Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Aşıların 28 gün arayla 2 doz şeklinde insanlara uygulanması planlanıyor. Bu noktada 28 günlük aranın, antikor yanıtının daha yüksek sağlanması açısından uygun olduğu, daha önceki Faz-1 ve Faz-2 çalışmalarında ortaya konmuştu” dedi.

Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, Çin’den getirilen inaktif Covid-19 aşılarının 14 gün boyunca TİTCK laboratuvarlarında birçok testten geçeceğini söyledi. Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, aşıların bu 14 günlük test sürecinden sonra onay alması halinde ‘Seri Serbest Bırakma Sertifikası’ verilerek aşılamanın başlayacağını belirtti. Kayıpmaz, daha önce yapılan incelemeler ışığında, bu inaktif Covid-19 aşısının aşılamadan 28 gün sonra istenilen düzeyde antikor oluşturduğunu kaydetti.

“AŞILAR İNCELEME SÜRESİ OLAN 14 GÜN SONUNDA EĞER STANDARTLARA UYGUN BULUNUR İSE ‘SERİ SERBEST BIRAKMA SERTİFİKASI’ VERİLİYOR”

Yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’ye gelen inaktif Covid-19 aşılarının optimum düzeyde antikor oluşturmasının 28 günlük süreçte gerçekleştiğini belirten Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Aşılar ülkemize geldi ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) uluslararası akredite laboratuvarlarında incelenmeye başladı. Her gelen partide alınan belli sayıda numune incelemeye tabi tutuluyor. Yaklaşık olarak 14 günlük bir süreçte; fizikokimyasal, biyokimyasal, immünokimyasal çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda aşılarla ilgili sterilite ve akut toksisite çalışmaları da yürütülüyor. 14 gün sonunda eğer standartlara uygun bulunur ise ‘Seri Serbest Bırakma Sertifikası’ veriliyor ve sonrasında da aşılar uygulanmaya başlıyor. Bu noktada aşıların 28 gün arayla 2 doz şeklinde insanlara uygulanması planlanıyor. Bu noktada 28 günlük aranın antikor yanıtının daha yüksek sağlanması açısından uygun olduğu daha önceki Faz-1 ve Faz-2 çalışmalarında ortaya konmuştu. Bu çalışmalardaki olumlu sonuçlar göz önünde bulundurularak iki aşı dozu arasında 28 günlük sürenin uygulanmasına karar verildi” şeklinde konuştu.

“AŞI UYGULANDIKTAN YAKLAŞIK 6 HAFTA SONRA İSTEDİĞİMİZ ANTİKOR SEVİYESİNE ULAŞACAĞIMIZI ÖNGÖREBİLİRİZ”

Aşılanma başladıktan sonra, aşı olan kişide antikorların oluşmaya başladığını belirten Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, “Aslında aşılar uygulanmaya başladıktan sonra antikorlar da oluşmaya başlıyor. Ama bu aşıyla ilgili olarak yapılmış Faz-1 ve Faz-2 çalışmalarının dünyanın saygın bir tıp dergisinde yayınlanan sonuçlarına göre aşının ikinci dozundan 14 ila 28 gün sonra istenilen antikor düzeyine ulaşıldığı bildiriliyor. Yani ilk aşı size uygulandı yaklaşık olarak 6 hafta sonrasında istediğimiz antikor seviyesine ulaşacağımızı öngörebiliriz” diye konuştu.

“EN AZINDAN BİR 6 AY KADAR KORUMASINI BEKLİYORUZ”

Aşılama yapıldıktan sonra en az 6 aylık bir bağışıklık oluşmasını beklediklerini belirten Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, “En azından bir 6 ay kadar korumasını bekliyoruz. Ama şuan da bu bir beklenti düzeyinde. Önümüzdeki sene, daha net veriler elimizde olacak ve aslında bu aşıların koruyuculuğunun ne kadar sürdüğünü de biz daha geniş kapsamlı veriler üzerinden konuşabileceğiz. Rutin bir alerji testine gerek yok. Yalnız daha önceden herhangi inaktive bir virüs aşısını vurulmuş ve alerjik reaksiyon gelişmiş veya aşıya bağlı çeşitli komplikasyonlar gelişmiş ki bunların sayısı çok çok azdır. Bu kişilerin aşı olurken veya aşı olma öncesinde aşıyı uygulayacak kişileri bilgilendirmesi gerekiyor. Bunun dışında aşı uygulaması öncesinde rutin bir antikor testine veya alerji testine gerek yoktur” ifadelerini kullandı.

“BİZ AŞIYI OLDUK, MASKEYİ ARTIK ÇIKARTABİLİRİZ GİBİ BİR DÜŞÜNCEYE KAPILMAMAMIZ LAZIM”

Aşıları olduktan sonra toplum bağışıklığının oluşacağı seviyeye ulaşana kadar, maske, mesafe ve temizlik önlemlerine yine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Kayıpmaz, “Aşılamalardan sonra yani birinci ve ikinci dozdan sonra biz tedbirli yaşama yine devam etmek durumundayız. Yani ‘biz aşıyı olduk, maskeyi artık çıkartabiliriz’ gibi bir düşünceye kapılmamamız lazım. Çünkü toplumdaki bağışıklık, aşı olanlar ve hastalığı geçirenler vesilesiyle belli bir düzeyin üzerine çıkıncaya kadar biz tedbirli bir biçimde yaşamımıza devam edeceğiz. Aşılar neyi sağlayacak? Biz virüs ile karşıladığımızda; aşılar vasıtasıyla vücutta hazır bulunan antikorlar bu hastalığı daha hafif geçirmemizi sağlayacak. Bu nedenle sevdiklerimizin ve kendimizin bu hastalığı hafif atlatmamız açısından aşılama son derece büyük önem arz ediyor” dedi.

-İHA-