CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, 12 Eylül darbesinin 39. yıldönümünde Ağustos ve Eylül ayı basın özgürlüğü raporunu açıkladı. Çakırözer, “Basın ve ifade özgürlüğü 40 yılda bir santim bile ilerleyemedi. Tutuklu gazeteci sayısı da 4 kattan fazla arttı. Son 7 yılda gözaltına alınan gazeteci sayısı en az 629. Yüzlerce gazeteci haberlerinden dolayı hukuksuzca yargılanıyor” dedi. Yargıtay’ın 12 Eylül’ün yıldönümünde Cumhuriyet Gazetesi davasında verilen haksız hapis cezalarına yönelik bozma kararını da değerlendiren Çakırözer, “Karar tüm basın davalarına emsal teşkil etmeli, tüm savcılara, hakimlere ders olmalı. 3 yıldır devam eden adaletsizlik, hukuksuzluk çöktü ama gazetecilerin çalınan hayatlarının hesabı sorulmalı. Hakimler ve Savcılar Kurulu, yıllar sonra Yargıtay’ın kararı ile çökecek iddianamelerin bir daha yazılmaması için, yıllar sonra hukuksuz olduğu için bozulacak ağır hapis cezalarına hükmedilmemesi için bu savcılar, bu hakimler hakkında harekete geçmeli” dedi.
CHP’li Çakırözer, Ağustos ve Eylül ayı basın özgürlüğü raporunu, 12 Eylül darbesinin 39. yıldönümünde Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde katıldığı söyleşide açıkladı. Çakırözer, basın ve ifade özgürlüğü alanında 12 Eylül darbesinden üzerinden geçen 40 yılı anlattı. Yargıtay’ın Cumhuriyet Gazetesi davası ile ilgili kararını değerlendirdi. Çakırözer, şöyle konuştu:
Basın özgürlüğü bir santim ilerlemedi: 12 Eylül darbesi geride çok büyük ve çok acı bir tablo bıraktı. Basın ve ifade özgürlüğü alanında da büyük bir yıkım yaşandı. Gazeteciler hakkında yaklaşık 4 bin yıl hapis cezası istendi. 31 gazeteci hapse atıldı. Gazetelere toplamda 300 gün yayın yasağı getirildi. Binlerce yayın yasaklandı. Tonlarca gazete, dergi, kitap yakıldı. Basın ve ifade özgürlüğü 40 yılda bir santim bile ilerlemedi.
Tutuklu gazeteci sayısı 4 kattan fazla: 12 Eylül darbesinin yarattığı hukuksuz ortamda 31 gazeteci hapse girdi. Ama 131 gazeteci hala cezaevinde. Tutuklu gazeteci sayısı da 4 kattan fazla arttı. Son 7 yılda gözaltına alınan gazeteci sayısı en az 629. Yüzlerce gazeteci haberlerinden dolayı hukuksuzca yargılanıyor. 12 Eylül’de yüzlerce basın kuruluşu kapatıldı. OHAL KHK’ları ile 179 basın kuruluşunun yayın hayatına son verildi. Yine OHAL KHK’ları ile 10 bine yakın gazeteci işsiz kaldı. Her yıl onlarca gazeteci ya işten çıkarılıyor, ya da istifaya zorlanıyor.
Sadece iki ayda 26 gazeteci yargılandı: 2019 yılının Ağustos ve Eylül aylarında, sadece iki ayda 26 gazeteci yargılandı. Yıllardır devam eden yargılamaların bu iki ayda devam eden küçük bir bölümünde gazeteciler hakkında 352 yıl hapis cezası isteniyor. 11 gazeteci gözaltına alındı, 4 gazeteci hakkında ise yeni dava açıldı. Eylül ayının kalan bölümünde 20 gazeteci hakkındaki dava devam edecek. Ekim ayında da 44 gazeteci yargılanacak.
Yıllar süren hukuksuzluk çöktü ama ya çalınan hayatlar: Yargıtay 16. Ceza Dairesi tam bir adaletsizlik çukuruna dönüşen Cumhuriyet Gazetesi davasında aylardır beklenen kararını nihayet verdi. Ama bu aydınlarımız Ekim 2016 yılından bu yana çok büyük haksızlıklara maruz bırakıldı. Kadri Gürsel’in hayatından 11 ay, Ahmet Şık’ın 1 yıl 2 ay, Murat Sabuncu’nun 1 yıl 4 ay, Akın Atalay’ın hayatından neredeyse 1.5 yıl çalındı. Musa Kart’ın, Güray Öz’ün, Hakan Kara’nın, Mustafa Kemal Güngör’ün, Önder Çelik daha önce 9 ay tutuklu kaldıkları halde ikinci kez cezaevine gönderildi. Çifte adaletsiz onların hayatlarından toplamda 13.5 ay çalındı. Yargıtay’ın bu kararı 3 yıldır devam eden adaletsizlik, hukuksuz çöktü ama ya gazetecilerin çalınan hayatlarının hesabı sorulmalı.
Savcılara, hakimlere ders olmalı: Yargıtay’ın kararı, tüm basın davalarına da emsal teşkil etmeli. Bu karar; gazetecilerin haberlerini, yazarların yazılarını, karikatüristlerin çizgilerini terörle, darbecilikle ilişkilendiren, hukuksuz iddianamelerle aydınların hayatlarını mahveden savcılara; haber alma hakkını, fikir ve ifade özgürlüğünü verdikleri ağır hapis cezaları ile hiçe sayın hakimlere ders olmalı.
HSK’nin artık harekete geçmeli: Cumhuriyet Gazetesi çalışanı Emre İper hakkında verilen cezasının onanması ise basın ve ifade özgürlüğü alanında verilecek mücadelenin de hız kesmeden devam etmesi gerektiğini gösteriyor. Yargıtay’ın Cumhuriyet Gazetesi davasında verdiği karar tüm basın davaları için içtihat olmalı, emsal olmalı. Onlara yaşatılan hukuksuzluğun da hesabı sorulmalı? Hakimler ve Savcılar Kurulu artık, yıllar sonra Yargıtay’ın kararı ile çökecek iddianamelerin bir daha yazılmaması için, yıllar sonra hukuksuz olduğu için bozulacak ağır hapis cezalarına karar verilmemesi için bu savcılar, bu hakimler hakkında harekete geçmeli.
Tek beklendi bağımsız yargı ve daha fazla tahammül: Darbeler, darbe girişimleri, OHAL, fiili OHAL; yaşanan ne olursa olsun bağımsız haber, özgür düşünce, eleştirel düşünce özgürce yayılması, tarafsız tartışmaya olan ihtiyacı engellenemez. Tek beklentimiz bağımsız ve tarafsız bir yargı; gazeteciliğin suç, haberin bir suç objesi olarak görülmemesi; silaha, şiddete çağrı yapmayan, bunlara özendirmeyen her türlü düşünceye karşı daha fazla tahammül gösterilmesidir. 12 Eylül darbesinin yarattığı iklimle, basın ve ifade özgürlüğüne karşı her türlü ihlalle ancak bu şekilde mücadele edilebilir.