 gün içinde gerekli düzeltmeleri yaparak ve gecikmiş vergileri ödeyerek vergi ziyaı cezasında indirimden yararlanabilir.

Vergi Ziyaı Suçunda Pişmanlık ve Islah (VUK 371)

Beyana dayalı vergilerde, vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükellefler ve bu fiillerin işlenişine iştirak eden kişiler, kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara dilekçe ile kendiliğinden haber verirlerse, belirli şartlar altında vergi ziyaı cezası kesilmez:

●      Mükellefin, keyfiyeti haber verdiği tarihten önce herhangi bir resmi makama ihbar edilmemiş olması gerekmektedir.

●      Haber verme dilekçesinin, mükellef nezdinde haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin bir vergi incelemesine başlanmadan önce verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.

●      Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin, mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde tevdi edilmesi gerekir.

●      Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının, mükellefin haber verme tarihi itibarıyla 15 gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi gereklidir.

●      Ödeme süresi geçmiş olan vergilerin, gecikme zammı ile birlikte 15 gün içinde ödenmesi gerekmektedir.

Bu koşullar altında, mükellefler veya iştirak eden kişiler vergi ziyaı cezasından muaf tutulabilir.

Editör: Mustafa YILDIRIM