Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESTÜDAM) Müdürü Prof. Dr. Hilmi Özden, ‘Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu’ gibi çalışmaların Türk müellifler tarafından Ahilik geleneği açısından yorumlanarak medeniyetimize uygun bir şekilde kaleme alınması gerektiğini belirterek, “Aksi halde ahilik geleneğini okutmak mümkün olmamaktadır" dedi.
Özden, Gazi Üniversitesince UNESCO 2021 Ahi Evran’ın 850. doğum yıldönümü çerçevesinde gerçekleştirilen “Ahi Evran ve Ahilik Geleneği” başlıklı çevrim içi etkinlikte ahilik mirasına ilişkin bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Hilmi Özden, 1171’de Azerbaycan’ın Hoy kentinde dünyaya gelen Ahi Evran’ı “tasavvuf öğretisini Anadolu topraklarına taşıyan düşünür, siyasetçi” olarak tanımladı. Prof. Dr. Hilmi Özden, Ahi Evran’ın ahlak teorisini pratiğe dönüştüren, yaptığı çevirilerle Türkçe’nin gelişmesine katkıda da bulunan önemli bir esnaf ve sanatkâr lideri olduğunu belirtti. Ahiliğin hem mesleki hem de insanı esas alan bir yapılanma olduğunu vurgulayan Özden, meslekte uzmanlaşma, hırs ve aç gözlülükten kaçınma, paylaşma, sadelik, sabır, sadakat, güven, sevgi, toplumsal sorumluluk, dürüstlük, doğruluk, ortak yaşama kültürü gibi ilkelerin liyakat, adalet ve ilim temeline oturduğunu söyledi. ESTÜDAM Müdürü Prof. Dr. Hilmi Özden, Ahiliğin sivil toplum kuruluşu olma özelliği taşıdığını belirterek şunları söyledi;
“Ahiler siyasi otoritenin hâkimiyetini tercih etmemiş tam tersine gerektiğinde siyasilere danışmanlık yapmışlardır. Hatta siyasi otoritenin zayıfladığı XIII. asırda Ankara’da yönetimi ele aldıkları görülür. Millî Mücadelede Ankara’nın tercih edilmesi bu hatıra ile ilişkilendirilmektedir. Ahilerin şehir ve kasabalara göç etmesi ile ahiliğin ‘yaranlık’ şeklinde devam ettiğine şahit olunmaktadır. Urfa’da sıra geceleri, Çankırı, Akşehir, Konya ve birçok kentte yaran geceleri gençler arasında günümüze kadar devam etmiştir. Gaziantep’te lokantaların bir günlüğüne ara verdikleri işlerini nöbetçi esnafa bıraktıkları görülebilmektedir. Günümüz iktisadî ilkeleri arasında vurgulanan kalite, özgünlük, patent hakkı, stratejik yönetim, uzmanlık-iş bölümü, biz duygusu, insan odaklı ticaret (müşteri odaklı değil), ombudsmanlık/kamu denetçiliği, bilgi ekonomisi başta olmak üzere birçok başlık ahilik mirası şeklinde özetlenebilmektedir. ‘Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu’ gibi çalışmalar Türk müellifler tarafından Ahilik geleneği açısından yorumlanarak medeniyetimize uygun bir şekilde kaleme alınmalıdır. Aksi halde ahilik geleneğini okutmak mümkün olmamaktadır. Hâlbuki felsefî disiplinler antik çağlardan itibaren günümüze ışık tutmaktadır. Batı felsefe geleneğinin bugünü yorumlamadaki işlevlerinin benzerleri hatta onlardan daha da ötesi doğu hikmeti ve irfanından elde edilebilir.”